Hz. Ömer ve Ebû Cehil: İki Kutup, Bir Tercih

Hz. Ömer ve Ebû Cehil: İki Kutup, Bir Tercih

Rasûlullah (a.s.m) şöyle buyurdu:

“Allah’ım, şu iki adamdan -Ebû Cehil ve Ömer b. Hattâb’tan- sana en sevimli olanı ile İslam’ı güçlendir.”

Rasûlullah (a.s.m.) sözünü şöyle sürdürdü:

“O iki kişiden Allah’a sevimli olanı Ömer’di.” (Tirmizî, Menâkıb, 18; bk. Müsned 2/25;; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1/327; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, 2/215)

İslam tarihinde öyle şahsiyetler vardır ki, onların varlığı bir dönüm noktası, bir kader çizgisi olmuştur. Bu şahsiyetlerden biri de Hz. Ömer b. Hattâb’tır. Onun Müslüman oluşu, bir şahsın iman etmesinden çok daha öte bir anlam taşır: O gün İslam’ın izzeti, sokaklara taşmış; zayıflar kuvvet bulmuş, inananlar başlarını dik tutmuştur.
O halde sormak gerekir: Neden Ömer? Rasûlullah’ın duasına mazhar olan bu şahıs, Allah’a neden sevimli gelmiştir?

Rasûlullah (a.s.m), Allah’tan, Ebû Cehil ya da Hz. Ömer’den biriyle İslam’ı aziz kılmasını dilemiştir. Bu dua, aslında zahiren benzer, hakikatte zıt iki karakterin mukayesesidir. Her ikisi de Kureyş’in ileri gelenlerindendi. Her ikisi de güçlü, karizmatik, etkiliydi. Ancak biri küfrün cebbarı; diğeri ise henüz iman etmemiş olsa da fıtratın safiyetini taşıyan bir cevherdi.

Hz. Ömer’in Fıtrî Kudreti ve Duru Aklı

Hz. Ömer’in iman etmeden önce bile taşıdığı bazı meziyetler, onun Allah’a sevimli gelen yönlerini anlamada ipuçları sunar:

Adalet duygusu: Cahiliye döneminde bile hak ve adaleti gözetmeye çalışır, zulme tahammül etmezdi.

Aklın selameti: Hz. Ömer düşünce ve muhakeme sahibi, olaylara akıl süzgecinden bakan bir şahıstı. Müşrikliğin mantıksızlığına itirazları zamanla onu tefekküre sevk etmişti.

Cesaret ve dirayet: Mekke’nin sert tabiatlı yapısı içinde yıldız gibi parlayan Ömer, irade ve karar adamıydı. Bu yönü, daha sonra İslam’ın yönetim sisteminde eşsiz bir denge unsuru oldu.

Zihnî berraklık: Gerçeği kabule hazır, istikameti bozulmamış bir zihne sahipti. Bu özellik, hakikati görmesinde önemli rol oynadı.

Allah’a Sevimli Gelen Özellik: Safiyet, İhlâs ve Potansiyel

Cenâb-ı Hak, kalpleri bilir. Zâhirde kabalık, şiddet veya muhalefet görülebilir; ancak bâtında saf bir cevher gizli olabilir. Hz. Ömer’in gönlü, şirkten ve taşlaşmış inkârdan tamamen nasipsiz değildi. Onun karakteri:

Kuvvetli ama kibirsiz

Kararlı ama inatçı değil

Zorlu ama adil

Asabiyetli ama samimi

bir çizgideydi. Ebû Cehil ise aynı kuvvete sahip olsa da bu kudreti şirk, istikbar ve zulüm yönünde kullanıyordu. Allah’ın nazarı kalpleredir. Bu sebeple, Hz. Ömer’in taşıdığı potansiyel, Allah’a sevimli gelmişti.

İslam’ın İzzet Bayrağı: Ömer’le Yükselen Kudret

Hz. Ömer’in Müslüman oluşu, sadece bir ferdin iman etmesi değildir; bu olay İslam’ın toplumsal ve siyasal görünürlüğünde bir kırılma noktasıdır. Daha önce gizli yürütülen ibadetler artık açıktan yapılmaya başlanmış; Kâbe’nin etrafında saf tutulmuş, müşriklerin kalbine korku düşmüştür.

Onunla birlikte İslam:

Korku döneminden cesaret dönemine,

Sükûnetten aksiyona,

Gizlilikten tebliğe geçmiştir.

Bilimsel ve Akli Boyut: Karakter Yapısının Etkisi

Modern psikoloji, insanın karakter yapısının dini yönelişinde etkili olduğunu gösterir. Hz. Ömer’in karakteri:

Dışa dönük (extraverted)

Yüksek kararlılık (conscientiousness)

Düşük nevrotiklik (emotional stability) ile tanımlanabilir. Bu yapı, hakikate yönelmede daha sağlam adımlar atmasını sağlamış; önyargılarından ziyade derin düşünceyle hareket etmesine imkân tanımıştır.

Tarihî ve İbretli Boyut

Hz. Ömer’in halifeliği döneminde devletin yapısı güçlenmiş, adalet müessesesi kurumlaşmış, fetihlerle İslam dünyası genişlemiştir. O, Müslümanların sadece bir ferdi değil; İslam’ın devletleşmiş vicdanıdır. Onun bu yönü, Allah katında ne denli sevimli olduğunun delillerindendir.

Edebi Bir Yorumla

Kalbinde hakka karşı samimi bir arayış olan kişi, ne kadar uzak görünse de Rabbin rahmet nazarından uzakta değildir. Hz. Ömer’in kalbi, küfrün zırhı içinde atan bir hakikat kandiliydi. Ve o kandil, bir dua ile parladı.

Sonuç

Hz. Ömer’in Allah’a sevimli gelmesinin ardında yatan hikmet, onun kalbinin hakikate açık, vicdanının diri, aklının berrak ve karakterinin sağlam oluşudur. Şeklen İslam’a düşman olsa da, özünde zulmü sevmeyen, adaleti arayan bu cevher, Allah’ın nazarında kıymet bulmuş ve İslam’ın izzet elçisi kılınmıştır.

Özet

Hz. Ömer’in Allah’a sevimli gelen yönü, onun fıtratının saf, karakterinin adil, aklının berrak ve vicdanının hakikate meyilli oluşudur. O, güçlü bir liderlik potansiyelini şirk uğruna harcamayan, aksine gerçeğe yönelince onu zirveye taşıyan bir şahsiyettir. Rasûlullah’ın duasına mazhar olması, onun iç dünyasında saklı olan bu hakikat cevherinin bir yansımasıdır. Onun Müslüman oluşu, sadece bireysel bir dönüşüm değil; İslam tarihinin en büyük izzetlerinden biridir.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 18th, 2025