Çatışmaların Gölgesinde Kalan Hakikat: İçerde Oyalanan Türkiye, Dışarda Sessiz Kalan Dünya
Çatışmaların Gölgesinde Kalan Hakikat: İçerde Oyalanan Türkiye, Dışarda Sessiz Kalan Dünya
Tarih, milletlerin sadece düşmanlarının saldırılarıyla değil, kendi içlerindeki ayrılıklar, gafletler ve kışkırtmalarla da çöktüğüne dair sayısız örnekle doludur. Türkiye, bugün benzer bir sürecin içinde çırpınırken, bu topraklarda yaşayan her bir fert şunu sormalıdır: “Biz birbirimizle meşgul edilirken, dünyada neler oluyor?”
Tarihten Günümüze: Fitneyle Gelen Çöküşler
Osmanlı’nın son dönemleri, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başları, içerideki etnik ve mezhebi kışkırtmalarla zayıflatıldı. Balkanlarda, Anadolu’da ve Arap coğrafyasında isyanlar çıkarıldı. “Kardeş kardeşe kırdırılırken”, Batı emperyalizmi sessizce işgal planlarını yürüttü. Bugün benzer bir oyun sahnede.
Bugünün Perdesi: Barış İradesine Darbeler
Türkiye’de farklı inanç grupları, etnik yapılar ve siyasi düşünceler üzerinden toplumu kamplara ayıran bir dil kasıtlı biçimde tırmandırılmakta. Toplumsal barışa dair her umut yeşerdiğinde, bir provokasyonla kökünden koparılmak isteniyor. Barışa yönelik bir Türkiye’nin yükselmesi; yalnızca içerideki huzuru değil, dışarıdaki zulüm mekanizmalarının da maskesini düşürecek güce sahip.
Gazze ve Suriye: Susturulan Vicdanlar
İsrail’in Gazze’de aylardır sürdürdüğü insanlık dışı saldırılar, ABD’nin Ortadoğu politikalarıyla birleşince bir soykırım tablosuna dönüşmüş durumda. Suriye’de ise yıllardır süren iç savaş, halkı perişan etti, toprakları parçalayacak senaryolar hazırlandı. Fakat ne zaman bu zulümler gündeme gelse, Türkiye içinde bir kriz patlatılıyor; kavgalar, linçler, siyasi gerginlikler manşetlere taşınıyor. Gözler Gazze’den, Suriye’den, Yemen’den, Arakan’dan uzaklaştırılıyor.
İbretlik Sual: Kimin Oyunu Bu?
“Türkiye neden sürekli içeride kavga ettiriliyor?”
Bu sorunun cevabı basit: Çünkü güçlü bir Türkiye, mazlum coğrafyaların umudu olur. Çünkü barış içinde birleşmiş bir Türkiye, emperyalist projelerin karşısında durabilecek ender ülkelerden biridir. Çünkü bu milletin mayasında “hak” ve “adalet” var. Bu mayayı bozmadan, bu topraklar sömürülmez, bu halk esir edilemez.
Uyanmanın Vakti: Kardeşlik Direniştir
Toplumsal kutuplaşmalar, mezhep ayrılıkları, siyasi kamplaşmalar ve kimlik kavgaları… Bunlar bir milletin enerjisini içe çeker. Oysa aynı enerji, Filistin’de bir çocuğun hayatını kurtarabilir, Suriye’de barışı inşa edebilir, ümmetin yeniden dirilişine vesile olabilir. Bu nedenle içeride barış, dışarıda adalet demektir. Kardeşlik, sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir direniş şeklidir.
Sonuç: Yeni Bir İstiklal Cephesi
Bugün millet olarak içerde birlik, dışarda duruş sergileyemezsek, yarının tarihi bugünkü gafletimizi lanetle anacaktır. Unutulmamalıdır ki; İstanbul’da bir kardeşin kardeşle kavgası, Gazze’de bir çocuğun ölümüne sessiz kalmaktır. Siyasi hesaplardan, ideolojik ayrımlardan önce gelen bir gerçek var: Bu topraklarda yaşayan herkesin sorumluluğu, sadece kendine değil; mazlumlara, tarihe ve geleceğe karşıdır.