HAK İLE HÜKMETMEK VE HAKSIZLIĞA TARAF OLMAMAK. HAKTAN TARAF OLMAK.

HAK İLE HÜKMETMEK VE HAKSIZLIĞA TARAF OLMAMAK. HAKTAN TARAF OLMAK.


“Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab’ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!” Nisa.105.

HAK İLE HÜKMETMEK VE HAKSIZLIĞA TARAF OLMAMAK

(Nisâ Suresi 105. Ayet ve Benzer Ayetler Üzerine İbretli Bir İnceleme)

İnsanlık tarihi boyunca adalet, toplumların ayakta kalmasını sağlayan en önemli değerlerden biri olmuştur. Adaletin olmadığı yerde zulüm, kargaşa ve yıkım kaçınılmazdır. İşte bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm, adaleti temel bir ilke olarak belirlemiş ve insanların haksızlığa taraf olmamalarını emretmiştir. Nisâ Suresi 105. ayet de bu evrensel hakikati hatırlatır:

> “Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab’ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!” (Nisâ, 4:105)

Bu ayet, sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)’e hitap etmekle kalmaz, tüm müminlere bir ilke sunar: Hüküm verirken, karar alırken, olayları değerlendirirken ve insanlar arasında hakemlik yaparken mutlak surette adalet gözetilmeli, hainlerden ve zalimlerden yana olunmamalıdır.

Peki, bu ilkenin derin manası nedir? Diğer ayetlerle bağlantısı nasıl kurulabilir? Günümüz dünyasında bu emir nasıl bir ibret vesikası olarak okunmalıdır?

1. Hak ile Hükmetmek: İlahi Bir Sorumluluk

İslam’da adalet, sadece hukuki bir mesele değil, aynı zamanda imani bir vecibedir. Allah Teâlâ, birçok ayette adaletle hükmetmenin farz olduğunu vurgular:

“Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder.” (Nisâ, 4:58)

“Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik ederek adaleti ayakta tutan kimseler olun…” (Nisâ, 4:135)

“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. O hâlde insanlar arasında hak ile hükmet, hevâya uyma!” (Sâd, 38:26)

Bu ayetler, hüküm verme sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bir mümin, ister aile içinde, ister toplum içinde, isterse bir yönetici olarak insanlara adaletle hükmetmek zorundadır. Eğer kişi haksızlığa göz yumarsa, zalimlerin tarafını tutarsa, Allah’ın bu emrini çiğnemiş olur.

Nisâ 105. ayet, özellikle şu mesajı veriyor: Adalet, Allah’ın bir emridir ve hiçbir dünyevi çıkar, hiçbir tarafgirlik, hiçbir akrabalık bağı veya dostluk, adaletin önüne geçmemelidir.

2. Hainlerden Taraf Olmamak: Günümüz İçin Bir İbret

Ayette geçen “hainlerden taraf olma” emri, aslında insanoğlunun en büyük zaaflarından birine işaret ediyor. Çoğu zaman insanlar, çıkarları, korkuları veya bağlılıkları nedeniyle açıkça yanlış olan bir tarafı destekleyebilirler. Ancak Allah Teâlâ, müminlerin bu tuzağa düşmemesi gerektiğini bildiriyor.

Günümüzde:

Bir kişi güçlü olduğu için,
Maddi menfaat sağladığı için,
Popüler olduğu için,
Yakın çevreden biri olduğu için,
Haklı olmasa bile onu savunmak, Allah’ın emrine aykırı bir davranıştır.

Müslüman, hakkın yanında durmalı, zalimin değil mazlumun tarafında olmalıdır. Hainler, zalimler ve haksızlık edenler kim olursa olsun, onlardan yana tavır almak Kur’an’a ve Peygamber’in sünnetine aykırıdır.

3. Peygamberimizin Adalet Üzerine Örneklikleri

Hz. Peygamber (s.a.v.), adalet konusunda eşsiz bir örnektir. O, sadece dostları ve müminler için değil, düşmanlarına karşı bile adaletle hükmetmiştir.

Bir gün, zengin ve soylu bir kadının hırsızlık yaptığı ortaya çıkınca, bazı sahabeler onun cezalandırılmaması için aracı olmak istedi. Ancak Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:

> “Ey insanlar! Sizden önceki toplumlar şu yüzden helâk oldu: Aralarından güçlü ve soylu biri hırsızlık yaparsa onu affederler, zayıf biri yaparsa onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma bile hırsızlık yapsaydı, onun da elini keserdim!” (Buhârî, Hudûd, 11; Müslim, Hudûd, 8)

Bu olay, adaletin kişilere göre değişmemesi gerektiğinin en güzel örneklerinden biridir.

4. Günümüz Dünyasında Adaletin Yitirilişi

Bugün dünyada adaletin nasıl kaybolduğunu görmek zor değil:

Güçlü devletler kendi çıkarları için haksız savaşlar açıyor, masumları öldürüyor.

Adaletsiz ekonomik sistemler zenginleri daha da zengin, fakirleri daha da fakir yapıyor.

Mahkemelerde güçlünün lehine kararlar alınıyor, mazlumlar ise haksız yere cezalandırılıyor.

Bütün bunlar, Nisâ 105. ayetin neden bu kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü Allah’ın hükmüne göre hareket edilmediğinde, adaletin yerini zulüm alır ve toplumlar çöküşe sürüklenir.

Sonuç: Adaleti Ayakta Tutalım

Kur’an, müminlere çok açık bir mesaj veriyor: Adaleti her zaman savunun, haksızlığa asla ortak olmayın!

Eğer güçlü olan bir zalimi savunuyorsak,
Eğer menfaatimiz için yanlışın tarafında duruyorsak,
Eğer sessiz kalarak zulmü onaylıyorsak,

Bu ayet bizi uyarıyor: Allah, zalimlerden yana olanları sevmez.

Bugün kendimize şu soruyu sormalıyız:

Hak ile mi hükmediyoruz, yoksa çıkarlarımız doğrultusunda mı?

Adaletli miyiz, yoksa güçlüden yana mı?

Doğruyu mu savunuyoruz, yoksa yanlışın peşinden mi gidiyoruz?

Eğer bu sorulara samimi bir şekilde cevap verirsek, belki de gerçek adaleti inşa etmek için bir adım atabiliriz. Çünkü Allah bizden sadece adalet istemiyor, aynı zamanda onun yaşatılmasını da emrediyor.

> “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan ve yalnızca Allah için şahitlik eden kimseler olun.” (Mâide, 5:8)

İşte hak ile hükmetmek budur!

 

 

Loading

No ResponsesŞubat 18th, 2025