Başkaları İçin Yaşarken Kendini Unutmak: Enfüsten Afaka Dönüş

Başkaları İçin Yaşarken Kendini Unutmak: Enfüsten Afaka Dönüş

Giriş

Hayatın uzun ve yorucu koridorlarında yürürken, kimi zaman başkalarının dertleriyle dertlenir, onların yükünü taşır, onlar için üretiriz. Sanki bir mum gibi, etrafı aydınlatırken kendimizi yakarız. Yıllar geçer, görev biter, teklifler azalır, kalabalık dağılır… Ve geriye dönüp baktığımızda bir hüzün çöker yüreğe:
“Peki ya ben? Kendim için ne yaptım?”

Bu sorgulama, gaflet değil; bir uyanıştır. Ve bu uyanış, “afaktan enfüse” dönme arzusudur. Yani dış dünyadan iç dünyaya, başkalarının hayatından kendi hakikatine yönelme çabasıdır.

Kendini Dağıtmak: İyilik mi, İhmal mi?

Bir ömrü başkalarına hizmetle geçirmek, ilk bakışta bir fazilet gibi görünür. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyurur. Ancak bu hizmet, eğer kendi varlığını, özünü, istikametini unutturacak kadar seni dağıttıysa; burada bir dengesizlik vardır.

Dünya seni dağıttıysa, artık toparlanma vaktidir.

Yıllarını başkalarına anlatmakla geçirdiysen, artık kendine konuşma vaktidir. Çünkü unutma, en büyük davet önce nefse yapılır. Kur’an’daki ifade ile:
“Ey iman edenler! Nefislerinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” (Tahrîm, 6)

Afaktan Enfüse: İçe Dönüş Yolculuğu

Kur’an’da tefekkür iki yönlüdür:
Afak (dış âlem) ve enfüs (iç âlem).
Yani kainata bakmak kadar, kalbine bakmak da bir ibadettir.

“Sizi hem dış dünyadan hem de kendi nefislerinizden delillerle uyaracağız; ta ki hakikatin kendileri olduğu onlara açıkça belli olsun.”
(Fussilet, 53)

Belki artık kainat sayfasından insan sayfasına, kendine doğru bir yolculuk vaktidir.
Bu yolculuk, susmayı, düşünmeyi, içten dua etmeyi, az ama öz dostluklar kurmayı, “ben”i yeniden tanımayı gerektirir.

Nereden Başlamalı?

1. Sessizlikle tanış: Kalabalıkların gürültüsü arasında değil, sessizlikte kendini duyarsın.

2. Kendinle konuş: Günlük olarak iç muhasebe yap. “Bugün ben ne hissettim, neyi özledim?”

3. Yazmaya başla: Yazmak, içini kâğıda dökmek gibidir. Kendini toparlamanın ilk adımıdır.

4. Ruhuna yatırım yap: Kalbini ihmal edip sadece aklı ve bedeni beslemek dengeyi bozar. Kitap, dua, zikir, sanat, tabiat; ruhun gıdalarıdır.

5. Hayır ama mesafeli: Başkalarına yine yardım et, ama kendini unutmadan. Çünkü sen de bir kulsun; bir “başkası” değil.

Kapanış: Kendine Dönüş Bir Yolculuktur

İnsanın en uzun ve en çetin yolculuğu, kendi içine yaptığıdır.
Yıllarca dışarıya akan bir nehir gibi yaşamışsan, şimdi içeriye bir damla gibi süzül.
Başkaları için anlatırken kaybettiğin iç sesini yeniden bul.
Bu bir kırılma değil; bir diriliştir.

Unutma, seni en iyi tanıyan Rabbindir.
Ve seni yine sana döndürecek olan da O’dur:
İçinize kadar her şeyi bilirim,diyor.
“Söylemek istediğinizi ister içinizde gizleyin, ister açığa vurun hiç fark etmez. Çünkü O, göğüslerde saklanan en gizli düşünceleri bile tam olarak bilir. 14: Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkıyla haberdar olan yalnız O’dur.” (Mülk, 13-14)

Makale Özeti:

Yıllar boyunca başkalarına hizmet ederken kendini ihmal eden bir ruhun, içe dönüş ve toparlanma ihtiyacını işleyen bu makalede; ayetten ve hadislerden hareketle “afaktan enfüse” geçiş anlatılıyor. Kendi iç âlemini yeniden keşfetmek, ruhu dinlendirmek, kendine dönmek ve ibadetle derinleşmek vurgulanıyor. Makale, bu sürecin bir yalnızlaşma değil; bilakis bir yeniden inşa olduğunu ifade ediyor.

Loading

No ResponsesMayıs 8th, 2025