SAVUNMADAN ATAĞA: ARTIK HAYRI CELBETME ZAMANI

SAVUNMADAN ATAĞA: ARTIK HAYRI CELBETME ZAMANI

Tarih boyunca savunmada kaldık.
Hem dinde, hem fikirde, hem manada, hem maddede…
Her adımımız bir saldırının tepkisi oldu.
Kimi zaman dine yönelmiş bir iftiraya cevap,
kimi zaman milletin değerlerine yapılan bir hücuma karşı savunma…

İnşa edemedik, çünkü hep tamir etmekle meşgul olduk.
Üretmek yerine hep korumak zorunda kaldık.
Şerri def etmekle vakit geçti, hayrı celbetmeye sıra gelmedi.

MUHALEFET ÜZERİNE KURULU BİR ÜRETİM

Zihnimizi hep düşman tanımladı.
Mücadelemizi muhalefet yönetti.
Ne yaptıysak bir şeyden korunmak, bir şeye cevap vermek, bir şeyi susturmak için yaptık.
Oysa gerçek üretim, kendi sesiyle, kendi nefesiyle, kendi rotasıyla yapılır.

Müslüman’ın zihni, sadece savunma refleksiyle hareket etmemeli.
Yenilik, derinlik, ufuk; ancak saldırı değil, vizyon ile doğar.
Evet, şeytanla uğraştık. Onun oyunlarına karşı durduk.
Bu gayret elbette kıymetliydi.
Ama bazen onun oyun sahasına girerek, kendi oyunumuzu oynayacak vakit ve zemin bulamadık.

ŞEYTANI GÜBRE BİLMEK

Hayatta şerre karşı durmak da, şerri gübre bilip hayrı yeşertmek de mümkündür.
Mümin, şeytanı yenmekle meşgulken melekleşme fırsatını kaçırmamalıdır.
Çünkü şeytana karşı durmak bir mücadeledir, ama melekleşmek bir seviyedir.
Birinde korunma, diğerinde yücelme vardır.

Artık korunmanın değil, kurmanın zamanıdır.
Savunmanın değil, inşanın…
Tepki göstermenin değil, öncü olmanın…
Hayrı hâkim kılmanın, ışığı yaymanın, hakikati inşa etmenin…

ATAK VAKTİ: HAYRI CELBETME ANIDIR

Artık fikir üretmenin, sanat yapmanın, ahlâkı kuşanmanın, adaleti tesis etmenin,
ilimde, teknolojide, insan ilişkilerinde bir model olmanın vaktidir.

“Şerre karşıyım” demek yetmez.
“Hayrı inşa ettim” diyebilmeli insan.
Çünkü şer, boşluğu sever.
Hayır, doluluğu getirir.
O hâlde dolmalı gönüller, fikirler, sokaklar, ekranlar, kalemler…

Dün, müdafaa zamanımızdı.
Ama bugün atağa kalkma vaktidir.
Yeni bir medeniyetin, yeni bir ahlâkın, yeni bir yönelişin zamanı…

SONUÇ: ARTIK IŞIĞI YAKMA VAKTİ

Yüzyıllar süren bir savunma hattından çıkıyoruz.
Artık öze dönüp, hikmeti konuşup, hayrı üretmenin ve yaymanın zamanıdır.
Yıkılanı onarmak kadar, yeni bir bina kurmak da vazifemizdir.
Ve unutma:
Savunma nefsi korur,
Ama atak ümmeti ayağa kaldırır.

ÖZET:

Tarihten bugüne İslam ümmeti genellikle savunmada kalmış, fikir ve üretimini muhalefet üzerine kurmuştur. Şerri def etmekle meşgul olurken, hayrı celbetmeye yeterince zaman bulamamıştır. Şimdi ise savunmadan çıkıp atağa kalkma, hakikati yayma ve iyiliği hâkim kılma zamanıdır. Artık şerle mücadele değil, hayırla inşa öncelikli olmalıdır.

Loading

No ResponsesMayıs 4th, 2025