MAHŞERİN PROVASI – BÜYÜK HESAP GÜNÜ

MAHŞERİN PROVASI – BÜYÜK HESAP GÜNÜ

O gece, yeryüzü titredi…
Koca binalar birkaç saniye içinde yerle bir oldu.
Evler, sokaklar, şehirler karanlığa gömüldü.
Ve o an, milyonlarca insan için kıyamet koptu.

İnsanlar uykudaydı, kimse ne olduğunu anlayamadı.
Bazıları hiç uyanamadı.
Bazıları sevdiklerine ulaşmak istedi ama telefonlar çalışmadı.
Bazıları kaçmak istedi ama kaçacak bir yer bulamadı.

Mahşerin provasıydı bu!

Ölüm bir anda, hiç beklenmedik bir saatte geldi.
Tıpkı Kur’an’ın haber verdiği gibi:

“Kıyamet ansızın gelir ve insan onu fark edemez.”
(A’raf Suresi, 187. Ayet)

Bu deprem, sadece yerin altındaki fayların hareketi değil, bir uyanış çağrısıydı.
Büyük hesap gününü hatırlatan bir işaretti.

1. Herkes Aynı Anda Sınandı

Depremin en çarpıcı tarafı neydi?

Zengin de fakir de aynı enkazın altındaydı.
Makama, servete, şöhrete sahip olanlar da, hiçbir şeyi olmayanlar da…
Kimse, dün sahip olduğu şeyleri yanına alamadı.

Tıpkı Kur’an’ın haber verdiği mahşer sahnesi gibi:

“Sur’a üflendiğinde, artık ne aralarındaki akrabalık bağı kalır ne de birbirlerine bir şey sorabilirler.”
(Mü’minun Suresi, 101. Ayet)

O an, kimse kimseye yardım edemedi.
Herkes tek başınaydı.
Herkes, kendi hesabını vermek zorundaydı.

2. Mal, Mülk, Şöhret… Hepsi Enkaz Altında Kaldı

Bir adam, yıllarca biriktirdiği servetin içinde yaşarken öldü.
Bir başkası, hayat boyu bir ev almak için çalıştı, ama o ev mezarı oldu.
Bazıları, şöhretiyle tanınıyordu ama enkaz altındayken kimse adını bile hatırlamadı.

Ne para, ne mevki, ne de şan…

Hiçbir şey, büyük hesap günü geldiğinde sahibine fayda sağlamadı.

Kur’an, bu gerçeği şöyle anlatır:

“O gün ne mal fayda verir ne de evlat, ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler müstesna.”
(Şuara Suresi, 88-89. Ayetler)

Demek ki gerçek servet, bankada değil, kalpte saklıdır.

3. Mahşer Günü Gibi Bir Gün

Deprem anında herkes aynı soruyu sordu:

Ne oluyor?

Bu gerçek mi?

Şimdi ne yapacağız?

Mahşer günü de aynen böyle olacak.

“İnsan, ‘Kıyamet günü ne zamanmış?’ diye sorar. Ama göz kamaştığında, ay tutulduğunda ve güneş ile ay bir araya getirildiğinde, işte o gün insan, ‘Kaçacak yer neresi?’ der. Hayır, hayır! Kaçacak hiçbir yer yoktur!”
(Kıyamet Suresi, 6-11. Ayetler)

Depremde kaçacak yer bulamayanlar gibi,
Mahşer günü de, insanın kaçabileceği hiçbir yer olmayacak.

4. Kurtulanlar ve Kaybedenler

Depremden bazıları mucizevi şekilde kurtuldu.
Kimi 150 saat enkaz altında kaldı ama hayatta kaldı.
Kimi o gece evde değildi ve kurtuldu.

Ama bazıları için süre dolmuştu…

Tıpkı mahşerdeki gibi:

“Kim zerre kadar hayır yapmışsa, onu görür. Kim de zerre kadar şer işlemişse, onu görür.”
(Zilzal Suresi, 7-8. Ayetler)

Kimisi bu dünyada yaptığı iyiliklerin karşılığını aldı.
Kimisi hayatı boyunca aldattı, zulmetti, ihmal etti ve şimdi hesabını veriyor.

Adalet şaşmaz.
Deprem enkazı gibi, mahşerde de herkesin üzerindeki perde kalkacak.

5. Son Söz: Bu Depremden Ne Öğrendik?

6 Şubat depremi, bize hayatın ne kadar kısa ve geçici olduğunu öğretti.
O yüzden, henüz vakit varken düşünmeliyiz:

Bugün ölsem, amel defterimde ne yazıyor?

Enkaz altındaki insanlar gibi, sevdiklerimle helalleşmeden mi gideceğim?

İyilik yapmaya ne kadar zaman ayırdım?

Allah’a, hesap gününe gerçekten inandım mı?

Bir deprem, bizi dünyada uyarabilir.
Ama mahşer günü geldiğinde, dönüş yoktur.

Bu yüzden bugün, hemen şimdi, dersimizi almalıyız.

Çünkü büyük hesap günü yakındır…
(Yapay zeka makaleleri)

Loading

No ResponsesŞubat 5th, 2025