Taklit Felaketi
Taklit Felaketi
Arapça Metin:
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
«لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ شِبْرًا شِبْرًا وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ حَتّٰى لَوْ دَخَلُوا جُحْرَ ضَبٍّ لَاتَّبَعْتُمُوهُ.»
قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللّٰهِ آلْيَهُودُ وَالنَّصَارٰى؟
قَالَ: «فَمَنْ؟»
Türkçe Metin:
Ebu Said el-Hudrî’nin (ra) rivayet ettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Muhakkak sizler, sizden önceki ümmetlerin yollarını karış karış, arşın arşın takip edeceksiniz. Hatta onlar bir keler (sürüngen) deliğine girseler, onların peşinden gideceksiniz.” Biz: “Ya Resulallah! Yahudi ve Hristiyanlara mı?” dedik. Peygamberimiz:
“Başka kim olur ki?” buyurdu.
(Buhârî, İ’tisâm, 14.)
Keler Deliğine Kadar Giden Yol
> “Sizden öncekilerin yollarını karış karış, arşın arşın takip edeceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girseler, siz de peşlerinden gireceksiniz.”
(Buhârî, İ’tisâm, 14)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu hadisiyle biz ümmetine büyük bir tehlike kapısını haber vermektedir: Körü körüne taklit. Bu sadece basit bir öykünme değil, bir istikamet kaymasıdır. Çünkü taklit; kültür, inanç, hayat tarzı ve nihayetinde kimlik erozyonudur.
Hadiste geçen “karış karış, arşın arşın” benzetmesi, adım adım bir benzeşmeye işaret eder. Üstelik bu benzeşme öyle bir noktaya ulaşır ki, akıl dışı, zararlı, anlamsız şeylerde bile taklit edilir. Yahudi ve Hristiyan toplumlarının hata ve sapmalarını, onların girdiği keler deliğine varıncaya kadar takip eden bir ümmet portresi çizilmiştir.
Taklidin Günümüzdeki Tezahürleri
1. Ahlaki Çöküntü: Batı toplumlarındaki bireycilik, çıplaklık, evlilik dışı ilişkiler, cinsiyetsizlik gibi ahlaki sapmalar, önce filmlerle zihne, sonra sosyal medya ile kalbe girdi. Bugün bu davranışlar Müslüman toplumlarda da normalleşmekte.
2. İnançta Zayıflama: Batının seküler aklı, “her şey bilime dayanmalı” diyerek Allah inancını sorgulatmaya başladı. Modern Müslüman gençlik içinde “deizm, agnostisizm” gibi sapmalar çoğalmakta.
3. Eğitim ve Aile Modeli: Anne-babadan kopuk bireyler yetiştiren Batılı aile modeli örnek alınmakta. Neticede aidiyetsiz, değerlerden yoksun, boşlukta bir gençlik yetişmekte.
4. İbadet ve Takva Hayatının Göz Ardı Edilmesi: Medya ve teknoloji bağımlılığı, lüks tutkusu ve konfor düşkünlüğü; ibadetleri erteleyen, ruhen körelmiş bir nesil ortaya çıkarmakta.
Neden Taklit Ediyoruz?
Özgüven eksikliği: Kendi medeniyetimize yabancılaşma, Batı karşısında aşağılık kompleksi.
Medyatik dayatma: Diziler, reklamlar ve müzikler üzerinden sinsi bir kültür aşılaması.
Eğitim boşluğu: Kendi değerlerini öğretemeyen eğitim sistemleri.
İslami yaşantının temsilde zayıflaması: Güzel örnekliklerin azlığı.
Sonuçları Nelerdir?
Kimlik kaybı: “Müslüman” kimliği sadece bir isim olarak kalır, içi boşalır.
Manevî çöküş: Dünya kazanılırken ahiret kaybedilir.
Toplumsal çözülme: Aile dağılır, ahlak bozulur, nesiller yönsüz kalır.
İlahi gazap: Allah’ın razı olmadığı bir yola sapmak, O’nun rahmetinden uzaklaşmak demektir.
Çözüm ve Kurtuluş Yolu
İslamî kimliğe sadakat: İnançta, ahlakta, giyimde, aile yapısında özgünlüğümüzü korumalıyız.
Kur’an ve Sünnet’e yönelmek: Asıl ölçüyü Batı değil, Kur’an ve sünnet belirlemelidir.
Ferasetli nesiller yetiştirmek: Düşünen, farkında olan, kültürel saldırıları tanıyan gençlik inşa edilmelidir.
Medya ve kültür üretiminde aktif olmak: Pasif izleyicilik yerine, üretici ve eleştirel bir duruş sergilenmelidir.
Özet:
Bu makalede, Peygamber Efendimiz’in “öncekileri taklit” uyarısı günümüzle ilişkilendirilerek değerlendirildi. Yahudi ve Hristiyan toplumlarının inanç ve ahlâk sapmalarını adım adım izleyen bir ümmetin, kimlik, inanç ve değer erozyonuna uğrayacağı vurgulandı. Günümüz Müslümanları arasında yaygınlaşan batı tarzı yaşam, özgüvensizlik, medya baskısı ve eğitimsizlikle ilişkilendirilerek, çözümün İslamî kimlik, Kur’an ve sünnet ekseninde bir dirilişle mümkün olacağı ortaya kondu.