İSLAM ÜMMETİNİN KAYBOLAN İZZETİ

İSLAM ÜMMETİNİN KAYBOLAN İZZETİ

“İzzet bütünüyle Allah’a, Peygamber’ine ve müminlere aittir.” (Münâfikûn, 8)

Bir zamanlar yeryüzünün dört bir yanına adaletle hükmeden, mazluma umut, zalime korku olan bir ümmet vardı. Kudüs’ten Endülüs’e, Semerkand’dan İstanbul’a kadar uzanan bir izzet sancağı dalgalanıyordu. İlimde, hikmette, ahlakta ve adalette zirveydi. Çünkü bu ümmet Allah’a dayanıyor, Resûlullah’ın izinde yürüyor, ahiret merkezli yaşıyordu.

Ancak zamanla o izzet sancağı düştü. Ümmet, izzeti Allah’ta değil, Batı’nın modernizmine, Doğu’nun ideolojilerine, nefsin hevâsına bağlamaya başladı. Neticede, izzeti kaybetti; zillet boynuna bir pranga gibi vuruldu.

İZZET NEDİR VE NEREDEN GELİR?

İzzet, başı dik durmak değil, başı doğru yere eğebilmektir. İzzet, gücü olanın değil, hakkı olanın şerefidir. Ve Kur’an bu hakikati ilan eder:

“Sakın gevşemeyin, üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mümin iseniz, en üstün olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân, 139)

Yani izzet, imanla gelir; teslimiyetle büyür. Dünya ne kadar değişirse değişsin, Allah’ın vaadi şaşmaz: “Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder.” (Hac, 40)

Ama ya ümmet Allah’a yardım etmeyi unuttuysa?

KAYIP İZZETİN SEBEPLERİ

1. Dünya Sevgisi ve Ölüm Korkusu:
Peygamberimiz (sav), ümmetin zilletini şöyle haber verir:
“Siz çok olacaksınız fakat selin önündeki çerçöp gibi olacaksınız. Çünkü kalplerinize ‘vehen’ girecek.”
Sahabe sordu: “Ey Allah’ın Resulü, ‘vehen’ nedir?”
“Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama.” (Ebû Dâvûd)

İşte bu “vehen”, ümmetin ruhunu kemiren bir kurt gibi izzeti çürütmüştür.

2. Birlik Yerine Parçalanma:
Ümmet bir vücut gibiyken, bugün ayrı ayrı menfaatlerin, mezhep kavgalarının, ırkî çıkarların esiri olmuş bir kalabalık hâline geldi. Kur’an ne diyordu?
“Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın!” (Âl-i İmrân, 103)

İzzet, tevhidde saklıdır; ayrılıkta değil.

3. Zulme Sessizlik, Mazluma Duyarsızlık:
Gazze yanarken, Arakan ağlarken, Doğu Türkistan’da secde yasakken, ümmet sustu. Hakkı söyleyen diller azaldı, cihad ruhu unutturuldu. Oysa Kur’an soruyor:
“Size ne oldu ki Allah yolunda ve ‘Rabbimiz! Bizi zalim kavmin elinden kurtar’ diyen mazlumlar uğruna savaşmıyorsunuz?” (Nisâ, 75)

İzzet, hakkın yanında durmakla korunur; susmakla değil.

ÇIKIŞ NEREDE?

İzzeti geri kazanmak istiyorsak, üç temel adım şarttır:

Allah’a Dönüş:
İzzeti kaybettiğimiz yer, Allah’ı unuttuğumuz andır. Dönüş de oradan başlamalıdır.
“Kim Allah’a yönelirse, Allah ona bir çıkış yolu açar.” (Talâk, 2)

Sünnete Sarılmak:
Resûlullah’ın hayatı, ümmetin pusulasıdır. O’nun ahlâkı, adaleti, cesareti, sabrı yeniden dirilmeden ümmet dirilemez.

Birlik Ruhunu Canlandırmak:
Mezhep değil İslam kardeşliği, coğrafya değil ümmet şuuru, dil değil tevhid temelli bir birlik kurulmalı.
“Müminler ancak kardeştir.” (Hucurât, 10)

SON SÖZ: YA İZZET, YA ZİLLET

Tarih bize şunu gösterdi: Ümmet izzeti Allah’ta aradığında yücelmiş, dünya onun önünde eğildi. Ama izzeti dünyada, makamda, güçte aradığında zelil olmuş, düşman başına efendi kesilmiş.

Şimdi yeniden o kadim izzete yürümek zamanı. Ama bu yürüyüş, ne siyasetle ne sadece nutukla olur. Bu yürüyüş, secdede baş eğen, cihadda can veren, kalbini Kur’an’la dirilten bir ümmetle mümkündür.

Unutma:
“İzzet, yalnızca Allah’a aittir.” (Yunus, 65)

 

Loading

No ResponsesNisan 10th, 2025