Behlül Dana

Behlül Dana

ÖLÜM EN BÜYÜK NASİHATTİR

Halife Harun Reşitin annesi Behlül-Dânâ Hazretlerine gelerek, Ya Behlül,Haruna biraz nasihat et de adaletten ayrılmasın.
Yoksa ahirette işi çok zor olacak der.

Bunun üzerine Behlül Dana Hazretleri, bir gün
Harun Reşit’e, Uygun görürseniz biraz dolaşalım der ve onu mezarlığa götürür. Tek tek mezarları göstererek,Bak şu filanca idi,zamanının en zengini idi, şu kadar malı vardı,
şu kadar yıl yaşadı ve o da bir gün öldü. Şurada yatan da filanca idi, zamanının hükümdarı idi, şu kadar askeri, şu kadar da hazinesinde malı vardı. Ama oda bir gün öldü.Şurada yatan kadın da zamanının en güzeli idi. Herkes ona sahip olmak için can atıyordu şu kadar yıl yaşadı, Sonunda bir gün o da öldü der.
Bu ve benzeri yer gösterme ve değerlendirmenin ardından eve dönerler. Harun Reşit’in annesi, Behlül ile sohbet ettin mi, sana neler anlattı? diye sorar.
Harun Reşit, bu sohbetten o kadar etkilenmiştir
ki cevap veremez. Daha sonra annesi tekrar Behlül’e gelerek, Oğluma ne zaman nasihat edeceksin?diye sorar.Behlül Dana Hazretleri de, şöyle cevap verir:
Ben ona nasihat ettim. Birlikte mezarlığa gittik.
Ona bazı geçmiş kimseleri hatırlattım. Ölüm en
büyük nasihattir. Eğer bunu anlamadıysa diğer
söyleyeceklerimin de bir faydası olmaz.

@@@@@@

MEZARTAŞI YAZISI

Behlül Dana’ya biri sorar:

“Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?”
Behlül Dânâ şu cevabı verir:

“Şunu yazdır: Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi.
Ey yolcu! Anla ki, şu toprak günahtan gayrı her şeyi örter.”

@@@@@@@

Herkes Kendi Ateşini Getirir

Abbasi’lerin ünlü halifesi Harun Reşid zamanında yaşamış olan Behlül Dana (VIII. yüzyıl) dönemin evliyasındandı. Zaman zaman aklından zoru olan kimselere has tavırlar takınır, herkes de bundan dolayı kendisini deli sanırdı. Ama bunu maksatlı yapardı. Behlül Dana hazretleri daima Harun Rediş’in yakınında bulunur, çeşitli sebepler hasıl ederek onu uyarırdı.

Bir gün Behlül Dana hazretleri, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculuktan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid’in huzuruna çıktı.

Harun Reşid sordu:

– Bu ne hal Behlül, nereden geliyorsun?

– Cehennemden geliyorum ey hükümdar.

– Ne işin vardı cehennemde?

– Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.

– Peki, getirdin mi bari?

– Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar “Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir” dediler.

@@@@@@

Bir gün Halife, Behlül Dana Hazretlerine sorar:
*
Hırsızlık etmenin cezası nedir?
*
Behlül Dana Hazretleri yapıştırır cevabı:
*
Eğer hırsız, hırsızlık etmeyi kendine iş edinmişse eli kesilmelidir.
Yok eğer aç kaldığı için yapıyorsa, halifenin eli kesilmelidir…

@@@@@@@

Bir gün Harun Reşid koca Abbasi sultanı. Yanındaki
Behlül Dana’ya diyor ki:
-Git, akşam namazını kılanları saraya getir. Ben sarayda ziyafet
vereceğim.
Behlül Dana’da gidiyor namaz bitince caminin kapısında
duruyor. Her çıkana soruyor:
-İmam zammı sure ne okudu?
Koca cami dolusu cemaatten üç kişi biliyor. Onları alıyor ve
saraya getiriyor. Padişahta cami dolusu cemaat bekliyor. Bir
bakıyor üç kişi geliyor. Behlül ile dört kişi.
Padişah:
-Neredeler? Camide bu kadar insan mı vardı?Behlül Dana:
-Yok cami doluydu. Ama siz bana camide olanları getir
demediniz ki namaz kılanları getir dediniz. Bu üçü namaz kıldı.
Diğerleri kılmadı ki.

@@@@@@@@

Behlül Dana, İslam dünyasında özellikle tasavvuf geleneğinde hikmetli sözleri ve kıssalarıyla tanınan, nüktedan bir halk bilgesidir. Genellikle Harun Reşid döneminde yaşadığı ve onun akrabası veya vezirlerinden biri olduğu rivayet edilir. Akıllı olduğu hâlde delilik numarası yaparak halk arasında dolaştığı ve insanlara ders veren hikmetli hikâyeler anlattığı söylenir.

İşte bazı meşhur Behlül Dana kıssaları:

1. “Hani Bu Dünya Malı?”

Harun Reşid bir gün Behlül Dana’ya:

“Behlül, herkes seni deli sanıyor ama sen gerçekten deli misin?” diye sorar.
Behlül:

“Deli değilim ama bazen akıllılar arasında deliliği oynamak en iyisidir,” der.
Harun Reşid:

“Peki bana, bu dünya malını neden bırakmamız gerektiğini anlat!” der.
Behlül onu bir mezarlığa götürür ve oradaki kabirlere işaret ederek:

“Bunların hepsi dünyayı severdi ve mal mülk biriktirirdi. Şimdi bak, ne götürdüler?” diye sorar.
Harun Reşid düşünür ve hüzünlenir. Behlül:

“Dünya malı seni de terk edecek. Sen onu bırakmadan önce o seni bırakacak,” diyerek nasihat eder.

2. “Köprüyü Geçerken”

Bir gün Harun Reşid, Behlül Dana’yı köprüde yalınayak ve üstü başı eski hâlde görünce:

“Behlül, bu ne hâl?” diye sorar.
Behlül:

“Ben köprüyü geçiyorum, bu yüzden yükümü hafiflettim. Bu dünya da bir köprüdür; onu geçerken yükü bırakmak gerekir,” der.
Harun Reşid, bu sözün hikmetini uzun süre düşünür.

3. “Kime Ait?”

Harun Reşid bir gün Behlül Dana’yı mezarlıkta otururken görür ve sorar:

“Ne yapıyorsun burada?”
Behlül:

“Buradakilerle oturuyorum; ne yalan söylüyorlar ne de gıybet ediyorlar. Onlarla huzur buluyorum,” der.

4. “Kimin Akıllı Olduğunu Bilemem”

Bir gün Harun Reşid, Behlül Dana’ya şaka yaparak:

“Behlül, neden herkes senin deli olduğunu söylüyor?” diye sorar.
Behlül şöyle cevap verir:

“Kim deli, kim akıllı; bunu ancak Allah bilir. Ama beni deli zannedenlerin peşinden koştuğu dünya malı benim peşimden koşmaz.”

Behlül Dana’nın bu tür kıssaları, insanları dünya malına, gösterişe ve kibire kapılmaktan alıkoymayı hedefler. O, halkın gönlüne dokunan basit ama derin hikayeleriyle anılmaya devam eder.

@@@@@@

https://cahidesultan.com/2009/12/16/behlul-i-dana-hikayeleri/

https://www.nasihatler.com/behlul-dana-dan-ibretli-hikayeler/

 

 

Loading

No ResponsesTemmuz 25th, 2025