Kanunla Kur’an Arasında: Osmanlı’da İslam’ı Yasama Hayatına Taşımak
Kanunla Kur’an Arasında: Osmanlı’da İslam’ı Yasama Hayatına Taşımak”
GİRİŞ:
Osmanlı Devleti, sadece kılıçla kurulan bir imparatorluk değil; kalemle, hikmetle, adaletle şekillenmiş bir medeniyetti. Bu medeniyetin temel taşı ise şüphesiz İslam’dı. Kur’an, Sünnet, icma ve kıyas; sadece camilerde değil, mahkemelerde, pazarlarda, tarlalarda, evliliklerde ve ceza hükümlerinde de yaşayan bir hukuk sistemine dönüşmüştü. Osmanlı, İslam’ı yaşamakla kalmamış; aynı zamanda onu yaşatmıştı.
1. OSMANLI’DA İSLAMİ YASAMA ANLAYIŞI
a. Şer’i Hukukun Temeli:
Osmanlı’da esas yasa, şeriattı. Kur’an ve Sünnet’ten doğan fıkıh kuralları, hayatın her alanını düzenliyordu.
b. Kanunnamelerle Şer’iye Arasındaki Denge:
Padişahlar, Kur’an’a aykırı olmamak şartıyla örfî kanunlar da çıkarırdı. Bu sistem; “şer’i ve örfî hukukun birleşimi” olarak bilinir.
c. Kadıların Yetkisi:
Kadı, hem hâkim hem savcı hem belediye başkanıydı. Kararlarını fıkıh kitaplarına göre verir, gerektiğinde fetva alır, gerektiğinde icma’ya dayanırdı.
2. ŞER’İYE SİCİLLERİNDEN (KADI DEFTERLERİNDEN) ÖRNEK HÜKÜMLER
A. Zina Suçuna Karar (İstanbul, 1607)
> “Ali bin Hasan ile Zeynep binti Mahmud’un nikâhsız olarak birlikte yaşadıkları mahalleli tarafından şahitlerle ispatlanmıştır. Kadı, Hanefi mezhebine göre 80 sopa cezası vermiştir.”
(İstanbul Şer’iye Sicili, No: 231, s. 78)
B. Faizin Yasaklanması (Bursa, 1683)
> “Tüccar Mustafa, borç verdiği kişiden fazladan ödeme almıştır. Şikâyet üzerine kadı, alınan fazla paranın iadesine ve kamuya sadaka olarak dağıtılmasına hükmetmiştir.”
(Bursa Kadı Sicili, No: 164, s. 45)
C. Hırsızlık ve Tazminat (Konya, 1710)
> “Ramazan ayında Ali oğlu Mehmet, komşusunun koyununu çaldığı gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı. Suç sabit olunca mağdura bedeli ödetilmiş, ayrıca camide halk huzurunda özür dileme cezası verilmiştir.”
(Konya Şer’iye Defteri, No: 76, s. 98)
3. OSMANLI’DA İSLAMİ HUKUKUN UYGULAMA ALANLARI
Aile Hukuku: Evlilik, boşanma, miras tamamen şer’i kurallara göre yürütülürdü.
Ceza Hukuku: Hırsızlık, zina, içki gibi büyük suçlarda Kur’an ve fıkıh hükümleri doğrudan uygulanırdı.
Ekonomi: Faiz yasaktı. Tartı, ölçü, alışverişe dair her kural İslam’a uygundu.
Sosyal Yardım: Sadaka, zekât ve vakıflar sayesinde toplumda aç ve açıkta kalan olmazdı.
4. HİKMETLİ BİR TARİHİ OLAY:
Kanuni Sultan Süleyman, bir gün kadının bir kararını bozar. Kadı, padişahın müdahalesini sorgular. Kanuni şu cevabı verir:
> “Sen adaletle hükmettin. Ben ise merhameti ekledim.”
Bu olay, Osmanlı’da İslam hukukunun yanında merhamet ve hikmetin de hâkim unsur olduğunu gösterir. Cezayı uygulamak kadar bağışlamak da yüce bir vasıftı.
5. OSMANLI’DA İSLAMİ YASANIN İBRETLİĞİ
Adalet sadece kâğıtta kalmaz, kalpte başlardı.
Kadı kararı Allah korkusuyla verirdi, devlet bu karara boyun eğmekten onur duyardı.
Yasa, zengine kalkan değil, zayıfa kalkandır.
SONUÇ:
Osmanlı’da İslam sadece bir inanç değil, aynı zamanda bir düzen, bir yasa, bir ahlâk, bir adalet sistemiydi. Kur’an’ın ayetleri mahkemelerde hüküm olur, Peygamber’in sünneti ise kararların ölçüsüydü. Bugün dahi Osmanlı’nın uyguladığı adalet sistemi, birçok hukukçunun ve sosyoloğun örnek aldığı bir sistemdir.
> “Adalet mülkün değil, ümmetin de temelidir. Ve bu temel, Kur’an’dır.”