BÜYÜK TİCARET

BÜYÜK TİCARET

Allah’ın Kendi Mülkünü Satın Alması

Kur’an-ı Kerim’in en derin hakikatlerinden biri, mülkün gerçek sahibinin Allah olduğunu kavramaktır. Farsça ifadedeki derin mana, tam olarak bu hakikati yansıtmaktadır:

خدای پر گرم خود مُلک خود را می خرد از تو برای تو که دارا بهای بی گران داده

“Kerem sahibi olan Allah, kendi mülkünü senden senin için satın alıyor ki, buna paha biçilmez bir değer vermiştir.”

Bu ifade, Kur’an’da en açık şekilde Tevbe Suresi 111. ayet ile örtüşmektedir:

> “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır.” (Tevbe, 111)

Bu ayet, insanın Allah’a ait olan varlığını, yine O’na teslim etmesi gerektiğini ve bunun karşılığında Allah’ın ona ebedi bir mükâfat lütfettiğini beyan etmektedir. İşte bu alışveriş, insanın sadece dünyevi varlığıyla değil, aynı zamanda ruhuyla da Allah’a adanmasını gerektiren büyük bir hakikattir.

Mülkün Sahibi ve Mülkün Kıymeti

Allah, mutlak mülk sahibidir. İnsan ise ancak ona emanet edilen bu mülkü bir süreliğine kullanma yetkisine sahiptir. Fakat Allah, bu mülkü kullarının iradesine bırakmış ve onlara bir teklif sunmuştur: Bu mülkü Allah’ın rızası doğrultusunda kullanırsanız, O size paha biçilmez bir değer, yani ebedi saadet olan cenneti bahşeder.

Bu ticaret, insanın gerçek varlık anlayışını değiştiren bir ticarettir. Zira fani olan şeyler, Allah’a teslim edildiğinde sonsuz bir kıymet kazanır. “Allah mülkünü senden senin için satın alıyor.” ifadesindeki incelik de buradadır: Allah zaten mülkün sahibidir, ama insana özgürlük vermiş ve bu özgürlüğü, iradesiyle Allah’a teslim etmesini istemiştir. Böylece insanın kazandığı şey, Allah’a verdiği şeyden katbekat fazladır.

Bu Hakikatin Hikmeti ve Derinliği

Allah’ın bir şey satın alması, O’nun insana verdiği bir değer göstergesidir. İnsanın sahip olduğu her şey, Allah’a aittir; fakat Allah, insanın kendi rızasıyla O’na teslimiyet göstermesini diler. Burada kulun özgür iradesi devreye girer. İnsanın özgür iradesiyle Allah’a yönelmesi, O’na olan sevgisinin ve imanının bir göstergesidir. İşte bu yüzden, Allah’a teslim olmak sadece bir zorunluluk değil, büyük bir lütuftur.

Nitekim bir başka ayette şöyle buyrulur:

> “Allah, kendisine gönülden yönelip dinini O’na halis kılanlardan razıdır.” (Zümer, 2)

Sonuç: Kendi Olanı Kendi İçin Satın Alan Allah

Bu ifadede hem derin bir hikmet hem de Allah’ın insan üzerindeki rahmetinin ve şefkatinin en büyük tezahürü vardır. O, zaten kendisine ait olanı, kulun özgür iradesiyle O’na teslim etmesini ister ve karşılığında kulunu ebedi cennetle ödüllendirir.

Bu yüzden, bu alışverişte kârlı olan insandır. Çünkü Allah, insana her şeyini bağışlamış ve bunun karşılığında sadece O’na yönelmesini istemiştir. Gerçek ticaret, fani olanı verip bâki olanı almaktır. İşte bu yüzden en büyük kazanç, insanın kendisini Allah’a satmasıdır.

> “Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve Resûlü’ne iman edin, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” (Saff, 10-11)

 

 

Loading

No ResponsesNisan 3rd, 2025