1948 YILINDA DÜNYANIN FARKLI YERLERİNDEN YAHUDİLER FİLİSTİNE
1948 YILINDA DÜNYANIN FARKLI YERLERİNDEN YAHUDİLER FİLİSTİNE MİSAFİR VE AZINLIK OLARAK GELDİLER, ÖLDÜRDÜLER, YAKTILAR,YIKTILAR, ŞİMDİDE YURTLARINDAN ÇIKARTIP İŞGAL ETTİLER.-2-
### **1948: Tarihin Sessiz Çığlığı ve Filistin’in Kayıp Çocukları**
Yıl 1948… İkinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çalışan dünya, Ortadoğu’da yeni bir trajedinin başlangıcına tanık oldu. Filistin toprakları, yüzyıllardır barındırdığı kültürel ve dini çeşitliliğin aksine, silahların gölgesinde bir kimlik savaşına sahne oldu. Bu makale, 1948’de yaşananları tarihsel, sosyolojik ve insani boyutlarıyla ele alarak, bugüne uzanan etkilerini irdelemeyi amaçlıyor .
#### **1. Tarihsel Kökler: Sömürgecilik ve Siyonizm’in Doğuşu**
Filistin’deki çatışmanın kökleri, 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da yükselen milliyetçi dalgaya ve Siyonizm hareketine dayanır. Theodor Herzl’in öncülüğündeki Siyonist Kongre, Yahudiler için “vaat edilmiş topraklar” fikrini küresel bir projeye dönüştürdü. 1917’deki **Balfour Deklarasyonu** ise İngiltere’nin desteğiyle bu hedefi meşrulaştırdı . Ancak bu süreçte Filistin’in yerli halkı Araplar, topraklarının demografik ve siyasi dönüşümüne karşı direniş gösterdi. 1930’larda artan Yahudi göçleri ve İngiliz mandasının çelişkili politikaları, gerilimi tırmandırdı .
#### **2. 1948: Nakba (Büyük Felaket) ve İşgalin Başlangıcı**
14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildiğinde, Filistinliler için **Nakba** (Felaket) başlamıştı. BM’nin **Paylaşım Planı** (1947) ile toprakların %56’sı Yahudilere, %43’ü Araplara bırakılsa da, Arap devletleri bu planı reddetti. İsrail’in kuruluşunu takip eden saatlerde Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak orduları savaşa girdi. Ancak İsrail, askeri üstünlüğü ele geçirerek topraklarını %78’e genişletti .
Bu süreçte **700.000 Filistinli** evlerini terk etmek zorunda kaldı. Köyler yakıldı, katliamlar yaşandı ve mülteci kampları oluştu. Örneğin, Deir Yasin katliamı gibi olaylar, Filistinlilerin kolektif hafızasında derin izler bıraktı . İsrail’in “Bağımsızlık Savaşı” olarak adlandırdığı bu dönem, Filistinliler için bir **soykırım ve sürgün** anlamına geliyordu .
#### **3. Uluslararası Sessizlik ve İki Halkın Travması**
Holokost’un oluşturduğu küresel sempati, Siyonizm’in meşruiyetini güçlendirdi. Ancak bu durum, Filistinlilerin haklarının görmezden gelinmesine yol açtı. Batılı devletler, İsrail’i hemen tanıdı; Filistinlilerse **vatansız** kaldı .
İsrail toplumu, tarihsel Yahudi travmalarını güvenlik politikalarına dönüştürdü. Filistinliler ise topraklarını koruma mücadelesini kimliklerinin bir parçası haline getirdi. Bu karşı duruş, çatışmayı kronikleştirdi .
#### **4. Günümüze Uzayan İşgal ve İnsani Kriz**
1948’den bugüne, İsrail’in işgal politikaları Gazze ve Batı Şeria’da yoğunlaştı. 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan abluka, insani krizi derinleştirdi. 2023’teki son çatışmalarda **100.000’e yakın sivil** hayatını kaybederken, ölenlerin çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturdu . İsrail’in “orantısız güç” kullanımı, uluslararası hukuku ihlal ettiği eleştirilerini beraberinde getirdi .
#### **5. İbret ve Uzlaşı Arayışı: Tarih Ne Söylüyor?**
– **Tarihin Tekerrürü:** Filistin’de yaşananlar, sömürgecilik ve etnik temizlik tarihinin bir yansıması. İngiliz mandası, Balfour Deklarasyonu ve BM’nin çifte standartları, bugünkü çözümsüzlüğün temelini attı .
– **Kimlik ve Bellek Savaşı:** İsrail, Holokost travmasını ulusal kimliğine entegre ederken; Filistinliler, Nakba’yı nesilden nesile aktarıyor. Bu durum, barış için **ortak bir dil** eksikliğini gösteriyor .
– **Adalet ve Diyalog:** Kalıcı barış, ancak iki halkın acılarının tanınmasıyla mümkün. Uluslararası toplumun tarafsız bir rol üstlenmesi ve işgalin sona ermesi şart .
### **Sonuç: Geçmişten Ders Çıkarmak**
1948, yalnızca bir tarih değil, insanlığın yüzleşmekten kaçındığı bir aynadır. Filistinlilerin evlerinden koparılması, Yahudilerin tarihsel travmaları ve uluslararası sistemin çöküşü, bize şunu hatırlatıyor: **Hiçbir halkın trajedisi, başka bir halkın acısını meşrulaştıramaz.** Tarih, ibret alanlar için bir rehber; unutanlar içinse bir kâbustur. Barış, ancak adalet ve empatiyle inşa edilebilir.