İNSAN EBED İÇİN YARATILMIŞTIR

İNSAN EBED İÇİN YARATILMIŞTIR

“İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakikî lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u ebediyededir.”
(İşaratü’l-İ’caz, Bakara Suresi 25. Ayetin tefsiri)

İnsan, fıtraten sonsuzluğu ister. Gönlünde tükenmez bir yaşama arzusu, ruhunda bitmez bir kalıcılık sevgisi taşır. Bir çiçeğin soluşu, bir sevdiğinin vefatı, gençliğinin gidişi, kalbini yaralar. Çünkü o, geçici olana değil, bâki olana meyillidir. İşte bu sırdan dolayıdır ki, Kur’an insanı “ebed için yaratılmış bir varlık” olarak tanımlar.

Bediüzzaman Hazretleri, bu cümlede insanın yaratılış gayesini veciz bir şekilde ortaya koyar: Gerçek lezzet, sonsuzlukla ilgilidir. Yani insanın kalıcı bir huzura, derin bir saadete ulaşması, ancak Allah’ı tanımak (marifetullah), O’nu sevmek (muhabbetullah) ve O’nun sonsuz ilminden nasiplenmekle mümkündür.

Dünya hayatı, lezzet gibi görünen yüzlerce geçici tatlarla doludur. Fakat bu tatlar, insanın kalbini doyurmaz. Çünkü kalbin gıdası madde değil, manadır. Maddi nimetlerin zirvesine ulaşanlar bile ruhlarında bir boşluk hissederler. Bu boşluğu dolduracak olan ise, ancak ebedî olanla irtibat kurmaktır.

Marifetullah; yani Allah’ı tanımak, kalbin gözünü açmak gibidir. İnsan bir aynadır; kendine baktığında sadece tenini değil, onu yaratanın sanatını da görebilmelidir. Kalp, nefsin arzularından değil, Hakk’ın nurundan tat bulduğunda gerçek huzura ulaşır. Muhabbetullah ise bu tanımanın neticesidir. Çünkü tanıyan sever, seven ise vuslat ister. İşte insanın hakiki gayesi de bu vuslattır: Rabbinin rızasını kazanarak O’na dönmek.

İlim ise bu yolculukta bir ışıktır. Ancak burada bahsedilen ilim, sadece teknik bilgi değil, kalbi de aydınlatan hikmetli ilimdir. O ilim ki, kişiyi kendini bilmeye, Rabbini tanımaya, hayatı anlamlandırmaya götürür.

**

Bir mümin, hayatı sadece dünyevî hedeflerle sınırlarsa, sonsuzluk fıtratına dar bir elbise giydirmiş olur. Halbuki o, sonsuzluğu isteyen bir ruh taşımaktadır. Bu ruhun kıblesi ise ancak Allah olabilir.

**

Netice olarak:
İnsan, sonsuz saadete talip olacak şekilde yaratılmıştır. Dünyanın faniliği içinde kalıcı bir tat arayan insana düşen, fıtratının işaret ettiği ebedi hayatı unutmamak, onu hazırlamak ve gerçek lezzeti Hakk’ı tanımakta bulmaktır. Çünkü gerçek huzur, marifetullahladır; gerçek muhabbet, muhabbetullahladır; hakiki lezzet, ilim ve hikmetledir.

 

 

Loading

No ResponsesNisan 7th, 2025