SAHTE ÖZGÜRLÜK

SAHTE ÖZGÜRLÜK

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan lozan ile ilgili verdiği isabetli olmayan veya resmi klişeli mesajlardan bir mesajı tekrar etti.

“Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Barış Antlaşması’nın 102. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, antlaşmanın Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini uluslararası alanda tescillediğini vurguladı. Erdoğan “Bölgemizde ve dünyada müessir bir güç olma yolunda emin adımlarla yürüyoruz” dedi.”

Aynı manada da; Devlet Bahçeli’nin Lozanı öven beyanı da tutarlı değildir.

Acaba kendisi kendisinin gevşettiği lozanın bazı bağlarını ve bağımsızlığın önündeki kaldırdığı bağlardan mı bahsediyor?
Dilerim öyledir.

Oysa kendisi yıllar öncesindeki bir beyanatında;
“Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam da İngilizlerin istediği gibi düzenledik.” demişti.
Belli ki kendisi de İngilizlerin yazdığı tarihi anlatmaktadır.

Bugünkü kendisinin iktidarda olduğu durumu görüpte, 90 yıllık lozanın hezimetini görmeden verilen beyanat, cılız ve Hakikatin üzerini örtmektir.

Hiç bilmeyen biri bile rahmetli Kadir Mısıroğlu’nun bu alandaki gerek kitap gerekse sohbetlerine kulak vermesi yeterlidir.

Bende bu konuda bir çok makale kaleme aldım.[1]

Lozanda verilen sahte irade ile bin yıllık gerçekler yok edildi.
Nitekim Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu mecmuasındaki belgede;

“Nihaî Vesika
Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, “Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?” diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon’un verdiği cevap:
“İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.

Yani Mustafa Kemal ve İsmet’in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır.”
Artık bunun üzerine herşey ap açık anlaşılıyor, değil mi?

Gizli anlaşmanın entrikası
Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun’î istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum’dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika’da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları, buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur’ân’ın ahkâmını kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum müthiş plânının zeminini Amerika’da hazırladıktan sonra İngiltere’ye geçmiş ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur:
“Siz Türkiye’nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.”[2]

 

[1] https://tesbitler.com/index.php?s=Lozan

[2] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277

 

Loading

No ResponsesTemmuz 25th, 2025