Cismaniyetin Sırrı: Fani Bedende Saklı Ebedî Hikmet

Cismaniyetin Sırrı: Fani Bedende Saklı Ebedî Hikmet

“Esmâ-i İlâhiyenin en cemiyetli aynası cismâniyettedir. Ve hilkat-i kâinattaki makasıd-ı İlâhiyenin en zengini ve faal merkezi cismaniyettedir. Ve ihsanat-ı Rabbâniyenin en çok çeşitleri ve rengârenkleri cismaniyettedir. Ve beşerin ihtiyacat dilleriyle Hâlıkına karşı dualarının ve teşekküratının en kesretli tohumları yine cismaniyettedir. Mâneviyat ve ruhâniyat âlemlerinin en mütenevvi çekirdekleri yine cismaniyettedir.
Bunlara kıyasen, yüzer küllî hakikatler cismaniyette temerküz ettiğinden, Hâlık-ı Hakîm, zemin yüzünde cismaniyeti çoğaltmak ve mezkûr hakikatlere mazhar eylemek için, öyle sür’atli ve dehşetli bir faaliyetle kafile kafile arkasına mevcudata vücut giydirir, o meşhere gönderir. Sonra onları terhis eder, başkalarını gönderir. Mütemadiyen kâinat fabrikasını işlettirir. Cismanî mahsulâtı dokuyup, zemini âhirete ve Cennete bir fidanlık bahçesi hükmüne getirir. Hattâ insanın cismânî midesini memnun etmek için o midenin hâl diliyle bekasına dair duasını kemâl-i ehemmiyetle dinleyip kabul ederek fiilen cevap vermek için, hadsiz ve hesapsız ve yüz binler tarzlarda ve binler çeşit çeşit lezzetlerde gayet san’atlı taamları ve gayet kıymetli nimetleri cismaniyete ihzar etmek, bedahetle ve şeksiz gösterir ki, dâr-ı âhirette Cennetin en çok ve en mütenevvi lezzetleri cismanîdir. Ve saadet-i ebediyenin en ehemmiyetli ve herkesin istediği ve ünsiyet ettiği nimetleri cismanîdir.”

https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sualar/sekizinci-meselenin-bir-hulasasi/205

https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sozler/yirmi-sekizinci-soz/459

@@@@@@@

Cismaniyetin Sırrı: Fani Bedende Saklı Ebedî Hikmet

Giriş

İnsan bedeni, çoğu zaman sadece maddî bir varlık gibi görülür. Ruhun zindanı, nefsin aracı ya da dünya yükünün taşıyıcısı… Oysa Kur’an ve Risale-i Nur perspektifinden bakıldığında, insanın cismaniyeti, sadece geçici bir elbise değil; İlâhî isimlerin bir aynası, ebedî nimetlerin anahtarı, cennetî saadetin haklı bir gerekçesidir. Çünkü Allah’ın isimleri, tecellilerini en cemiyetli şekilde cismaniyette gösterir. Ruhun derinlikleri kadar bedenin varlığı da bir manevî delildir.

1. Esmâ-i Hüsnâ’nın Aynası: Cismaniyet

Cenâb-ı Hak, kendini esmâsıyla tanıttırır. Rezzâk ismi açlığı gerektirir. Şâfî ismi hastalığı… Cemîl ismi güzelliği, Rahîm ismi şefkati… Bu isimlerin tecelli mekânı neresi? Elbette ki insan bedeni.

İnsan aç kalır, dua eder; şifa bulur, şükreder. Güzelliği hisseder, hayran olur. Göz, kulağın şükrü vardır. Tat, kokunun manevî karşılığı vardır. Cismaniyet, ilâhî isimlerin tecellisini anlamak için yaratılmış bir numune-i imtihandır.

2. Cennet Neden Cismanîdir?

Beden bu dünyada nimetlere muhatap olmuştur. Açlığın yerini doymak, susuzluğun yerini serinlik, yorgunluğun yerini istirahat almıştır. İşte bu hal diliyle, insan adeta der ki:

“Ey Rabbim, bedenimle tattığım bu güzelliklerin ebedîsini isterim.”

Ve Cenâb-ı Hak, bu isteği cevapsız bırakmaz. Bu dünyadaki her lezzet, Cennet’teki ebedî karşılıklarının numunesidir. Bu yüzden Cennet, sadece ruhanî değil, cismanî bir saadet diyarıdır. Çünkü insanın ihtiyaçları, duaları, şükrü hep bedeniyle harmanlanmıştır. Ruh tek başına bu tefekkür zenginliğine ulaşamazdı.

3. Cismanî Dualar ve İlâhî Cevaplar

Bir annenin çocuğuna süt vermesi, bir meyvenin dalda olgunlaşması, bir açın sofrasında rızkın belirivermesi… Bunlar bedenin ihtiyaçlarından doğan hâlî duaların cevabıdır. İşte bu hâller gösterir ki:

Allah, cismaniyetle yapılan dualara kıymet verir.
O zaman cismaniyetin ebedî karşılığı olmaması düşünülemez.

4. Cismaniyetin Geçici Görünüp Kalıcı Olması

Dünya hayatında cismaniyet fanîdir, yaşlanır, yorulur, ölür. Ama bu fâni hal, ebedî bir forma geçmek için geçici bir duraktır. Nasıl ki tohum çürür ama ondan büyük bir ağaç doğar, insan bedeni de toprağa emanet edilse de, âhirette daha parlak, aziz ve bâki bir bedenle diriltilecektir.

Kur’an bu hakikati haber verir:
Sizi ilk defa yarattığımız gibi yeniden dirilteceğiz,der.
“Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.”
(Enbiyâ, 104)

Kapanış: Cismaniyetin Kadrini Bilmek

Zaman zaman bedenimize yük gibi bakarız. Oysa o, Allah’ın sanat galerisi gibidir. Göz bir kamera, dil bir tat laboratuvarı, deri bir hassasiyet sensörüdür. Bu nimetleri sadece dünyada kullanıp terk etmek, bir kitabı kapağından ibaret sanmak gibidir.

Cismaniyet, bir emanettir. Hem dünyada bir ibadet vasıtası, hem ahirette ebedî mükâfatın muhatabıdır.
Onun kıymetini bilen, hem Esmâ-i Hüsnâ’yı anlar, hem Cennet’teki saadetin mânâsını…

Makale Özeti:

Bu makale, Bediüzzaman’ın cismaniyete dair derin analizinden hareketle, bedenin sadece maddî bir varlık değil, İlâhî isimlerin aynası, ebedî saadetin haklı muhatabı olduğunu işler. Cismaniyetin nimet, dua ve şükür ile nasıl Rabbânî tecellilere vesile olduğu; bu dünyadaki lezzetlerin ahirette cismanî karşılık bulacağı ifade edilir. Sonuçta bedenin faniliği içinde bâki hakikatlerin tohumu saklıdır.

Loading

No ResponsesMayıs 8th, 2025