Sîreti Sûrete Dönenler: İçin Aynası Dışına Yansısa
Sîreti Sûrete Dönenler: İçin Aynası Dışına Yansısa
“Şu medenîlerden çoğunun eğer içini dışına çevirirsen, görürsün: Başta maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır; sîreti olur sûret.
Gelir hayali karşına, postlarıyla tüyleri. İşte şununla görünür meydandaki âsârı. Zemindeki mevâzin, mîzanıdır şeriat.” Sözler. #lemeat. Bediüzzaman.
İnsan dışıyla değil, içyüzüyle tanınır. Zira kalbin aynası, bir gün mutlaka yüzün çizgilerine vurur. Bediüzzaman Hazretleri, “Şu medenîlerden çoğunun eğer içini dışına çevirirsen…” diyerek, yalnızca bir edebî sanat yapmıyor; aynı zamanda derin bir ahlâkî tahlil sunuyor.
Modern insan, görünüşte şıktır, zariftir, güler yüzlüdür. Fakat o dış cilânın altında neyin saklandığı, gerçek değerleri ortaya koyar. Eğer bu iç dünya görünür olsaydı, nice maymun ruhlu, tilki kurnazlığında, yılan gibi sinsi, ayı gibi hoyrat, domuz gibi süflî karakterler karşımıza çıkardı. Bu teşbihler hakaretten değil, temsili bir teşhisten doğar. Çünkü kalbi kinle dolu olan bir adam, gülümsemesiyle değil, taşıdığı niyetle yargılanmalıdır.
Bu ifadeler, medeniyetin “medeniyetçilik” kisvesi altına sığınıp nefsanîliği, menfaati, sahtekârlığı kutsamasına karşı bir tokattır. Zira Bediüzzaman, medeniyetin değil, zulme, sefahate, hileye dönmüş yoz medeniyetin maskesini yırtmaktadır.
“Zemindeki mevâzin, mîzanıdır şeriat.” Bu cümle ise, kainatta işleyen adaletin, ilâhî denge ve ölçünün, Şeriat-ı Muhammediyye ile tam örtüştüğünü ifade eder. Yani yerin terazisi, semavî ölçüyle tartılır. Bu yüzden şeriat, yalnızca bir ibadetler sistemi değil, ahlâkın ve insanlığın terazisidir. Şeriatın ölçüsünde kalbî bir temizlik, niyetin selameti, hakikatin parlaklığı vardır.
İç dünyası kararmış bir adam, dış dünyayı süslemekle kurtulamaz. Asıl devrim, kozmetikte değil; kalpte, sîrette, niyette yapılmalıdır. Bir cemiyetin gerçek refahı, kalbî arınmışlıkla mümkündür. Şeriat; postların değil, özlerin ölçüsüdür.
Makale Özeti:
Bediüzzaman’ın bu veciz ifadesi, insanın iç dünyasının dışına yansıtılması hâlinde gerçek yüzlerin ortaya çıkacağını vurgular. Medeniyet görüntüsünün ardında vahşet, kurnazlık ve sefahat gizlenebilir. Gerçek ölçü, şeriat terazisidir. İnsanlığın özü, dış görünüşle değil, kalbin temizliği ve ahlâkın derinliğiyle ölçülür. Bu makale, günümüz insanına ahlâkî bir muhasebe çağrısıdır.