HAŞHAŞÎLERDEN HAÇLIYA: 15 TEMMUZ VE GİZLİ DARBENİN GÖRÜNMEYEN HARİTASI

HAŞHAŞÎLERDEN HAÇLIYA: 15 TEMMUZ VE GİZLİ DARBENİN GÖRÜNMEYEN HARİTASI

“İhanet bir inanç değil, bir tercihtir. Tercihin bedeli bazen vatan olur.”

15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en alçak saldırılarından biri yaşandı. Tanklar sokaklara indi, jetler TBMM’yi bombaladı, özel kuvvetlere saldırılar düzenlendi. Bu bir isyan değil, işgal teşebbüsüydü. Bir devletin kalbine doğrultulmuş, kendi askerî üniformasına bürünmüş düşman postallarıydı. Bu kanlı girişimin mimarı ise FETÖ idi. Ama FETÖ yalnız değildi.

O gece, sadece bir cunta değil; küresel emperyalizmin taşeron örgütü, içimize sızmış bir Truva Atı harekete geçmişti. FETÖ, görünüşte yerli; gerçekte Batı istihbarat laboratuvarlarında formatlanmış, CIA’nın, Mossad’ın ve Vatikan’ın ortak projesi olarak kurgulanmış bir yapıydı.

HAŞHAŞÎLERİN TORUNLARI

Tarih tekerrür etmiyor; fakat benziyor. 11. yüzyılda Haşhaşîler nasıl İslam dünyasının bağrına saplanan bir hançerse, FETÖ de 21. yüzyılda aynı görevi üstlendi. Kendi halkına silah çeken, kendi Meclisini bombalayan, masum insanları öldüren bu zihniyet; nefsine değil, aklına değil, bir lidere mutlak itaati din bellemiş bir topluluktan ibaretti.

FETÖ, aklı ipotekli bir güruh, zihni işgal edilmiş bir robotlar ordusudur.

Bediüzzaman’ın “zındıka komiteleri” dediği karanlık yapılar, işte bu tür organizmalar üzerinden İslam coğrafyasında iç savaşlar, bölünmeler, kültürel dejenerasyonlar üretmiştir.

MOSSAD’IN GÖLGESİNDE YETİŞEN ALTIN NESİL

Örgütün lideri olan Fetullah Gülen’in sözleri incelendiğinde, sadece İslami değil; Batı merkezli bir teolojiye dayandığı açıkça görülür. 1990’lardan itibaren Papa ile görüşmeleri, Vatikan’da alkışlarla karşılanması, “Ortak inançlara vurgu yapalım” diyerek İslam’ı protestanlaştırma sözleri dikkat çeker. Bu yönüyle FETÖ, sadece bir casusluk şebekesi değil; bir akide bozma, bir din deformasyonu, bir inanç sabotajı projesidir.

Gülen’in 1991’de İsrail için ağlaması, Mavi Marmara’da İsrail’i savunması, onun zihnî köleliğinin ve misyonunun açık ifşasıdır. Altın Nesil dedikleri şey, Kur’an’ın değil; küresel planların hizmetkârı olan “altyapı kadrosu”dur.

15 TEMMUZ: NATO-SİYONİST PROJE

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2024’te yaptığı “15 Temmuz Siyonist darbedir” açıklaması, meselenin küresel koordinatlarını işaret eder. Bu, yalnızca yerli bir cunta değil, Batı istihbaratlarının Türkiye üzerindeki bir “kontrollü kaos” hamlesiydi.

Stratfor, Washington Post, FOX News, The Economist gibi yayınlar, darbeye doğrudan ya da dolaylı destek sundu. ABD’li askerî yetkililer “bu çocuklar kazanmalı” diyerek darbecilere destek verdi. Başarısız olunca da “tiyatro” iftiralarına sığındılar.

Bu medya dilindeki benzeşme, bize şunu isbat eder:

> “Dün tankla geldiler, bugün haberle. Dün gemiyle geldiler, bugün Netflix’le. İşgal biçimi değişti, düşman aynı kaldı.”

GİZLİ PAPAZIN HRİSTİYAN KODLARI

FETÖ’nün dinî yapısına bakıldığında, İslam’ın özünden sapan ciddi tahrifatlar görülür. Namazı şekle, duayı slogana, cemaati kör itaate dönüştüren bu anlayış; “iman” yerine “itaat”, “ihlas” yerine “itibar” inşa etmiştir.

Aytunç Altındal, FETÖ’nün “12 gizli kardinalliği”nden bahsederken boş konuşmuyordu. Nitekim FETÖ mensuplarının büyük bölümü, dualarında Hz. Muhammed’den çok Fetullah’ı anarken, uygulamada Hz. İsa’ya öykünüyordu. Misyoner taktikleriyle süslenmiş bu yapı, Anadolu’dan çıkan bir “melez inanç devşirme operasyonu” idi.

İÇ SAVAŞ PROJESİ: SURİYELEŞTİRME HAMLESİ

15 Temmuz’un nihai amacı, tıpkı Irak ve Suriye’de olduğu gibi, Türkiye’yi de iç savaşa sürüklemek, kardeşi kardeşe kırdırmak, ardından bir “Barış Gücü” adıyla müdahale etmektir. Bu, NATO’nun Irak’ta uyguladığı planın aynısıdır. Erbakan’ın yıllar önce işaret ettiği Siyonist plan, 2016’da ete kemiğe bürünmüştür.

BİR AKINCI’NIN ALNINDAN VURDUĞU HİYANET

15 Temmuz gecesinin sembol ismi Ömer Halisdemir’dir. Darbeci General Semih Terzi’yi alnının ortasından vurarak, bu toprakların asla diz çökmeyeceğini, Anadolu irfanının çelik yelek olduğunu gösterdi. Onun şehadeti, tarih boyunca “Bize kefen biçenlerin mezarını kazarız” diyen milletin ta kendisidir.

SONUÇ: FETÖ’NÜN FİNALİ PKK GİBİ OLACAK

PKK silahlarını yaktı ama ideolojisini bırakmadı. FETÖ de suikast planlarıyla, medya manipülasyonlarıyla boşluk arıyor. Ancak artık deşifre olmuş bu yapının, tıpkı PKK gibi tasfiye sürecine girdiği ve kendi içindeki ihbar ve ifşalarla çökeceği açıktır.

İç hesaplaşmalar, Ebuseleme Gülen gibi figürlerin çıkışları, bu örgütün artık bir “inanç hareketi” değil, bir “çıkar çatışması arenası”na dönüştüğünü göstermektedir.

ÖZET:

15 Temmuz bir askerî darbe değil, küresel bir işgal teşebbüsüydü.

FETÖ, yalnızca bir dini yapı değil, siyasi, istihbari ve ideolojik bir haçlı projesidir.

Batı medyası ve istihbaratı darbecilere açık destek vermiştir.

FETÖ’nün sözleri, Hristiyanlaştırılmış bir İslam yorumunun propagandasıdır.

FETÖ içinde yaşanan ifşalar ve çatışmalar, çözülmenin hızlandığını göstermektedir.

Ömer Halisdemir, bu milletin iradesini ve bağımsızlık aşkını simgeler.

Bu yapının nihai akıbeti, tıpkı PKK gibi tarihî bir hezimet olacaktır.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 17th, 2025