Nuh Kavminin Helakı: Tufanın Uyarısı ve Kaçınılmaz Son
Nuh Kavminin Helakı: Tufanın Uyarısı ve Kaçınılmaz Son
Günler birbirini kovalıyor, Nuh Peygamber’in uyarıları kavminin kulaklarında yankılanıyordu. Ancak onlar, dalga geçiyor, onu deli olmakla suçluyorlardı. Şehvet, kibir ve azgınlık içinde yüzen bu halk, Allah’ın azabına karşı umursamaz bir tavır sergiliyordu.
Uyarı ve Alay
Nuh yıllarca onları doğru yola çağırmış, Allah’a yönelmeleri için sabırla mücadele etmişti. Ancak kavmi, putlarına tapmaktan, azgınlık ve taşkınlık içinde yaşamaktan vazgeçmiyordu. Onun sözlerini dinlemek yerine, kulaklarını tıkıyor, ‘Ey Nuh, artık yeter! Eğer doğru söylüyorsan tehdit ettiğin azabı getir!’ diye meydan okuyorlardı.
Ve o an geldi…
Tufanın İlk İşaretleri
Nuh’un Rabbinden aldığı emirle inşa ettiği gemi, alay konusu olmuştu. Gök yüzünü kara bulutlar kaplamaya başladığında ise kimse hâlâ yaklaşan felaketi fark etmiyordu. Yeryüzü titredi, uzaklardan gelen bir uğultu duyuldu. Bir anda gökyüzü delinircesine yağmur boşaldı. Toprak yarıldı ve yeraltındaki sular yüzeye fışkırdı.
Tufanın Şiddeti ve Helak
Sular yükselirken, insanlar panikle kaçışmaya başladılar. Evler, ağaçlar, putlar, saraylar… Her şey suya kapılıp gidiyordu. Nuh, son bir kez daha oğluna seslendi: ‘Ey oğlum, bizimle gel, kâfirlerle olma!’ Ancak oğlu, ‘Ben dağa sığınırım, beni kurtarır’ diyerek kibirle cevap verdi. Fakat ilahi emir kesindi; büyük bir dalga aralarına girerek oğlunu ve inkârcıları yuttu.
Geriye Kalan Sessizlik
Gemi, Allah’ın buyruğuyla selametle dağların üzerine oturduğunda, artık yeryüzünde Nuh’a inananlardan başka kimse kalmamıştı. O an geldiğinde, her şey bitmişti. Yeryüzü sessizliğe büründü, tufanın izleri geride yalnızca ibret dolu bir kıssa bıraktı.
Bir Uyarı: İnsanlık Aynı Hatayı Yapacak mı?
Nuh kavminin helakı, insanlığa önemli bir uyarıdır. Kibirlilik, hakikati reddetme ve Allah’a isyan, her dönemde toplumların çöküşüne sebep olmuştur. Bugün, geçmişten ders alıyor muyuz, yoksa tarihin tekerrür etmesine mi yol açıyoruz?