GAZZE’NİN TEHCİRİ TEKLİFİ AHLAKSIZ VE HAİNCE BİR TEKLİFTİR-1-

GAZZE’NİN TEHCİRİ TEKLİFİ AHLAKSIZ VE HAİNCE BİR TEKLİFTİR-1-

Gazze’nin Tehciri: Ahlaksız ve Haince Bir Teklif Karşısında İslam Dünyasının İmtihanı

Dünya tarihinin en büyük adaletsizliklerinden biri, gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Filistin’in mazlum halkı, on yıllardır işgalin, zulmün ve sistematik soykırımın en ağır yükünü taşıyor. Bugün gelinen noktada ise İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak Gazze’yi tamamen boşaltmayı ve Filistin halkını sürgüne göndermeyi bir “çözüm” olarak sunuyor. Bu, sadece ahlaksız ve haince bir teklif değil, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınacak bir soykırım girişimidir.

Gazze’nin Tehciri: Yeni Bir Etnik Temizlik Girişimi

İsrail’in Filistinlilere yönelik baskı politikası, 1948’den bu yana süregelen bir planın parçasıdır. 1948’de Nekbe (Büyük Felaket) ile yüz binlerce Filistinli sürüldü. 1967’deki işgalden sonra ise Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilere yönelik yerleşimci terörü hız kazandı. Bugün, İsrail’in Gazze’yi tamamen boşaltmayı gündeme getirmesi, bu tarihsel sürecin en açık ve en vahşi aşamasıdır.

ABD BAŞKANI TRUMP bu zulmün, ahlaksız ve HAİNCE teklifin başını çekiyor.

Bu teklif, insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi, Filistin halkının varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimdir. Etnik temizlikten farksız olan bu plan, halkın zorla göç ettirilmesini, kimliklerinin silinmesini ve Filistin topraklarının tamamen ilhak edilmesini amaçlamaktadır.

İslam Dünyası ve İnsanlık Bu Hain Teklife Karşı Ne Yapmalı?

İslam dünyası, yıllardır süregelen sessizliği ile Gazze’de yaşanan katliama ortak olmaktadır. Filistin davası, sadece Arapların ya da Müslümanların değil, tüm insanlığın davasıdır. Ancak özellikle İslam dünyasının liderleri, bu konuda sorumluluk almak zorundadır.

Bugün, Trump ve İsrail’in ’in “tehcir” teklifine karşı harekete geçmek için tarihî bir dönüm noktasındayız. Eğer bu haince plan gerçekleşirse, Gazze halkı bir kez daha vatansız bırakılacak ve Filistin davası çok daha zor bir sürece girecektir.

İslam dünyasının yapması gerekenler:

1. Siyasi Birlik: İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve diğer Müslüman ülkeler, İsrail’in tehcir planına karşı ortak bir deklarasyon yayınlamalı ve yaptırım uygulamalıdır.

2. Ekonomik Boykot: İsrail’in işgal politikalarını destekleyen tüm firmalara karşı ekonomik yaptırımlar uygulanmalı ve İsrail ile ticari ilişkiler en aza indirilmelidir.

3. Uluslararası Diplomasi: Gazze’deki tehcir planının bir savaş suçu olduğu her platformda dile getirilmeli, BM, Lahey Adalet Divanı ve diğer uluslararası kurumlarda İsrail’in yargılanması için alınan kararlar ve bunların uygulanması için girişimler hızlandırılmalıdır.

4. Halk Direnişi ve Dayanışma: Tüm İslam ülkelerinde Gazze için büyük çaplı protestolar düzenlenmeli, medya aracılığıyla dünya kamuoyuna baskı yapılmalıdır.

İnsanlık Sınavda: Sessizlik Soykırıma Ortak Olmaktır

Bugün Gazze’de yaşananlar, sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın sınavıdır. Eğer dünya, İsrail’in tehcir planına göz yumarsa, bu durum bir emsal teşkil edecek ve gelecekte başka mazlum halklar da benzer zulümlerle karşı karşıya kalacaktır.

Bugün Gazze için ayağa kalkmayanlar, yarın kendi özgürlüklerini de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Sessiz kalan devletler, zalimin yanında yer almakla suçlanacak ve tarih onları affetmeyecektir.

Sonuç: Direniş Kaçınılmazdır!

Filistin halkı, on yıllardır olduğu gibi bugün de direnişten vazgeçmeyecek. Gazze’nin tehciri, asla kabul edilemez bir dayatmadır ve Filistin halkının onurlu mücadelesi, bu hain planı boşa çıkaracaktır. Ancak bu mücadelede yalnız kalmamaları için, tüm Müslümanlar ve vicdan sahibi insanlar harekete geçmelidir.

Dünya, Abd ve İsrail’in hukuksuzluklarına ve soykırım girişimlerine daha ne kadar sessiz kalacak? Yoksa Gazze için ayağa kalkıp insanlığın vicdanını mı savunacak? Bu sorunun cevabı, gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımızı belirleyecek.

Loading

No ResponsesŞubat 6th, 2025