BEŞER ZULMEDER, KADER ADALET EDER
BEŞER ZULMEDER, KADER ADALET EDER, HAKİKATİNCE BEŞER ZULMÜ İÇERİSİNDE O ADALET NASIL GÖRÜLÜR VE GÖRÜLMELİDİR?
“Beşer zulmeder, kader adalet eder” hakikati, insanın iradesiyle yaptığı zulümlerin ilahi bir denge içinde adaletle karşılık bulacağını ifade eder. Ancak bu adaletin nasıl görüleceği veya görülmesi gerektiği meselesi, hem iman hem de hikmet boyutuyla ele alınmalıdır.
1. Zulmün İçinde Adaletin Görülmesi
İlahi Planın Bir Parçası Olarak: Kader, insanın eylemlerini zorla yaptırmaz; ancak her fiilin bir sonucu vardır. Zulmeden kişi, bu zulmünün karşılığını ya dünyada ya da ahirette adaletle görür.
İmtihan Bilinciyle: Zulme uğrayan kişi için bu durum bir imtihandır. Sabır ve tevekkülle karşılanan her sıkıntı, kişinin manevi derecesini artırır.
Hikmet Penceresinden: Bazı olaylar ilk bakışta haksızlık gibi görünse de, uzun vadede rahmet ve hikmet penceresinden farklı bir boyut kazanır. Bazen zulme uğrayan kişiler bu süreçten daha güçlü, daha bilinçli ve daha kararlı çıkarlar.
2. Zulme Karşı Adaletin Görülmesi Gereken Yer
Toplumsal Bilinç: Zulme karşı durmak ve hakkı savunmak, insanın ahlaki sorumluluğudur. Sessiz kalmak, zulme ortak olmak anlamına gelir.
Dua ve Sabır: Allah’ın adaletine iman eden kişi, hem dua eder hem de sabreder. Ancak bu, zulme boyun eğmek anlamına gelmez; bilakis hak mücadelesi içinde olmayı gerektirir.
Ahiret İnancı: Zulmün dünyada tam karşılık bulmadığı durumlarda, ilahi adaletin ahirette tam anlamıyla tecelli edeceğine inanılır.
Sonuç
Beşer zulmedebilir ama Allah’ın adaleti şaşmaz. Zulüm geçici, ilahi adalet ise mutlaktır. Bu sebeple zulüm karşısında bilinçli, sabırlı ve adaletli duruş sergilemek en doğru yaklaşımdır.