Baharın Gelişi ve Rahmetin İnişi: Toplumsal Diriliş İçin Zemin Hazırlamak
Baharın Gelişi ve Rahmetin İnişi: Toplumsal Diriliş İçin Zemin Hazırlamak
Toplumların maddi ve manevi refahı, gökten inen hazır bir nimet değil; yerden yükselen gayret, ihlas ve dua ile çağırılan bir rahmettir. Bir toplum rahmete layık olursa, rahmet iner. Ancak azabın şartları oluşmuşsa, gelen rahmet değil, gazaptır. Çünkü rahmet, temiz kalplere ve salih amellere gelir. Tıpkı toprak gibi: Baharın gelmesi için önce toprak sürülmeli, taşlar ayıklanmalı, çoraklık giderilmelidir.
1. Rahmetin İnişine Layık Bir Zemin Gerekir
Kur’an’da Rabbimiz şöyle buyurur:
“Eğer o ülkelerin halkı iman edip Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bereket kapılarını açardık.” (A’râf, 96)
Bu ayet, rahmetin inmesinin iman ve takva ile doğrudan bağlantılı olduğunu gösterir. Yani rahmet gelişigüzel inmez. Hazırlıksız gönüllere bahar gelmez. Kalpler temizlenmeden, niyetler arınmadan toplumlar huzura eremez.
2. Bahar Beklemek mi, Baharı Getirmek mi?
Toplum olarak çoğu zaman bir “bahar” beklentisi içindeyiz: Ekonomik refah, sosyal huzur, ahlaki diriliş… Fakat baharı beklemek, hareketsizce umut etmek değildir. Bahar, çalışılarak çağrılır. Her fert, önce kendi iç baharını inşa etmelidir. Çünkü içi kararmış, nefsine esir olmuş bireylerin oluşturduğu toplumlara ne bahar gelir ne de rahmet iner.
3. Azap Ortamına Rahmet İnmiyor
Bir toplumda faiz, ahlâksızlık, yalan, israf, zulüm ve gösteriş hâkimse; bu, rahmet değil azap çeker. Gönüller çöle dönmüşse, gökten inen rahmet bile o çölü yeşertemez. Çünkü rahmet, ancak arınmış gönüllerde yeşerir. Ayette buyrulur:
“Allah bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerini bozmadıkça değiştirmez.” (Enfâl, 53)
4. Haçlı-Yahudi Ortaklığının Bahara Engel Oluşu
Bugün İslam coğrafyasının dört bir yanında fitne ateşleri yanıyor. Siyonist ve haçlı akıl, ümmetin birlik olmasını engellemek için sürekli yeni krizler üretmekte. Dışarıdan bombalar, içeriden kültürel yozlaşma ile milletin ruhu hedef alınmakta. Çünkü bu medeniyetin yeniden dirilişi, küresel planlara engel olur. Onlar, baharın gelişinden korkar. Çünkü İslam’ın dirilişi, insanlığın kurtuluşudur.
5. Diriliş Nasıl Başlar?
Diriliş, imanla başlar. Nefsin değil, ruhun hüküm sürdüğü bir toplumla… İyiliğin teşvik edildiği, kötülüğün men edildiği bir sosyal yapı ile… Aile yeniden inşa edilmeden, eğitim ıslah edilmeden, medya ve yöneticilik adaletle donatılmadan bahar gelmez. Ancak bunlar olduktan sonra gökten rahmet yağar, yerden bereket fışkırır.
6. Zemin ıslah edilmeden sema tebessüm etmez.
Rahmetin inmesi için zeminin ıslah edilmesi gerekir. Çünkü İlâhî rahmet, bir cemiyetin samimi tevbe ve gayretiyle iner.
O hâlde rahmeti çağıracak üç şey var: İman, ibadet ve salih amel.
SONUÇ VE ÖZET
Bir toplumun sulh ve selamete kavuşması, rahmetin inişine bağlıdır. Rahmet ise gelişigüzel değil, layık olanlara iner. Eğer toplum nefis odaklı yaşarsa, üzerine rahmet değil azap bulutları çöker. Baharın gelmesi için ya beklenecek ya da onun zemini hazırlanacaktır. Günümüz dünyasında Haçlı-Siyonist ittifak, ümmetin uyanışını geciktirmeye çalışsa da; iç baharını inşa eden bir milletin önünde hiçbir engel duramaz. Bahar, hazırlanmış gönüllere mutlaka gelir.
ÖZET: Bu makale, toplumun rahmete ve huzura kavuşması için yalnızca dua değil, zemini hazırlayıcı bir gayretin gerektiğini anlatır. Baharın gelişi için önce kalplerin arınması, toplumun nefsanî kirlerden temizlenmesi gerektiği anlatılır. Rahmet, layık olana iner; azgınlığa ise azap iner. Kurtuluş, iman, ibadet ve salih amel ile yeniden diriliştedir.