KUT’ÜL AMARE: Unutulan Şanlı Zafer

KUT’ÜL AMARE: Unutulan Şanlı Zafer

Tarih 29 Nisan 1916… Çölün ortasında bir Osmanlı sancaktarı, göğe doğru haykırıyor:
“Zafer Allah’ındır! İngiliz esareti sona ermiştir!”

O gün, dünya harp tarihine altın harflerle kazınacak bir zafer yaşandı. Osmanlı ordusu, Çanakkale’de olduğu gibi bir kez daha emperyalist güçlere “dur” dedi. Kut’ül Amare’de, İngiliz ordusunun gururu yerle bir oldu. General Townshend ve 13 bin kişilik İngiliz kuvveti, Halil Paşa komutasındaki Osmanlı askerlerine teslim oldu.

Bir milletin diriliş nişanıydı bu zafer…

Irak cephesinde, sıcakla, susuzlukla, hastalıkla ve imkânsızlıklarla mücadele eden Osmanlı askerleri, iman gücüyle çelik gibi bir irade sergiledi. Her biri Mehmetçik, vatanı ve sancağı uğruna canını hiçe saydı. İngiliz ordusu aylarca direnmeye çalıştı, takviyeler istedi, donanma gönderdi; fakat Osmanlı’nın azmini kıramadı.

Halil Kut Paşa’nın iftiharıydı bu gün…
Kut’un kumandanı, İstanbul’a şu mesajı gönderdi:

> “Birinci Cihan Harbi’nde İngilizlere karşı Türk milletinin kazandığı en büyük zaferdir. İngiliz generali ve ordusu, Osmanlıya esir düşmüştür. Bu şeref, Türk milletinindir.”

Ama ne gariptir ki bu muazzam zafer, yıllar sonra unutturulmaya çalışıldı. Tarih kitaplarından silindi, nesillerin hafızasından çıkarıldı.

Kut’ül Amare, imanla kazanılan bir zaferin adıdır.
Ve iman varsa imkânsız yoktur…

@@@@@@@@

KUT’ÜL AMARE: Unutturulan Zaferin Hatırası

Tarih, sadece zaferleri değil, unutulanları da yazar. Ve bazı zaferler vardır ki, üzeri kasıtlı örtülse bile, toprağın altında parlayan bir cevher gibi zamanı gelince yeniden parlar. Kut’ül Amare Zaferi, işte bu cevherlerden biridir. Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda kazandığı en büyük kara zaferlerinden biri… Hem de emperyalizmin kalbi olan İngiltere’ye karşı…

Savaşın Gölgesinde: Irak Cephesi Açılıyor

1914 yılında patlak veren I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında savaşa katıldığında, cepheler bir bir açılmaya başladı. Irak Cephesi, İngilizlerin Basra Körfezi’nden itibaren Osmanlı topraklarına saldırmasıyla aktif hale geldi. Hedefleri açıktı: Musul petrollerini ele geçirmek, Orta Doğu’da etkinlik kurmak ve Osmanlı’yı güneyden çökertmek.

İngiliz ordusu kısa sürede Basra’yı işgal etti. Ardından Bağdat’a ilerlemek üzere harekete geçti. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı: Osmanlı’nın çöl ortasında, imanla direnen Mehmetçikleri.

Kut Kasabası: Kuşatma Başlıyor

İngiliz General Townshend komutasındaki yaklaşık 13 bin kişilik kuvvet, 1915 yılı sonlarında Bağdat yolunda ilerlerken, Osmanlı savunmasıyla karşılaştı. Osmanlı birlikleri, geri çekilen İngilizleri Kut kasabasına sıkıştırdı. Böylece 5 Aralık 1915’te kuşatma başladı.

Kut, Fırat ve Dicle nehirleri arasında yer alan küçük bir kasabaydı. Fakat burası, emperyal bir gücün diz çöktüğü yer olarak tarihe geçecekti.

Halil Paşa ve Osmanlı askerleri, düşmanı aylarca kuşatma altında tuttu. İngilizler hem karadan hem havadan yardım istediler. Donanma gönderildi, binlerce asker takviye edildi. Ama çölün sıcağında, susuzlukta, hastalıkta bile dimdik duran Türk askerini geçemediler.

Bir Milleti Ayağa Kaldıran Zafer

29 Nisan 1916… General Townshend, Osmanlı’ya teslim bayrağını çekti. 13 bin kişilik İngiliz ordusu esir alındı. İngiltere’nin tarihindeki en büyük kara yenilgilerinden biri kayıtlara geçti.

Halil Paşa, bu büyük zaferin ardından şunları söyledi:

> “Bugün, Türk milletinin şeref günüdür. İngilizlerin meşhur generali ve ordusu, Osmanlı sancağı altında teslim alınmıştır. Bu zafer, sadece bir askerî başarı değil, bir milletin yeniden doğuşunun işaretidir.”

Bu zafer o kadar etkiliydi ki İngiltere, bu mağlubiyetin ardından uzun yıllar boyunca 29 Nisan’ı “Matem Günü” ilan etti. İngiliz basını, “Tarihte benzeri görülmemiş bir rezalet!” manşetleri attı.

Kut’un Kahramanları: İman, Cesaret ve Direniş

Bu zaferin ardında, sadece silah yoktu. Asıl kuvvet, Mehmetçiğin kalbindeki imandı. Kimi bir parça ekmeği bölüşerek direndi, kimi sıcakta bir damla suya muhtaçken bile geri çekilmedi. Geceleri dualarla, gündüzleri mermilerle savaştılar. Ve en önemlisi, “ölürsek şehit, kalırsak gazi” inancıyla ilerlediler.

Unutulan Zafer, Yeniden Hatırlanmalı

Ne gariptir ki bu zafer, yıllar boyunca tarih kitaplarından silindi. Cumhuriyet sonrası dönemde, İngiltere ile bozulan ilişkileri düzeltme çabaları içinde, Kut’ül Amare adeta yok sayıldı. Tarihin raflarına kaldırılan bu büyük destan, 100. yıl dönümünde yeniden hatırlandı.

Bugün Kut’ül Amare, sadece bir askeri başarı değil; bir milletin ruhunu, direnişini ve imanını temsil eden bir semboldür. Tıpkı Malazgirt gibi…

Kut’ül Amare, bize şunu hatırlatır:

> “Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve vatan, imanla savunulursa düşman asla geçemez.”

 

 

Loading

No ResponsesNisan 14th, 2025