Kıyametin Dehşetli Hâlleri: Kur’ân’ın Tasvirinde Sarsıcı Bir Gerçeklik
Kıyametin Dehşetli Hâlleri: Kur’ân’ın Tasvirinde Sarsıcı Bir Gerçeklik
Sessizlik Bozulduğunda…
Kur’ân-ı Kerim, kıyamet gününü yalnızca haber vermez; onu öylesine tasvir eder ki, insanın kalbinde sarsıcı bir tesir bırakır. Kıyamet; evrenin düzeninin bozulduğu, her şeyin alt üst olduğu, beşerî güvenlik düşüncesinin darmadağın olduğu büyük bir inkılaptır. Bu inkılap, sadece fizikî bir yıkım değil, aynı zamanda ahlaki, metafizik ve ilahi bir hakikatin nihai tecellisidir.
- Kıyametin Sahne Sahne Tasviri: Kur’an’ın Edebi Kudreti
Kur’an, kıyametin gelişini; duyusal, görsel ve duygusal düzeylerde anlatır. Öyle ki bir film gibi sahnelenir:
“Gözler dehşetle donakalır.” (Mearic, 8)
“Güneş dürülür, yıldızlar dökülür.” (Tekvir, 1-2)
“Dağlar yün gibi atılır.” (Karia, 5)
“Denizler kaynatılır.” (İnfitâr, 3)
“Yer, ağırlıklarını dışarı atar.” (Zilzâl, 2)
Bu ifadeler, sadece retorik değil, aynı zamanda insan psikolojisini sarsan edebi dehşet tablolarıdır. Her bir kelime, sanki sesli bir çığlık gibi yankılanır.
> ❝Kıyamet sadece ‘bir zamanın sonu’ değil, bütün zamanların yok oluşudur.❞
- Kıyametin İlmi ve Bilimsel İpuçları
Kur’an’ın kıyamet tasvirleri modern bilimle çelişmek bir yana, evrensel yıkımın kozmik boyutlarıyla paralellik arz eder.
Güneşin dürülmesi (Tekvir, 1): Güneşin enerjisinin bitmesi veya genişleyerek dünyayı yutması teorileriyle örtüşür.
Dağların savrulması: Tektonik plakaların çöküşü, yer kabuğunun parçalanması ve depremler bu durumu fizikî olarak açıklar.
Göğün yarılması (İnşikâk, 1): Uzay-zaman dokusunun çöküşü ve evrensel düzenin sona ermesi, bir kozmolojik kıyameti işaret eder.
Yıldızların sönmesi (İnfitâr, 2): Büyük patlama (Big Crunch) veya termodinamik entropiyle evrenin sona erişine dair teorilerle bağ kurar.
> ❝Kıyametin ilmi hakikati, Kur’an’ın bin dört yüz yıl önce çizdiği bu sarsıcı tablonun, bilimsel gözlemlerle yankılanmasıdır.❞
- Kıyametin İnsan Psikolojisinde Oluşturduğu Şok
Kıyamet, sadece fiziksel değil, aynı zamanda bütün varlık bilincinin çözülmesidir.
“Emzikli kadın çocuğunu unutur.” (Hac, 2)
“İnsan kardeşinden, annesinden, babasından kaçar.” (Abese, 34-36)
“O gün, herkesin derdi kendine yeter.” (Abese Suresi 37. Ayet)
Bu ayetler, psikolojik bir çöküşü anlatır. Kur’an, kıyameti benlik çözülmesi, vicdan hesaplaşması, bütün değerlerin çöktüğü bir hâl olarak sunar. Bu anlatım, sadece zahiri değil, derin bir deruni depremin de göstergesidir.
- Tarihsel ve Mantıki Açıdan Kıyamet
Tarihte birçok medeniyet kıyameti düşünmüş, hayal etmiş veya sembolleştirmiştir. Ancak Kur’an’ın kıyamet tasviri, sembollerin ötesine geçer.
Kur’an, kıyameti bir döngünün parçası olarak sunar: Yaratılış → İmtihan → Ölüm → Diriliş → Kıyamet → Ebediyet
Mantıki açıdan, her başlangıcın bir sonu olması zorunludur. Sonsuz bir evren, sınırlı varlıklar için anlamsız olurdu.
Ahlaki açıdan, adaletin tam tecellisi için bir son ve hesap şarttır.
> ❝Kıyamet, insana, mutlak anlamda hiçbir şeyin kendi başına baki olmadığını; yalnız Allah’ın ebedi olduğunu bildirir.❞
- Hikmetli Bir Uyarı: Sadece Bilgi Değil, Davet
Kur’an, kıyameti sadece haber vermez; bir uyarı ve davet olarak sunar:
“O saat mutlaka gelecektir. Öyleyse bağışla ve güzel davran.” (Hicr, 85)
“O gün, mal da evlat da fayda vermez. Ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler kurtulur.” (Şuarâ, 88-89)
Kur’an’ın kıyamet tasvirleri, insanı korkutmak için değil; uyanışa çağırmak için yazılmış birer hitabedir. Çünkü kıyametin farkında olan, hayatı boş görmez; her anını anlamla doldurur.
- Kıyamet ve Vicdanî Sorumluluk
İnsan, kendi içinde bir kıyamet taşır. Ölüm, onun bireysel kıyametidir. Kur’an, bu gerçeği fark ettirerek insanı eyleme çağırır:
> “Her nefis ölümü tadacaktır.” (Al-i İmran, 185)
İbretli boyut: Kıyamet, sadece bir gün değil, bugün içinde kıyametin gölgelerini taşıyan bir bilinçtir. Zulüm, haksızlık, israf, kibir gibi davranışlar; toplumsal mini kıyametlere yol açar.
Sonuç ve Özet
Kur’an’da kıyamet; fiziksel, psikolojik, metafizik ve kozmik bir çözülme süreci olarak anlatılır.
Edebi yönüyle sarsıcıdır; bilimsel yönüyle geleceğe ışık tutar; akli ve mantıki yönüyle gereklidir.
Kur’an’ın amacı, korku vermek değil; sorumluluk, bilinç ve tefekkür uyandırmaktır.
Kıyamet sahneleri; insana, hem kendi ölümü hem de evrensel son için hazırlık yapmasını öğütler.
İlahi adaletin mutlak tecellisi, ancak kıyametle tamamlanır.
Makale Özeti
Kur’ân-ı Kerim’de kıyamet, sadece bir olay değil; her yönüyle dehşetli bir dönüşüm olarak tasvir edilir. Güneşin dürülmesinden, yıldızların sönmesine, dağların savrulmasından insanların psikolojik çöküşüne kadar birçok ayet; kıyametin hem fiziksel hem de ruhsal boyutunu sunar. Bu anlatımlar, bilimsel gelişmelerle uyumlu ve insan vicdanına hitap eden bir şekilde aktarılır. Kur’an, kıyameti sadece bir bilgi olarak değil, ilahi bir uyarı, edebi bir sarsıntı ve ahlaki bir çağrı olarak insanlığa sunar. İnsan bu çağrıyı dikkate almalı, kıyamet bilinciyle bugünkü hayatını anlamlandırmalıdır.