KABİRDEKİLERİN HALİNİ KEŞFEDEN BİR DÜNYALI.

KABİRDEKİLERİN HALİNİ KEŞFEDEN BİR DÜNYALI.


Kabirdeki Halin Keşfi: İbret Dolu Bir Yolculuk

Hayatın en büyük sırlarından biri, ölümden sonra ne olacağıdır. İnsan aklı, bu sırrı çözmek için her daim merak içinde olmuştur. Dünyada yaşayan birinin, kabirdeki insanların halini keşfettiğini düşünelim. Bu kişi, ölüm sonrası yaşamın gerçekliğine tanıklık ederek hem kendisi için hem de diğer insanlar için ibret verici bir hikaye bırakır.

Kabir: Ahiretin İlk Durağı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kabir hayatını şöyle tarif etmiştir:
“Şüphesiz kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Eğer kişi bu duraktan kurtulursa, sonrası daha kolaydır. Eğer kurtulamazsa sonrası daha çetindir.” (Tirmizî, Kıyamet, 26).
Kabir, kişinin dünyada yaptıklarının ilk hesabını verdiği, ahirete geçişin başlangıç noktasıdır. Bu, insanların amellerine göre ya rahmetle dolup huzur buldukları ya da azapla dolup sıkıntı çektikleri bir mekandır.

Kabirdeki Halin Keşfi

Bir gün, merakla dolu bir dünyalı, kabirdeki insanların haline şahitlik etme fırsatı bulur. Bu kişi, kabirlerin sessiz sakin göründüğüne, ancak içeride bambaşka bir âlemin var olduğuna tanık olur. Görülen manzaralar ibret vericidir:

1. Salih Amellerle Dolu Kabirler
Bazı kabirler, nurla dolup taşmaktadır. İçindekiler, huzur ve mutluluk içindedir. Bu kişiler, dünyada iman ve güzel amellerle hayatlarını süslemiş, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmiş kimselerdir. Kabirlerinden yükselen sesler, şükür ve mutluluk doludur:
“Rabbimiz, bize vaat ettiğin nimetleri lütfettin. Sana hamd olsun!”
Bu sahne, dünyalıya şu ayeti hatırlatır:
“Şüphesiz, ‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip sonra dosdoğru olanlar, onlara melekler iner: ‘Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin.’” (Fussilet, 30).

2. Azap İçindeki Kabirler
Bazı kabirler ise karanlık ve sıkıntı içindedir. İçindekiler pişmanlık ve korku içinde kıvranmaktadır. Dünyada Allah’ın emirlerini hiçe sayan, insanlara zulmeden ya da gaflet içinde yaşayan kimseler, kabirde azap görmektedir. Onların feryatları yürekleri parçalar:
“Rabbim! Beni geri gönder, salih bir kul olayım!”
Ancak bu feryatlar nafiledir. Dünyalı, şu ayeti hatırlar:
“Onlardan birine ölüm gelip çattığında, ‘Rabbim, beni geri gönder ki terk ettiğim dünyada iyi işler yapayım!’ der. Hayır! Bu, onun söylediği bir sözden ibarettir.” (Müminun, 99-100).

İbret ve Dersler

Bu keşif, dünyalının hem kendi hayatını hem de diğer insanların yaşamlarını sorgulamasına sebep olur. Kabir hayatının gerçekliğini görmek, dünya hayatındaki sorumlulukların önemini daha net bir şekilde ortaya koyar. Şu gerçekler apaçık ortadadır:

1. Dünya Hayatı Bir İmtihandır
Dünyalı, kabirdeki insanların hallerinden, hayatın geçici ve sınav dolu olduğunu öğrenir. Dünya, ahiret için bir hazırlık yeridir ve herkes bu imtihanı başarıyla tamamlamaya çalışmalıdır.

2. Salih Amellerin Önemi
Kabirlerinde huzur içinde olanların durumları, dünyalının dikkatini çeker. Namaz, sadaka, güzel ahlak, yardımlaşma ve Allah’a olan bağlılık, kabirde insanın yanında olan en önemli şeylerdir.

3. Gafletin Pişmanlığı
Azap içindeki kabirler ise dünyalıyı derinden etkiler. Gafletle geçirilen bir ömrün, sadece pişmanlık getirdiğini anlar. Bu durum, şu ayeti hatırlatır:
“O gün kişi, kendi elleriyle yaptığı her şeyin karşılığını görür ve inkâr eden, ‘Keşke toprak olsaydım!’ der.” (Nebe, 40).

Sonuç

Kabirdekilerin halini keşfeden dünyalı, hayatın değerini anlamış ve bu ibret dolu deneyimden derin bir ders almıştır. İnsan, dünya hayatını sadece geçici zevkler için değil, ahiret için bir hazırlık olarak görmelidir. Kabirde huzur bulmak isteyen, dünyada Allah’ın emirlerine uygun yaşamalı ve salih amellerle hayatını süslemelidir.

Rabbim bizleri kabir azabından korusun ve ahiret yurdunda huzur ve mutluluk içinde olanlardan eylesin.

Amin.

 

 

Loading

No ResponsesŞubat 10th, 2025