Musibet, cinayetin neticesi, mükafatın mukaddemesidir.

“Musibet, cinayetin neticesi, mükafatın mukaddemesidir. Hangi fiiliniz ile kadere fetva verdirdiniz ki, şu musibetle hükmetti. Musîbet-i amme ekseriyetin hatasına terettüb eder. Hazırda mükafatınız nedir?”

Dedim:
“Mukaddemesi üç mühim erkan-ı İslamiyedeki ihmalimizdir: salat, savm, zekat. Zîra, yirmi dört saatten yalnız bir saati, beş namaz için Halık Teala bizden istedi; tenbellik ettik. Beş sene, yirmi dört saat talim, meşakkat, tahrik ile, bir nevî namaz kıldırdı. Hem, senede yalnız bir ay oruç için nefsimizden istedi; nefsimize acıdık. Keffareten, beş sene oruç tutturdu. “On’dan, ya “kırk”tan yalnız biri, ihsan ettiği maldan zekat istedi; buhl ettik, zulmettik; O da bizden müterakim zekatı aldı.”

İhmalin Bedeli: İlahi İkaz ve Kendimize Dönüş

İnsanın yaratılışındaki en temel gayelerden biri, Allah’a kulluk etmek ve O’nun rızasını kazanmaktır. Bu kulluğun ifadesi olan ibadetler, insanın hem Rabbiyle olan ilişkisini, hem de diğer insanlarla ve kainatla olan münasebetini düzenler. Ancak insan, zaman zaman bu sorumluluklarını ihmal eder ve gaflete düşer. Yukarıdaki metinde, ibadetlerin ihmal edilmesi sonucu gelen İlahi ikazların hikmetine işaret edilmiştir. Bu hikmetler, sadece bir ceza değil, aynı zamanda insanın kendine dönüşüne ve kulluk bilincini yeniden kazanmasına bir vesiledir.

Musibetlerin Hikmeti ve İnsanın İhmaline Cevap

Metinde, musibetlerin sebepleri olarak üç önemli İslami sorumluluğun ihmal edilmesi dile getirilmiştir: namaz, oruç ve zekat. Bu ibadetlerin her biri, insanın maddi ve manevi hayatını düzenleyen, toplumun huzur ve adaletini sağlayan temel taşlardır. Ancak bu ibadetler ihmal edildiğinde, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumsuz sonuçlar kaçınılmaz olur.

1. Namazın İhmal Edilmesi:
Namaz, insanın günlük hayatında Rabbiyle olan bağını sürekli kılan bir ibadettir. Allah, yirmi dört saatlik bir günün sadece bir saatini kendisine ayırmamızı istemiştir. Ancak insan, bu çağrıya karşı tembellik etmiş, dünyevi işlerini ibadetlerine tercih etmiştir. Bunun sonucu olarak, insan, hayatının büyük bir kısmını mecburi bir “talim” ve “meşakkat” içinde geçirerek, aslında farkında olmadan bir tür zorlama namaz kılar hale gelmiştir. Musibetler, insana, Rabbine olan kulluğunu hatırlatan bir “uyandırma alarmı” gibidir.

2. Oruç Tutmanın İhmal Edilmesi:
Oruç, insanın nefsini terbiye eden, sabır ve dayanıklılık kazandıran bir ibadettir. Ancak nefsimize olan düşkünlüğümüz, bu ibadeti ihmal etmemize neden olmuştur. Allah’ın bir ay boyunca istediği bu ibadet, bize farz olduğu halde nefsimize acımış, konforumuza öncelik vermişiz. Bu ihmalin karşılığında, hayatın zorlukları içinde beş yıl boyunca sabır ve tahammül içinde bir tür oruç tutmaya mecbur bırakılmışız. Bu, Allah’ın insana sabrı ve nefsin sınırlarını hatırlatma vesilesidir.

3. Zekatın İhmal Edilmesi:
Zekat, malın temizlenmesi ve toplumdaki ekonomik dengenin sağlanması için farz kılınmış bir ibadettir. Ancak cimrilik ve bencillik duygularıyla bu sorumluluk ihmal edilmiştir. Allah’ın bizden istediği, mallarımızın sadece kırkta biri ya da onda biri iken, bu ihmal toplumsal adaletsizliklere ve ekonomik krizlere yol açmıştır. Bunun sonucu olarak, insanlık, topluca buhl ve zulmün bedelini ödemekte ve birikmiş zekat borcunu musibetlerle geri vermektedir.

Musibetler: İlahi İkaz mı, Ceza mı?

Musibetler, sadece bir ceza değildir; aynı zamanda insanı uyandıran ve gafletten kurtaran birer İlahi ikazdır. Kur’an’da “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir” (Şura Suresi, 30) buyrularak, musibetlerin insanoğlunun ihmal ve hatalarından kaynaklandığı ifade edilir. Bu durumda musibet, insanı düşünmeye ve hatalarını düzeltmeye sevk eden bir fırsattır.

Metinde, musibetlerin aynı zamanda bir mükafatın mukaddimesi olduğu belirtilmiştir. Çünkü musibetler, insanın günahlarını temizler, kalbini arındırır ve onu Rabbiyle olan ilişkisini yeniden gözden geçirmeye davet eder. Eğer insan, bu ikazları doğru şekilde okur ve ders alırsa, musibetler onun için bir rahmet vesilesine dönüşür.

İbret ve Kendimize Çekidüzen Vermek

Bu derslerden çıkarılacak en önemli sonuç, Allah’ın bizden istediği ibadetlerin ve sorumlulukların, aslında bizim dünya ve ahiret saadetimiz için olduğunu idrak etmektir. Namaz, ruhun huzuru; oruç, nefsin terbiyesi; zekat ise toplumsal denge için vazgeçilmezdir. Bu ibadetlerin ihmal edilmesi, sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de ciddi zararlar doğurur.

Eğer bizler, İlahi ikazlardan ders alır ve sorumluluklarımızı yerine getirme konusunda gayret gösterirsek, musibetlerin hikmetine ermiş ve onları rahmete çevirmiş oluruz. Çünkü Allah, kullarını affetmek ve rahmetiyle muamele etmek ister. Ancak bu rahmete ulaşmanın yolu, sorumluluklarımızı yerine getirmek ve hayatımızı Allah’ın rızasına uygun şekilde düzenlemektir.

Sonuç: Kendimize Dönüş Zamanı

Musibetler, insanın kendisine dönüp hesap vermesi için bir fırsattır. Yukarıdaki metin, bizi ibadetlerimize ve sorumluluklarımıza dair derin bir muhasebeye davet ediyor. Namaz, oruç ve zekat gibi temel ibadetlerin ihmal edilmesi, sadece bireysel değil, toplumsal musibetlere de kapı aralar. Ancak bu ihmal, ders alınıp telafi edilirse, musibetler birer rahmet vesilesine dönüşebilir.

Şimdi, hayatımızı yeniden gözden geçirmenin, sorumluluklarımızı hatırlamanın ve Rabbimize olan kulluğumuzu ihya etmenin tam vaktidir. Çünkü musibetlerin asıl gayesi, bizi hatalarımızdan döndürmek ve daha güzel bir geleceğe hazırlamaktır.

 

Loading

No ResponsesOcak 12th, 2025