MİRAC RİSALESİ: KÂİNATIN HAKİKATİNE YOLCULUK VE NAMAZIN SIRRI

image_pdfimage_print

MİRAC RİSALESİ: KÂİNATIN HAKİKATİNE YOLCULUK VE NAMAZIN SIRRI

Mirac; Peygamber Efendimiz’in (a.s.m.) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan semavat tabakalarına ve nihayetinde “Sidretü’l-Münteha”ya (yaratılmışlığın son sınırı) geçerek, zamansız ve mekânsız bir surette Cenab-ı Hak ile görüşmesi hadisesidir. Risale-i Nur, bu hadiseyi sadece tarihî bir olay olarak değil, insanın yaratılış gayesinin zirvesi ve namazın hakikati olarak ele alır.

1. Miracın İki Yüzü: Velayet ve Risalet

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Mirac’ı bir “gidiş-geliş” hareketi olarak tarif eder ve manasını ikiye ayırır:
* Gidiş (Velayet-i Ahmediye): Efendimiz’in (a.s.m.) bir kul olarak, yeryüzünden başlayıp bütün mahlukat tabakalarını, melekler alemini ve cenneti geçerek Rabbine yükselmesidir. Bu, “Halktan Hakk’a” gidiştir ve O’nun velayetinin (dostluğunun) zirvesidir.
* Geliş (Risalet-i Ahmediye): Cenab-ı Hak ile görüştükten sonra, gördüğü hakikatleri, aldığı emirleri ve ebedi saadet müjdesini insanlara getirmek için geri dönmesidir. Bu, “Hakk’tan Halka” geliştir ve peygamberliğidir.
Üstad Hazretleri, bu durumu bir padişahın huzuruna çıkan bir memur temsiliyle şöyle anlatır:
> “Miracın bâtını (iç yüzü) velayettir; halktan Hakk’a gitmektir… Zahiri (dış yüzü) risalettir; Hakk’tan halka gelmektir.” (Sözler, Otuz Birinci Söz,s. 563).
>
2. Cisimle Yükseliş Mümkün mü? (Akli İzah)

Maddiyun fikrine sahip olanlar veya aklı gözüne inmiş olanlar; “Bir insan bedeni, o kısa zamanda milyarlarca senelik mesafeyi nasıl kateder?” diye şüpheye düşerler.
Risale-i Nur, bu şüpheyi kâinattaki hız kanunlarıyla çürütür. Gözümüz, bir anda en uzak yıldıza ulaşabiliyor. Hayalimiz, bir saniyede dünyadan güneşe gidip gelebiliyor. Ruhumuz, rüyada zaman mefhumunu aşıyor. Işık, saniyede 300.000 km yol alıyor.
Madem kâinatta latif (hafif/ince) cisimler bu kadar hızlı hareket edebiliyor; elbette “Latifü’l-Habîr” olan Allah, en sevdiği kulunun kesif (ağır) cesedini, ruh hafifliğine çıkarıp şimşek gibi semavatta gezdirebilir.
Üstad Hazretleri bu kudreti şöyle nazara verir:
> “Şu kâinatın Sâni-i Hakîm’i… elbette o âlemlerin, o memleketlerin Sultanı, o memleketlerde gezecek ve o âlemlere medar (sebep) olacak bir makinede, bir cesedi, ruh ile beraber gezdirebilir.” (Sözler, s. 574).
>
3. Kab-ı Kavseyn: Vuslatın Zirvesi

Mirac’ın en yüksek noktası, “Kab-ı Kavseyn” (İki yay aralığı kadar yakınlık) makamıdır. Peygamber Efendimiz (a.s.m.), burada zaman ve mekân kaydından sıyrılarak, Cenab-ı Hakk’ın cemalini zamansız bir surette müşahede etmiştir.
Burası kelimelerin bittiği yerdir. O (a.s.m.), kâinat ağacının en son ve en mükemmel meyvesi olarak, bütün mahlukat namına Rabbine “Tahiyyat” (Selamlar ve övgüler) sunmuştur. Bizim namazda oturduğumuzda okuduğumuz “Ettehiyyatü” duası, işte o mukaddes görüşmenin bir özetidir, bir diyaloğudur.

4. Miracın Meyveleri: Bize Ne Getirdi?

Peygamberimiz (a.s.m.) o yüce makamda kalmayıp, insanlığın imdadına geri dönmüştür. Dönerken de yanında çok kıymetli “hediyeler” getirmiştir. Risale-i Nur, bu hediyeleri “Meyve” olarak isimlendirir ve en mühimlerini şöyle sıralar:
* İman Hakikatlerinin Gözle Görülmesi: “İman ettiğiniz melekleri, cenneti, ahireti ben gözümle gördüm, varlar!” müjdesini getirmiştir. Bu, müminler için şüpheleri yok eden en büyük tesellidir.
* Namaz (Müminin Miracı): Beş vakit namaz, Mirac’ın en büyük hediyesidir. İnsan, namaz vasıtasıyla, bedenen dünyada olsa da ruhen Rabbisinin huzuruna çıkar. Namaz, Mirac’ın bir simülasyonu, bir modelidir.
* Ebedi Saadet Müjdesi: İnsanın yok olup gitmeyeceğini, Allah’ın rızasına erenlerin cennete gireceğini bizzat cenneti görerek müjdelemiştir.
* Allah’ın Cemalini Görme Vaadi: Müminlerin de ahirette Allah’ı görebileceği (Rüyetullah) müjdesini getirmiştir.

Netice: Gözün Şaşmadığı Makam

Kur’an-ı Kerim, Necm Suresi’nde bu muazzam seyahati şöyle tasdik eder:
> “Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. Andolsun ki, o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.” (Necm Suresi, 53/17-18)
>
Hülasa; Mirac Risalesi, insanın önüne açılan gök kapılarını gösterir. O kapıdan girmek isteyen, Mirac’ın hediyesi olan “Namaz”a sarılmalıdır. Çünkü namaz, kulu Allah’a yaklaştıran en kısa ve en nurani yoldur.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
14/11/2025

 

 

Loading

No ResponsesKasım 15th, 2025