İhlâslı Bir Dirhem: Amelin Ruhu, Niyetin Tahtı
İhlâslı Bir Dirhem: Amelin Ruhu, Niyetin Tahtı
Giriş: Bir Dirhem ile Yüz Batman Arasındaki Uçurum
Modern dünyada her şey nicelikle ölçülüyor: çok para, çok takipçi, çok üretim, çok konuşma… Ancak insanı yücelten ve Allah katında makbul kılan şey çokluk değil, niyet ve ihlâstır. Bediüzzaman’ın şu veciz ifadesi bu hakikati özetler:
> “İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccahtır.”
(Lem’alar, Yirmi Birinci Lem’a,Tarihçe-i Hayat.606)
Bu söz, sadece ahlaki değil, aynı zamanda ontolojik, psikolojik ve metafizik derinlikler barındırır. Zira ibadetin özü, amelin ruhu, niyetin samimiyetindedir. Bu makalede bu hakikat, hikmet, ibret ve düşünce penceresinden ele alınacaktır.
1. Dirhem-Amel Dengesi: Sayı Değil Ruh Mühimdir
Dirhem, eski bir ölçü birimi olup yaklaşık 3 gramlık bir ağırlığı ifade eder.
Batman ise yüzlerce kat daha büyük bir ağırlıktır.
Bediüzzaman burada bir zıtlık kurarak der ki: Küçük ama ihlâslı bir amel, devasa ama gösterişli ve niyetsiz işlerden Allah katında çok daha değerlidir.
Çünkü:
İhlâs, amelin canı, şekli, rengi ve kıymet ölçüsüdür.
Riya ve gösteriş, amelin içini boşaltır, boş bir kabuk haline getirir.
Allah’a sunulan her şeyde niyet önceliklidir. Niyet yoksa, amel hedefsiz bir eylemdir.
2. Niyet ve İhlâs: Manevî Termometre
Peygamber Efendimiz (sav) buyurur:
> “Ameller ancak niyetlere göredir.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1)
Bu hadis, amellerin değerinin niyetle ölçüldüğünü, yani keyfiyetin (nitelik) kemiyetten (nicelik) önde olduğunu gösterir.
İhlâs;
Allah için yapmak,
O’ndan başka hiçbir beklenti taşımamak,
Halkın takdirine değil, Hakk’ın rızasına yönelmek demektir.
Bediüzzaman, ihlâsı “amelin rûhu” olarak tanımlar. Ruhsuz beden ölü olduğu gibi, ihlâssız amel de ölü bir ibadettir.
3. Hikmet Ciheti: Niyetle Az, Bereketle Çok Olur
İhlâs, azı çoğa, küçüğü büyüğe çeviren bir manevî katalizördür.
Tarihten ibretli örnekler:
İbrahim (as), tek başınaydı ama ihlâsı onu ümmet yaptı.
Ashab-ı Kehf, sayıca azdı ama ihlâslarıyla çağlara meydan okudular.
Bedir’de 313 sahabe, 1000 kişilik düşmana galip geldi. Çünkü kalplerinde ihlâs vardı.
Demek ki ihlâs, amelin maddesini değil, manasını büyütür.
4. İbretli Bir Kıssa: Gösterişle Yanan Amel
Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:
> “Kıyamet gününde ilk cehenneme atılanlar arasında bir âlim, bir şehid ve bir cömert olacaktır.”
Neden? Çünkü onlar bunları Allah için değil, övülmek için yapmışlardır. (Müslim, İmâret, 152)
( https://www.google.com/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/haber/183251/cehenneme-atilan-sehit-alim-ve-comert )
Bu hadis gösteriyor ki: ihlâssız yapılan en büyük ibadet bile kurtuluş sebebi olamaz.
İhlâs, niyetin nuru, amellerin garantisidir.
5. Düşündürücü Gerçek: Görünenden Çok Görülmeyen Önemli
Bir damla su, bir gül dalında anlam kazanır.
Bir kelime, kalpten çıkarsa duaya dönüşür.
Bir secde, Allah için yapılırsa bütün dünyaya bedel olur.
Bugün insanlar sosyal medyada bir amel gösteriyor ama içi boş.
Kalabalık programlar düzenleniyor ama niyet şahsi reklam.
Oysa ihlâs, kamera karşısında değil, kalp odasında iş görür.
Sonuç: Sayıların Ötesinde Bir Hakikat
Bediüzzaman’ın bu veciz ifadesi, tüm çağlara bir çağrıdır:
“İhlâsı bul, kurtuluşa ulaş.”
Amelin görünüşüne değil, özüne bak. Az yap ama sağlam yap.
Allah, az ama samimi kulluğu, çok ama sahte ibadete tercih eder.
Çünkü Allah, “niceliğe değil, niyete” bakar.
Özet
Bu makalede, Bediüzzaman’ın “İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccahtır” sözü temel alınarak, ihlâsın amellere kattığı ruh ve değer irdelenmiştir. Az ama ihlâslı bir amel, Allah katında çok ve gösterişli ama samimiyetsiz bir amelden daha kıymetlidir. Niyet, amelin değerini belirleyen manevî termometredir. İhlâs, kalpte başlayıp amele yansıyan bir nurdur ve bu nur olmadan yapılan işler, ne kadar çok olursa olsun Allah katında geçerli olmaz.