GİDENLER NEDEN DÖNMÜYORLAR GERİ?

GİDENLER NEDEN DÖNMÜYORLAR GERİ?

Sessizce ayrılırlar aramızdan… Bir sabah vakti, bir gece yarısı yahut bir hastane odasının soğuk yalnızlığında… “O gitti” denir; ardından bir yığın cümle söylenir, gözyaşları dökülür, ama içimizde derin bir soru kalır: Gidenler neden dönmüyorlar geri?

İnsanoğlu, dünyaya gözünü açtığı andan itibaren bir yolculuğun içindedir. Bu yolculuk, ne kadar uzun görünse de aslında bir menzile doğrudur: Ölüm ve sonrası. Bize göre “giden”, gerçekte yer değiştirmiştir. Biz hâlâ gölgelerle oyalanırken, o gerçeğin güneşine uyanmıştır.

Ama yine de sorarız: “Niçin dönmezler?”
Çünkü geri dönecek bir sebep yoktur. Dünya, onların imtihanı bitmiş, defteri kapanmıştır. Artık orada kalmalarının anlamı kalmamıştır. Dönerlerse, gördüklerini anlatmak isterlerdi belki; ama İlâhî hikmet buna izin vermez. Çünkü imtihanın sırrı bozulur. Herkes, gayba imanla sınanmalıdır.

Bir Kur’an ayeti şöyle seslenir:
“Onlardan birine ölüm geldiğinde, ‘Rabbim! Beni geri gönder. Tâ ki, terk ettiğim dünyada salih amel işleyeyim’ der. Hayır! Bu, onun sadece söylediği bir sözdür. Onların önünde diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.” (Mü’minûn, 99-100)

Berzah… Yani iki âlem arasındaki perde. Gidenler bu perdenin ardındadır. Geri dönemezler, ama biz anlayalım diye bazen rüyalarımıza misafir olurlar. Bir tebessüm, bir nasihat ya da bir hâl ile… Dilsiz bir konuşmadır bu.

İbret alınsın diye dönmezler belki ama, ölümün sessiz dili en çok konuşanlardan biridir. Mezarlıklar sessizliğin en gür haykırışıdır. Orada yatanlar, “biz de sizin gibiydik” der gibidir. Şimdi ne servet, ne şöhret, ne de şatafat kalmıştır. Geriye sadece ameller ve pişmanlıklar…

Asıl soru şudur: Biz hâlâ buradayken, ne yapıyoruz?
Dönmeyenlerin sessizliği, bize dönmemiz gereken hakikati fısıldıyor. Belki de bize düşen, onların dönmesine gerek bırakmayacak kadar uyanmak ve ibret almak…

Çünkü bir gün biz de gideceğiz. Ve bizden sonra da sorulacak aynı soru:
“Neden dönmedi?”

Loading

No ResponsesMayıs 6th, 2025