İNSAN BİR YOLCUDUR

İNSAN BİR YOLCUDUR

İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Mâlikü’l-Mülk tarafından verilmiştir.


İnsanın Sonsuz Yolculuğu: Sabâvetten Ebede

Hayat, insana verilen en büyük nimetlerden biridir. Bu nimetin özünde ise insanın bir yolcu olduğu hakikati yatar. İnsan, sabâvet (çocukluk) döneminden başlayarak gençlik, ihtiyarlık, kabir ve nihayet ahiret yolculuğuna doğru sürekli bir hareket halindedir. Bu yolculuk, yalnızca dünya ile sınırlı kalmaz; ebedî bir âlemi kapsar. Bu, insanın anlam arayışı içinde kendini sürekli olarak yenilemesini ve her dönemde yeni sorumluluklar üstlenmesini gerekli kılar.

Hayatın Merhaleleri ve Anlamı

Çocukluk dönemi, insanın öğrenme, keşfetme ve safiyane duygularla donandığı bir devredir. Ancak bu safiyet, bir hazırlık sürecidir. Gençlik dönemi ise enerjinin, idealizmin ve tutkuların zirve yaptığı bir zaman dilimidir. Bu dönemde insan, nefsine aldanabilir; heveslerin ve dünyalık arzuların peşinden koşabilir. Ancak ihtiyarlık, insana gençlikteki ihtirasların ne denli geçici olduğunu hatırlatan bir aynadır.

Bu üç dönem, insana dünyanın fâniliğini ve asıl yolculuğun ahiret âlemine olduğunu gösterir. Zira insan, dünya yolculuğunun sonunda kabre uğrar. Kabir, insana bir son gibi görünse de aslında ebedî hayatın başlangıcıdır. Haşir meydanında yeniden diriltilmek ve hesap vermek, bu yolculuğun kaçınılmaz duraklarıdır.

Levazımatı Veren: Mâlikü’l-Mülk

İnsan, dünya yolculuğunda yalnız değildir. Her iki hayatın ihtiyaç duyduğu levazımat, yani azık, Mâlikü’l-Mülk olan Allah tarafından verilmiştir. O, insanı var ederken sadece bedensel ihtiyaçlarını değil, ruhsal ve ahlaki yönlerini de gözetmiştir. Akıl, kalp, vicdan gibi araçlarla donatılan insan, bu dünyada hem kendini hem de Yaradan’ını tanıma fırsatı bulur.

Bu levazımatı doğru kullanmak, insanın en büyük sorumluluğudur. Zira bu donanımlar, insana bir emanet olarak verilmiştir. Emaneti yerli yerinde kullanmayan insan, yolculuğunun sonunda pişmanlıkla karşılaşabilir. Ancak verilen nimetleri şükür ve bilinçle değerlendirenler, ebedî saadete ulaşır.

İbretli Dersler

Hayat yolculuğu, insana pek çok ders verir. Her bir durak, dünya hayatının geçici olduğunu ve asıl gayenin ahirete hazırlanmak olduğunu hatırlatır. İnsan, bu dünyadaki her anını ebedî hayat için bir yatırım olarak görmelidir. Zira dünya bir tarladır; ahiret ise bu tarlanın ürünlerini toplayacağımız yerdir.

Sonuç olarak, insanın yolculuğu yalnızca bir zaman dilimi ile sınırlı değildir; sabâvetten başlayıp ebediyete uzanan sonsuz bir serüvendir. Bu yolculuğu anlamlı kılmak, insanın Yaradan’ını tanıyıp O’na kul olma bilinciyle mümkündür. Her durakta aldığı dersleri bir hazine gibi biriktiren insan, bu uzun yolculuğun sonunda gerçek huzura kavuşacaktır.

Loading

No ResponsesŞubat 11th, 2025