SOKAK KÜLTÜRÜ VE SOKAK ÇOCUKLARI TOPLUMUN AYNASINDAKİ GÖRÜNMEYEN YÜZ

SOKAK KÜLTÜRÜ VE SOKAK ÇOCUKLARI TOPLUMUN AYNASINDAKİ GÖRÜNMEYEN YÜZ

Sokak, sadece asfalt ve taşlardan ibaret değildir. Orada bir kültür, bir hayat tarzı ve hatta toplumsal gerçeklerin en çıplak haliyle sergilendiği bir sahne vardır. Sokaklar, insanların karakterlerini, toplumların vicdanlarını ve medeniyetlerin gerçek yüzünü gösteren bir aynadır. İşte bu aynada en çok dikkat çeken, en savunmasız ve en ihmal edilmiş figürlerden biri de sokak çocuklarıdır.

Sokak çocukları, sadece evsiz veya yoksul oldukları için değil, toplumun onları görmezden gelmesi nedeniyle de sokaklara mahkûm olurlar. Peki, bu çocukları sokaklara iten ne? Onların kaderini belirleyen, yalnızca yoksulluk mu, yoksa toplumsal vicdanın körelmesi mi?

1. SOKAK ÇOCUKLARI NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Sokak çocuklarının varlığı, aslında bir toplumun temel yapı taşlarının zayıfladığını gösterir. Onları sokaklara iten başlıca sebepler şunlardır:

Aile İçindeki Çatışmalar: Şiddet, istismar, ilgisizlik ve parçalanmış aileler, çocukları evden uzaklaştırır.

Yoksulluk: Geçim sıkıntısı nedeniyle çocuklar, ailesine destek olmak için çalışmaya veya dilenmeye zorlanır.

Eğitim Eksikliği: Okula gidemeyen çocuklar, zamanla sokağın kurallarına göre yaşamayı öğrenir.

Toplumsal İlgisizlik: Devletin ve toplumun bu çocuklara sahip çıkmaması, onların kaderini sokağa teslim eder.

Bir çocuk için sokak, ilk başta özgürlüğü temsil edebilir. Ancak zamanla, tehlikelerle dolu bir hapishaneye dönüşür. Açlık, şiddet, uyuşturucu ve suç örgütleri onların yeni “ailesi” olur.

2. SOKAK KÜLTÜRÜ: ÖZGÜRLÜK MÜ, MAHKÛMLUK MU?

Sokak, kendine has bir kültüre sahiptir. Orada her şey güçlü olanın hayatta kaldığı bir düzene göre işler.

Dayanışma ve Suç: Sokak çocukları, hayatta kalmak için gruplaşır. Ancak bu gruplar bazen suç örgütlerine dönüşebilir.

Bağımlılıklar: Uyuşturucu, alkol ve uçucu maddeler, sokakta yaşamanın getirdiği acıları uyuşturmak için bir kaçış yolu haline gelir.

Kimlik Sorunu: Sokak çocukları, zamanla toplumdan dışlanmış hisseder ve kendi kimliklerini kaybederler.

Sokak kültürü, dışarıdan bakıldığında “bağımsızlık” gibi görünebilir. Ama aslında kuralsız, güvencesiz ve tehlikelerle dolu bir esaret ortamıdır.

3. SOKAK ÇOCUKLARININ GELECEĞİ NE OLUR?

Eğer bir çocuk sokakta büyürse, büyük ihtimalle şu üç kaderden biri onu bekler:

1. Suç Dünyasına Girmek: Hırsızlık, gasp, uyuşturucu ticareti gibi suçlara sürüklenebilir.

2. Toplumun Dışında Kalarak Yoksulluk Döngüsüne Mahkûm Olmak: Eğitimsiz ve sahipsiz bir çocuk, büyüdüğünde de iş bulamaz ve yoksulluğun içinde kalır.

3. Bilinçli Bir Müdahale ile Kurtulmak: Eğer devlet, sivil toplum kuruluşları ve hayırsever insanlar sahip çıkarsa, sokak çocukları yeniden topluma kazandırılabilir.

Unutulmamalıdır ki, sokakta büyüyen çocuklar, gelecekte o toplumun ya sorunlu bireyleri ya da kurtarıcıları olabilir.

4. TOPLUMSAL VİCDAN VE SORUMLULUK

Bir çocuğun sokakta olması, sadece onun ailesinin değil, tüm toplumun sorunudur. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyurmuşken, bizim kaldırımlarımızda aç yatan çocukları görmezden gelmemiz mümkün müdür?

Sokak çocuklarına sahip çıkmak için bireysel ve kurumsal adımlar atılmalıdır:

Devlet Politikaları: Barınma, eğitim ve rehabilitasyon merkezleri artırılmalıdır.

Sivil Toplum Kuruluşları: Yardım kampanyaları, sosyal destek projeleri artırılmalıdır.

Bireysel Duyarlılık: Herkes elinden geldiğince bu çocuklara destek olmalıdır.

SONUÇ: SOKAKLAR KİMİN AYNASI?

Bir toplumun gerçek yüzü, saraylarında değil, sokaklarında gizlidir. Eğer sokaklar çocuklar için güvenli değilse, o toplum vicdanını kaybetmiştir.

Sokak çocuklarını görmezden gelmek, geleceğimizi görmezden gelmektir. Onları suçlamak yerine anlamaya, dışlamak yerine sahip çıkmaya çalışmalıyız.

Çünkü her sokak çocuğu, aslında yitirilmiş bir masumiyetin, unutulmuş bir umudun ve kaybolmaya yüz tutmuş bir insanlığın hikâyesidir.

Loading

No ResponsesMart 25th, 2025