KORKUTULAN – ÜRKÜTÜLEN – ZİHİNLERİ İŞGAL EDİLEN BİR TOPLUM HALİNE GETİRİLDİK.
KORKUTULAN – ÜRKÜTÜLEN – ZİHİNLERİ İŞGAL EDİLEN BİR TOPLUM HALİNE GETİRİLDİK.
İNANÇLARA PRANGA VURULDU.
Firavunun zulmünden korkup oğlunu saklayan Musa’nın annesi gibi, Nemrudun ateşinden çekinenler gibi, Dakyanusun korkusundan 7 uyuyanlar gibi; uyuyan ve uyutulan bir neslin çocuklarıyız.
Her dönem zalimlerinden birinin temsilciliğini yapan bir çok silik kopyalarının bulunduğu asrın mağdurlarıyız.
Harcanan, kayıp bir nesiliz.
*********
Korkutulan Zihinler, Uyutulan Nesiller: Bir Asrın Hikâyesi
Tarih sahnesi, her dönem mazlumlarla zalimlerin mücadelesine şahitlik etmiştir. İman ve adalet uğruna direnenler ile zulmü ve korkuyu araç edinenler, yüzyıllardır karşı karşıya gelmişlerdir. Bugün bizler, Musa’nın annesinin Firavun’dan sakındığı gibi, Nemrud’un zulmünden korkulan gibi, Dakyanus’un baskısından mağaralara sığınan Ashab-ı Kehf gibi, bir korku çağının içinde büyüyen bir neslin çocuklarıyız.
Her asrın bir Nemrud’u, bir Firavun’u oldu. Fakat zamanla, bu zalimlerin sadece isimleri değişti; yöntemleri, niyetleri ve hedefleri aynı kaldı: İmanı bastırmak, inancı köreltmek, zihinleri işgal etmek.
Korkutularak susmaya, baskı altında yaşayıp boyun eğmeye alıştırıldık. İnançlarımıza pranga vuruldu. Fikirlerimiz ya susturuldu ya da yozlaştırıldı. Nice hakikat tohumları, daha yeşermeden toprağa gömüldü.
Bugün dönüp baktığımızda, ne kadar çok kayıp verdiğimizi daha iyi anlıyoruz. Yitik bir nesil olduk:
Kimi korkudan sustu.
Kimi rahatlık için yönünü değiştirdi.
Kimi var olabilmek için ruhunu kaybetti.
Oysa bizler, Ashab-ı Kehf’in torunlarıydık. Zamanın Dakyanuslarına kafa tutması gereken gençlerdik. Musa’nın annesi gibi tevekkülle oğullarını geleceğe emanet etmesi gereken annelerin çocuklarıydık. Fakat korku duvarları önünde durdurulduk.
“Allah bize yeter” diyemedik,
“Rabbimiz bizimle beraberdir” diye haykıramadık.
Bir toplumu korkutarak zihnini esir alanlar, onun ruhunu da çürütürler. Ve biz, çürütülen bir ruhun, susturulan bir vicdanın, bastırılan bir hakikatin yükünü taşıyoruz şimdi omuzlarımızda.
Ama hâlâ her toprakta bir umut filizi yeşeriyor. Hâlâ her enkazın altında bir iman nefesi yükseliyor. Çünkü hakikat, bastırılsa da susmaz. İnanç, zincire vurulsa da ölmez.
Unutmayalım:
> “Her firavunun bir Musası vardır.”
“Her Dakyanusun korkusuna karşı bir Ashab-ı Kehf doğar.”
Ve her karanlığın sonunda, yeni bir sabah mutlaka doğar.
Önemli olan, korkuya teslim olmamak, uyuyanlardan değil, uyandıranlardan olabilmektir.
*************
Hikmet Serisi: Korkutulan Zihinler, Uyutulan Nesiller
Bölüm 1: Bir Zihin Korkutulursa…
> Her asrın bir Firavunu, bir Nemrudu, bir Dakyanusu vardır. Zalimlerin yöntemleri değişse de amaçları aynı kalır: İnançları bastırmak, zihinleri işgal etmek.
Bugün korku, yalnızca fiziksel değil; aynı zamanda zihinsel bir savaş haline geldi. İnsanları düşünmekten, sorgulamaktan alıkoyuyorlar. Korkutuldukça susan, susadıkça boyun eğen bir toplum oluşturuluyor.
Bölüm 2: Firavunun Zulmü ve Musa’nın Annesi
> Firavunun zulmünden korkup oğlunu saklayan Musa’nın annesi gibi, biz de bazen hakikatin korkusundan gizleniyoruz. Korku, insanı hep geri çeker. Ama bazen, korktuğumuz şeyin içinde büyüyen büyük bir güç vardır.
Musa’nın annesi, Firavun’un zulmünden korunmak için oğlunu toprağa emanet etti. Bazen, korkunun içinden yükselen cesaret, bir dönüşüm yapabilir.
Bölüm 3: Nemrud’un Ateşi ve Korkuya Teslim Olmamak
> Nemrud’un ateşinden kaçanlar, sadece bedenlerini değil, ruhlarını da kaybedebilirler. Korku, bir neslin ruhunu çürütürse, o nesil yok olur.
Ancak, bir ateşi göğüsleyebilmek için inanç gerekir. Nemrud’un ateşi, yalnızca Allah’a inananların yakalayabileceği bir imtihandır. Cesaretle ateşe atılanlar, nihayetinde zalimin zulmünden kurtulurlar.
Bölüm 4: Dakyanus ve Uyuyanların Hikâyesi
> Dakyanus’un zulmünden kaçan, mağaralarına sığınan yedi uyuyanlar gibi, biz de zaman zaman “uyutulduk.” Fakat uyandığımızda, yüzyılların gerisinde kalmış bir nesil değil, bir hakikat bulacağız.
7 uyuyanlar, her dönem kendi uykusunda karanlığa teslim olan bir nesli simgeler. Ancak unutmamalıyız ki, uyanış her zaman mümkündür.
Bölüm 5: Kayıp Nesil ve Yeniden Uyanış
> Bugün kaybolan bir nesil varsa, yarın uyanacak bir nesil de vardır. Korkutularak susmaya alıştırılan zihinler, hakikatle buluştuğunda silkinir.
Biz, geçmişin korkularından, geçmişin kayıplarından ders alarak, yeniden uyanmalıyız. Hakikat, sessizliğe gömülse de, bir gün mutlaka ışığını gösterecektir.
Seri Özeti:
Zihinsel işgale, ruhsal köleliğe karşı en büyük direniş, uyanıştır.
Korku, hiçbir zaman bizi özgür kılmaz. Cesaret, inanç ve hakikatle büyür.
Toprağın altındaki her hakikat, bir gün filizlenecektir.