NETANYAHU’NUN GAZZE İŞGALİNDEN, TRUMP’IN GAZZE İŞGAL VE TEHCİRİNE. -2-

NETANYAHU’NUN GAZZE İŞGALİNDEN, TRUMP’IN GAZZE İŞGAL VE TEHCİRİNE. -2-

**NETANYAHU’NUN GAZZE İŞGALİNDEN TRUMP’IN TEHCİR PLANINA: İNSANLIĞIN SINANDIĞI AN**
*Zulmün Küresel Sessizliği ve Filistin Direnişinin İbret Dolu Hikâyesi*

İsrail’in Gazze’yi yerle bir eden işgali ile Trump’ın Filistinlileri topraklarından sürmeyi öngören “tehcir” teklifi, insanlık tarihine kazınan bir utanç belgesidir. Bu süreç, yalnızca bir halkın varlığını silme girişimi değil, aynı zamanda Batı’nın ikiyüzlü politikalarının ve İslam dünyasının pasifliğinin de bir yansımasıdır.

### **1. İşgalin Arka Planı: Siyonist Yayılma ve Doğalgaz Rezervlerinin Rolü**
Netanyahu yönetiminin Gazze’yi 7 Ekim 2023’ten bu yana sistematik bir şekilde bombalayarak 100 bine yakın insanı katletmesi, “güvenlik” kisvesi altında saklanan bir ekonomik sömürü projesine işaret ediyor. Gazze açıklarında keşfedilen **4 milyar dolarlık doğalgaz rezervleri**, bu işgalin temel motivasyonlarından biri. İsrail, 1999’dan beri Filistin’in bu kaynaklara erişimini engelleyerek Gazze’yi enerji ve su konusunda kendine bağımlı hale getirdi. Trump’ın “Gazze’yi devralma” planı ise bu rezervlerin İsrail-ABD ortaklığıyla sömürülmesini kolaylaştırmayı hedefliyor.

Bu durum, 1948’deki *Nakba* (Büyük Felaket) ile benzerlik taşıyor: Filistin halkının tarih sahnesinden silinerek, kaynakların gasp edilmesi… Ancak bu kez hedef, Gazze’yi boşaltmak ve “Büyük İsrail” projesini tamamlamak.

### **2. Trump’ın Tehcir Planı: Emperyalizmin Yeni Yüzü**
Donald Trump’ın “Gazze Şeridi’ni devralacağız” açıklaması, uluslararası hukukun çöktüğü bir dönemin sembolü haline geldi. Trump, Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e sürgün edilmesini önerirken, bölgeyi “Orta Doğu’nun Rivierası” olarak pazarlıyor. Bu plan, yalnızca demografik temizlik değil, aynı zamanda Gazze’yi küresel sermayenin kontrolüne açan bir **modern sömürgecilik** projesi.

Ancak unutulmamalıdır ki Trump’ın bu fikri, İsrail’in aşırı sağcı politikacıları tarafından coşkuyla karşılandı. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi” için fırsat doğduğunu belirtirken, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Filistinlilerin “gönüllü göçünü” teşvik etmeyi savunuyor.

### **3. Küresel Sessizlik ve İkiyüzlü Diplomasi**
Batı dünyası, insan hakları nutukları atarken İsrail’in soykırımına sessiz kaldı. BM’nin acizliği, ABD ve Avrupa’nın açık desteği, uluslararası sistemin çifte standartlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Trump’ın planına Türkiye, Suudi Arabistan ve Fransa gibi ülkeler tepki gösterdi, ancak İslam İşbirliği Teşkilatı’nın etkisizliği dikkat çekici.

Öte yandan, İspanya ve Almanya gibi ülkelerin “iki devletli çözüm” vurgusu, Filistin halkının meşru haklarını korumakta yetersiz kalıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Bu teklif tartışmaya bile açılamaz” sözleri, ancak eyleme dönüşmediği sürece anlamını yitiriyor.

### **4. Filistin Direnişi: Toprağa Kök Salmış Bir İrade**
Gazze halkı, Trump ve Netanyahu’nun planlarına rağmen “Bu topraklardan gitmeyeceğiz” diyerek direnişini sürdürüyor. Hamas’ın 7 Ekim operasyonu, 56 yıllık işgale karşı bir **özsavunma hakkı** olarak okunmalı. Filistinliler, 1948’deki Nakba’nın torunları olarak, topraklarına dönüş hakkından vazgeçmiyor.

Ancak direniş yalnızca silahlı mücadele değil; uluslararası hukuk arenasında verilen mücadele de kritik. Filistin Yönetimi’nin Gazze’deki doğalgaz hakları için uluslararası platformlarda sürdürdüğü diplomatik çabalar, İsrail’in ablukası nedeniyle sonuçsuz kaldı.

### **5. İnsanlığın Vicdan Sınavı: Adalet mi, Sessizlik mi?**
Trump’ın “tehcir” teklifi, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek. Ancak bu plan, aynı zamanda dünya kamuoyunun vicdanını test ediyor:
– **Uluslararası hukuk nerede?** Gazze’nin işgali ve Filistinlilerin zorla nakli, Cenevre Sözleşmeleri’nin açık ihlalidir.
– **Enerji sömürüsü ne zaman son bulacak?** Gazze’nin doğalgazı, Filistin halkının refahı için kullanılmalı, İsrail’in kontrolüne bırakılmamalı.
– **İslam dünyası ne yapıyor?** Türkiye ve Katar’ın arabuluculuk çabaları değerli olsa da, ümmetin birliği somut adımlarla desteklenmeli.

**Sonuç: Tarih Tekerrür mü Ediyor?**
Netanyahu’nun işgali ve Trump’ın tehcir planı, insanlığın ortak hafızasında **Nakba’nın ikinci perdesi** olarak anılacak. Ancak unutulmamalıdır ki Filistin direnişi, zulmü yenme iradesini asla kaybetmeyecek. Bugün Gazze, yarın başka bir mazlum halk… Adalet için **ayağa kalkma zamanı!**

*”Zulme karşı susan, dilsiz şeytandır.” – Hz. Muhammed (s.a.v.)*

Loading

No ResponsesŞubat 7th, 2025