KABİRDEN KALKIŞ
KABİRDEN KALKIŞ
Kamer Suresi 7-8. ayetler, kıyamet gününün dehşetli sahnelerinden birini tasvir eder. Bu tasvir sadece bir manzara anlatımı değildir; aynı zamanda derin hikmetler, uyarılar ve insan psikolojisine dair sırlar taşır.
Kamer Suresi 7-8:
7. “Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi, bakışları perişan bir halde dâvetçiye doğru koşarlar.”
8. “Kâfirler: ‘Bu, çok çetin bir gündür!’ derler.”
Hikmetli Yorum ve Tasvirin Derinliği
Bu ayetlerde kıyamet sahnesi, birkaç yönüyle çok çarpıcı anlatılmıştır:
1. Çekirge Sürüsü Benzetmesi:
“Etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi…”
Bu benzetme, yoğunluk, düzensizlik, dehşet ve panik içinde hareket etme hâlini anlatır. Çekirgeler, toplu hâlde bir yerden fırlar, yönsüzce ama aceleyle dağılırlar.
Bu da kıyamet gününde, kabirlerinden fırlayan insanların ruh halini gösterir:
Korku,
Panik,
Nereye gideceğini bilememe,
Fakat çaresizce çağırana yönelme zorunluluğu…
Aynı zamanda çekirgeler tarım ürünlerini yok eden istilacı bir topluluk gibi görülürken burada da insanlık, Allah’ın huzuruna çıkmak zorunda bırakılmış bir mahkûm topluluğu gibidir.
2. “Bakışları perişan, utançtan yere bakar hâlde…”
Korku, dehşet, mahcubiyet ve inkârın boşluğuyla karşılaşmak…
Hayatta Allah’a karşı gelen kimselerin, artık kaçacak hiçbir yerinin kalmadığı, mahkemeye zorla götürülen bir suçlu gibi oldukları andır.
Gözler perişandır çünkü artık gerçekle yüzleşme anı gelmiştir. Gözler yere bakar çünkü mahcubiyet zirvededir.
3. “Davete uyarlar” — Zoraki bir yöneliş:
Burada geçen “dâvetçi”, büyük çoğunlukla İsrâfil aleyhisselâmın ikinci sûru veya Allah’ın gönderdiği bir melekî çağrıdır.
Bu çağrıya itiraz, erteleme, geri dönüş yoktur. Herkes çağırılan yere koşmak zorundadır.
4. “Bu çok çetin bir gündür!” (Kâfirlerin itirafı):
Dünyada inkâr eden, Allah’a isyan eden insanlar, o gün artık inkâr edemezler.
Daha önce “Kıyamet mi? Gelirse görelim!” diyenler, şimdi “Bu gerçekten dehşet bir günmüş!” derler.
Bu, hem pişmanlığın, hem de gecikmiş bir kabulün ifadesidir — ama artık faydasızdır.
Benzer Ayetlerle Mukayeseli Hikmet
Bu kıyamet tasviri Kur’an’da başka yerlerde de farklı imgelerle desteklenmiştir:
1. Yasin Suresi 51:
> “Sûra üfürülür; bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru koşuyorlar.”
Burada da aynı zoraki yöneliş vardır. İnsanlar bir anda fırlatılmış gibi kalkar ve Rablerine yönelirler. Fakat bu koşuş, özgür iradeyle değil, kudretin mecburi çağrısıyladır.
2. Kıyamet Suresi 7:
> “O gün insan, ‘Kaçış nereye?’ der.”
“Hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur!”
Bu da gösteriyor ki insan fıtratı kaçmak ister, ama artık kaçacak bir yer kalmamıştır. Oysa dünya hayatında kendisine defalarca “dön!” çağrısı yapılmıştı.
3. Nebe’ Suresi 40:
> “Biz sizi yaklaştığını haber verdiğimiz o gün hakkında uyardık. İnsan, ellerinin öne sürdüklerine bakacak ve kâfir: ‘Keşke toprak olsaydım!’ diyecek.”
Bu ayet, Kamer 8. ayetle birebir paraleldir: Kâfirler, bu günün ne kadar zor, azap yüklü ve geri dönüşsüz olduğunu bizzat ikrar ederler.
Sonuç ve Hikmet Dersi:
Kıyamet, inkârcılar için mutlak adaletin ve hakikatin ortaya çıktığı gündür.
Bu ayetler bize dünyada iken uyanmayı, ölmeden evvel dirilmeyi, hesap gelmeden nefsi hesaba çekmeyi öğütler.
“Çekirge sürüsü” gibi dağılmış bir kalabalık içinde olmak istemeyen, bu dünya hayatında Allah’a yönelmelidir.
Zorla değil, şuurla bir yöneliş bizi kurtarır.
Aksi takdirde o gün, gözler düşer, kalpler kararır ve ağızdan şu itiraf dökülür:
> “Bu, çok çetin bir günmüş…”