KALBİM DEHŞETE DÜŞTÜ
KALBİM DEHŞETE DÜŞTÜ
Öğlen vakti gayri ihtiyari olarak aklıma bir düşünce geldi. Acaba şeytanın vesvesesi mi yoksa meleğin ilhamı mıydı ya da birilerinin fısıltısı mıydı, takdir sizin.
O da şu; depremin dışarıdan tetiklenme ihtimali yani Haarp Teknolojisi olabilir.[1]
Akabinde, seçimlerde hile veya ittifaklarla muhalefeti iktidar yapıp, ihtilafları tetikleyen ve birde Kemal Kılıçtaroğlu’nun yeri ve zamanı değilken ve de şimdiye kadar hiç dillendirmemişken birden bire alevi olduğunu hatırlayıp ki, ne kadar aleviyse, öne çıkarılması ister istemez akla getiriyor;
İkinci bir Suriye mi düşünülüyor.[2]
O ortam mi hazırlanıyor.
Çünkü İsrail’in Adıyaman’a hatta Kayseri’ye kadar uzanan arzı mev’ud yani Allah tarafından vadedilen topraklar inancı hiç sönmedi, hiç dinmedi. Gerçekleştirmek için gerekirse dünyayı ateşe verirler.
Ağzımız yandığından ayranı üfleyerek içiyoruz.
Zihnime açılan pencereden bir pencerede size açtım.
Düşünmek gerek…
Çünkü ben dehşete düştüm ve beni dehşete düşürdü.
Haksız mıyım?
İşte;
ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından hazırlatılan haritaya göre Türkiye bölünmek isteniyor.[3]
24 milyon m2 den 5 milyona, oradan 780 bine ve şimdide Ermenistan Kürdistan diye üç parçaya ayrılmaya çalışılıyor.
15 Temmuz 2016 bunun denemesiydi.
Haarp teknolojisi onu düşündürüyor.
14 Mayıs 2023’ e bu umutlu bakılıyor.
Çünkü İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerin yönetimi birilerinde bir umut ve ümit oluşturdu.
KATRAN
Aslında millet olarak hariçte düşman aramaya gerek yok.
İçimizdeki virüsler fazlasıyla yetiyor.
Ya rabbi. Bunlar nereden çıktı.
Bunlar neyin mahsulü.
Bunlar aynı okulun, aynı toprağın, aynı su ve havanın mahsulleri değil mi?
Aynı tarihi okumadılar mı?
Demek ki değilmiş!
Bu toprakları biz değil de başkaları mi sürdü?
Ekini başkaları mi ekti?
Gübre başkalarına mı ait.
Kimyasal.
Gen ve genetik bozucu.
Kan ve beyin sulandırıcı.
Memleketin gelişimine düşman bile hayretle bakarken, içimizdeki Fransızlar hem basite alıyor, hem de hazımsızlık gösteriyor.
Çıkan gaz onlarda gaz yapıyor, mide bulandırıyor.
İha- Siha- Tiha sanki düşmana değil de, onlara saplanıyor.
Ona batmış gibi çığlık atıyor.
Togg’a karşı midesi açlık hissetmiyor, tok görünüyor.
Geçmişten habersiz, ecdadından kopuk, serseri evlat.
Nankör.
Gözü kör olasıca.
Takdir etmeyen ve etmesini bilmeyen bedbin ve bedbaht.
Boynu kopasıca.
Milletin sevinciyle sevinmeyen, hüznüyle hüzünlenmeyen sevimsiz, hissiz ve duygusuz haylaz çocuk.
Bu milletin sofrasından zıkkımlanıp, yunanın ve ermeninin, ABD’nin ve Avrupa’nın tarlasına yumurtlayan horoz kılıklı.
Belli ki ham ve yetmemiş, yeni yetmelerden.
Bir fincan kahvenin bile kırk yıl hatırı olurken, hadi çayında yirmi yıl hatırı olsa, toplam atmış yıl eder.
Bir kahve ve çayın hatırına bu memlekete ihanet edilir mi?
Sofrasına oturup, tabağından yediğin çanağa tükürülür mü?
Hiç mi nezaket yok sende!
Köpek bile bir dilim ekmek ve kemik vereni unutmuyor?
Bu memlekete ve insanına hiç mi bir minnet borcunuz yok.
Vallahi Allah nankörü, kör eder.
Senin düşmanlığın kime?
Kime kinin, kime?
Hiç mi dinden nasibin yok.
Hiç mi dini terbiye almadın?
Başka dinden ve mezhepten de olsan, çorak yerde mi yetiştin.
Ayrık otu.
Ayrı ot…
Milletin sıkıntıya düşmesinden haz alan ancak ve ancak insan bozması bir canavardır.
İnsan bozuntusu.
Fabrika ayarlarına dönmeli.
Resetlenmeli.
Virüs taraması yapmalı.
Kirden ve virüsten arınmalı.
De ki: Herkes kendi şekline (mizacına) göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu en iyi bilendir. De ki: «Herkes kendi kabiliyetine göre amelde bulunur. Rabbin ise doğru yolu takib edenleri daha ziyâde bilendir.»[4]
Şakul bozuk, yanlış ölçüyor.
Şekil bozuk, kötü görünüyor.
Tinet bozuk, mayalanmaya ihtiyacı var.
Ayar bozuk, ayarı kaçmış, ayar tutmuyor.
Ayarı düzeltilmeli.
Katranı kaynatsan olur mu şeker,
Cinsine yandığım cinsine çeker…
Anlat anlat anlamaz.
Kaynat kaynat kaynamaz.
Kırkına kadar kırklanmayanı kabir paklar, derler.
Toprağı bol olsun.
Zorlamayın ağlayamam ölü benden olmadıkça.
Birer birer tükenir mi, biner biner ölmedikçe .
Kabir nice zalim, gaddar, kindar ve hazımsızlarla dolu.
Toprak şimdi onları hazmediyor.
Kısmetindir gezdiren yer yer seni
Arşa çıksan âkıbet yer, yer seni.
Onun için onun adı yer oldu.
Önce besler sonra kendi yer seni. İbn-i Kemal Paşa.
Eleniyoruz.
Ayrıştırılıyoruz.
Hadiste buyrulur, İnsanlar madenler gibidir.
Kimi kömür, kimi bakır, kimi gümüş, kimi altın, kimi elmas.
Ya biz…
MEHMET ÖZÇELİK
21-04-2023
[1] https://tesbitler.com/2023/02/19/haarp-bitmedi/
[2] https://tesbitler.com/2023/04/20/kaygan-ve-kaypak-zemine-dogru/
[3] https://m.haber7.com/amphtml/guncel/haber/1951020-new-york-times-turkiyeyi-bolen-haritayi-yayinladi
[4] İsra. 84.