TAŞLAŞAN KALB, KALBE DÖNÜŞEN KÂBE
TAŞLAŞAN KALB, KALBE DÖNÜŞEN KÂBE
Gönülde kaybedilen Allah, Kâbe’de aranan İlah.
Gönülde perdelenen Allah, Kâbe’de perdesi aralanan İlah.
Aradığın uzakta değil, sende.
Sen nerede?
Her ne arar isen, kendinde ara.
1. Taş Gibi Kalpler ve Kalp Gibi Kâbeler
İnsan, bazen öyle bir hale gelir ki; kalbi taş kesilir. Ne bir sevgi girer içeri, ne bir merhamet kalır dışarıda. O kalp, artık ne ilham alır ne ibret görür.
Kur’ân buyurur ki:
> “Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı; öyle ki taş gibi, hatta daha da sert oldu.” (Bakara, 74)
Halbuki o kalp, Allah’ın nazargâhıdır. Sevgiyle, şefkatle, zikirle yumuşaması gereken yer, katılaştıkça uzaklaşır Allah’tan. Ve insan bu mesafeyi mekânsal sanır; Allah’ı uzaklarda, taşların içinde, göklerin ötesinde zanneder.
2. Gönülde Kaybedilen Allah, Kâbe’de Aranır
İnsan Allah’ı önce kalbinde unutur, sonra onu bulmak için yollar aşar.
Binlerce kilometre ötede Kâbe’ye gider. Tavaf eder, gözyaşı döker, ellerini açar:
> “Rabbim neredesin?”
Oysa cevap, kalptedir:
> “Ben size şah damarınızdan daha yakınım.” (Kaf, 16)
Demek ki Kâbe’de aranan Allah, aslında gönülde kaybedilmiştir. Gönlünü bulamayan, Allah’ı da bulamaz. Zira Kâbe yön, kalp ise kıbledir.
3. Perdelenen Gönül, Açılan Perde
İnsanın kalbi bir perdeyle örtülünce, en açık hakikatler bile görünmez olur.
Namaz kılar ama huşû yok. Dua eder ama yakınlık hissetmez. Tavaf eder ama kendi etrafında döner.
Ancak bazen Kâbe’nin taşları, gönüldeki perdeleri kaldırır.
Oradaki sessizlikte, kalabalığın içindeki yalnızlığında insan fark eder:
> “Ben Rabbimi uzak zannettim, ama ben uzaklaşmışım.”
Ve işte o anda, Kâbe gönüle dönüşür, kalp yeniden can bulur.
4. Kendini Aramak: Aslında Allah’ı Aramaktır
“Sen neredesin?” diye sorar insan Rabbine…
Ama asıl soru şudur: “Sen, sen misin?”
Zira Allah, her yerde; kullar kaybolur.
Nefsinin karanlığında, hırsın girdabında, gafletin pususunda yolunu kaybeden insan,
Rabbini aramaya başlar; ama önce kendini bulmalıdır.
Mevlânâ der ki:
> “Her ne arar isen, kendinde ara. Çünkü sen, aradığın şeysin.”
O zaman insan bilir ki:
Gönül temizlenmedikçe, Kâbe taş kalır.
Kalp uyanmadıkça, Kâbe bile perdedir.
5. Kalp Kâbe Olursa, Taşlar Bile Canlanır
Kalbi Kâbe’ye dönen insan, her an Allah’la yaşar.
Her sözü dua, her bakışı tefekkür, her işi ibadet olur.
Gözyaşıyla yıkanan bir kalp, bin Kâbe’den daha değerlidir.
> Çünkü Kâbe Halilullah’ın eliyle yapıldı,
Kalp, Allah’ın kudretiyle yaratıldı.
Kâbe’nin içinde ne var?
Boşluk.
Ama kalbin içinde sevgi, iman, tefekkür varsa…
Orası artık Hakikat Kâbesi’dir.
Son Söz: Kalbini Yık, Kâbe Gibi Yap
Taşlaşan kalbi, gözyaşınla yıka.
Gafleti süpür, tevbe ile sil.
Her gün biraz daha Rabbine yönel.
Kâbe’ye gitmeden önce kalbini bul,
Kendini bulmadan Allah’ı arama.
Zira O hep oradaydı…
Sen neredeydin?
@@@@@@@
https://youtu.be/mAhYNfx2zKw?si=zTx5ffvd9glDzB9K