Allah Kiminle Beraber? Kur’ân’da İlahi Dostluğun Şartları ve Müjdeleri
Allah Kiminle Beraber? Kur’ân’da İlahi Dostluğun Şartları ve Müjdeleri
Sadece Allah Yeter
İnsan, yaratılışı gereği yalnızlıktan korkar. Varlığına anlam, amellerine karşılık ve hayatına yön kazandıracak bir kudrete muhtaçtır.
Kur’ân-ı Kerîm, işte bu eksikliği Allah’ın “ben sizinle beraberim” hitabıyla giderir. Ama bu beraberlik şartsız bir yakınlık değil; iman, takvâ, sabır ve ihlâs gibi vasıflarla kazanılan bir dostluktur.
- Kur’ân’da “Allah’ın Beraberliği” Ne Demektir?
Kur’ân’da geçen “innallâhe mea…” (Şüphesiz Allah… ile beraberdir) ifadeleri, Allah’ın:
İlmîyle beraberliği (her şeyi görüp bilmesi),
Yardımıyla beraberliği (kuluna destek olması),
Rahmetiyle beraberliği (kulunu koruyup lütfetmesi)
şeklinde tecellî eder.
Bu beraberlik zâtî değil, şe’nîdir; yani Allah mahlûkâtıyla aynı yerde değil, ama onların her hâline hâkim ve hâzırdır.
- Allah’ın Kur’ân’da Beraber Olduğunu Söylediği Kimseler
Kur’ân’da Allah’ın doğrudan “Ben onlarla beraberim” buyurduğu zümreler dikkat çekicidir. Bu beraberlik, özel bir ilgi, koruma ve destek anlamı taşır:
- Sabredenlerle:
> “Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)
- Muttakîlerle (takva sahipleri):
> “Şüphesiz Allah, takva sahipleriyle ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Nahl, 16/128)
- Muhsinlerle (güzellik ve ihsanla davrananlarla):
> “Şüphesiz Allah, muhsinlerle beraberdir.” (Ankebut, 29/69)
- Peygamber ve mü’minlerle:
> Hz. Musa ve Harun’a hitaben:
“Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim. Duyuyorum ve görüyorum.” (Tâhâ, 20/46)
- Tevbede samimi olanlarla:
> “Tevbe edenlerle Allah beraberdir.” (Tevbe, 9/104 – mefhumu)
III. Allah’ın Kur’ân’da Müjdelediği Kimseler
Kur’ân’da “müjdele” (beşşir) fiili sıkça geçer ve Allah Resulü’ne, belirli zümreleri müjdelemesi emredilir:
- İman eden ve salih amel işleyenler:
> “İman edip salih amel işleyenlere müjde ver ki onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.” (Bakara, 2/25)
- Tevbe edenler:
> “Ancak tevbe edenler, iman edip salih amel işleyenler, işte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir.” (Furkan, 25/70)
- Allah’a güvenenler (tevekkül edenler):
> “Allah’a tevekkül edenlere müjdeler olsun.” (Zümer, 39/61 – mefhumu)
- Sıddîklar, şehitler ve salihler:
> “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdir.” (Nisâ, 4/69)
- Tarihî ve İlmî Perspektif: Allah’la Olanların Tarih Üzerindeki Etkisi
İslam tarihi, Allah’ın yardımının gerçekten kimlerle beraber olduğunu gösteren örneklerle doludur. Bedir Savaşı’nda azınlık bir mü’min topluluğunun zafere ulaşması; Mekke’nin fethi; Endülüs’te İslam’ın yayılması; Horasan, Semerkand ve İstanbul’un fethi gibi olaylar, sabır, tevekkül, ihlâs ve takvâ ile yapılan işlerde ilahî yardımın tecellisini ortaya koyar.
Ayrıca bilimsel ve sosyal ilerlemelerde de bu beraberlik hissedilir. Çünkü Allah ile birlikte olduğunu bilen bir âlim:
Bilgiyle kibirlenmez,
Gayesini sadece dünyevî başarıyla sınırlamaz,
İnsana ve kâinata Allah’ın bir emaneti olarak bakar.
- Düşündürücü Bir Gerçek: Allah Kimlerle Değildir?
Kur’ân sadece kimlerle beraber olduğunu değil, kimlerle beraber olmadığını da bildirir:
“Allah, zalimler topluluğunu sevmez.” (Âl-i İmrân, 3/57)
“Allah, hainleri ve nankörleri sevmez.” (Hac, 22/38)
“Allah, müfsitlerle (bozguncularla) değildir.” (Maide, 5/64 – mefhumu)
Bu da ilahi beraberliğin bir seçiciliğe bağlı olduğunu gösterir. Allah, mutlak olarak her şeyi bilse de, hususî yardımını ve dostluğunu yalnızca ehline verir.
- Aklî ve Hikmetli Bakış: İlahi Beraberliğin Mantıki Temeli
Bir hükümdar bile, ancak sadık askerlerine, hizmet eden memurlarına yakın olur. Aksi hâlde devlet zarar görür. İşte Allah da, yeryüzünde O’nun adını yücelten, yarattıklarına zarar vermeyen, kendisine yönelen, iyiliği arayan kullarına yakındır. Bu:
İlahi adaletin,
Kutsal düzenin,
Ahlakî evrenin bir sonucudur.
Sonuç ve Değerlendirme
Kur’ân-ı Kerîm, bize iki temel müjde verir:
- Allah, belirli vasıflara sahip olanlarla beraberdir.
- O vasıflara ulaşanlara cennet, mağfiret ve ebedî mutluluk vaat edilmiştir.
Bu beraberlik; bir gözetme, destekleme ve himaye beraberliğidir. Bu da ancak iman, salih amel, sabır, takvâ, ihsan, sadakat ve tevbe ile mümkün olur.
İnsan, bu dünya yalnızlığında, gerçek bir yoldaş arıyorsa, en güvenli ve vefalı dost Allah’tır. Çünkü:
> “Şüphesiz benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerindedir.” (Hûd, 11/56)
Özet:
Allah Kur’ân’da sabredenler, takva sahipleri, muhsinler, peygamberler ve tevbe edenlerle beraber olduğunu bildirir.
İman edip salih amel işleyenler, sabredenler, şehitler ve Allah’a tevekkül edenler müjdelenmiştir.
İlahi beraberlik, koruyucu ve destekleyici bir yakınlıktır; belli şartlara bağlıdır.
Tarih boyunca Allah’ın beraber olduğu topluluklar zafer ve hayırla anılmıştır.
Bu kavramlar, hem aklen hem mantıken sağlam temellere dayanır.
Allah, zalimlerle ve bozguncularla beraber değildir.
Sonuç olarak, Allah’ın yakınlığına ve müjdesine ulaşmak insanın iradesiyle şekillenir.