YIPRATILAN EĞİTİM VE ÖĞRETMEN
YIPRATILAN EĞİTİM VE ÖĞRETMEN
Eden bulur.
Ahlaksız bir öğrenci, öğretmene çektiren ve üzen bir öğrenci hayatta muhakkak ettiğini bulur.
Sadece o mu?
Onun ahlaksızlığına onay veren öğretmen, onu savunan ve aklayan, kendi meslektaşlarına tercih eden ve o suça ortak olan eğitimci de karşılığını muhakkak ve mutlaka bulur ve bulacaktır.
Zira zulme rıza zulüm, küfre rıza küfür, suça rıza suçtur.
Bu iş ahirete kalmayacaktır.
Mutlaka dünyada da karşılığını görecektir.
Bana öğrencini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim, misali öğrencinin bozukluğu ve seviye düşüklüğü sadece o öğrenci, veli ve çevreden ibaret değildir.
Öğrenci bir yönüyle öğretmenin aynası ve yansımasıdır.
Öğrenci aynı zamanda o gücünü ve şımarıklığını bir kısım öğretmenlerden almaktadır.
Sütü bozukluk, sütü verenden de geçmektedir.
Kanı bozukluk kan veren ve kan yapıcıdan da kaynaklanmaktadır.
Tıpkı Yahya efendinin çocuğunun durumu gibi.
Bu çocuk küçük yaşında esnafın tuluğuna iğne batırır ve kaçar.
Esnaf babasının üzülmesini istemez.
Ancak bu durum devam edince söylemek zorunda kalırlar.
Yahya Efendi bu durumu çocuğuna yansıtmadan hanımıyla konuşur ve der;
-Hanım biz nerede bir yanlışlık yaptık ki, çocuk böyle yapıyor.
Konuşur ve hanımı şunu söyler;
-Ben bir gün bu çocuğa aş erirken, komşunun bahçesinden sarkan meyveye iğneyi batırıp emdim, der.
Komşudan helallik dilenir ve çocuk bir daha o işi yapmaz.
-Kendi meslektaşına saygı göstermeyen öğretmen, saygıya da layık değildir.
İtibar da edilmez ve muteber değildir.
Ahlaksız bir öğrencinin öğretmene yaptığı saygısızlığı ve birçok suçla disipline kadar gelmiş bir öğrenciyi affeden öğretmenler, ne kadar saygıya layıktırlar?
Önce vicdanlarına ve sonra da Allaha verecekleri hesapları düşünsünler.
Öğretmenler aslında ettiğini buluyor.
Öğretmenler suçu başkasında değil, kendisinde aramalıdırlar.
Verilen tavizler problemleri büyütmektedir.
-Bir sene boyunca öğrenciyle problem yaşamış ve sıkıntı çekmiş bir öğretmenin disipline verdiği, idarenin ve disiplin kurulunun meşgul ettirildiği bir öğrenciyi, herkes fikrinde ve tercihinde özgürdür, istediğini verir, affeder demek, öğretmene de öğrencilere de idare ve disiplin kuruluna da en az tabirle saygısızlıktır.
Sene başında alınan ve söylenilen kararları çiğnemek ve yine saygısızlık ve ciddiyetsizliktir.
Suça teşvik, suça ortak, öğrenciye kötü örnek olmaktır.
Eğitimdeki problemleri sürekli gündeme getirdim.
Çözüme bir katkım olsun diye.[1]
-Eğitim probleminin önemli bir sebebi de öğretmen kaynaklı problemlerdir.
Unutulmamalıdır ki, Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.
Adaleti de rahmetini kuşatmıştır.
Esas olan adalettir. Zira Allah’ın cenneti olduğu gibi, cehennemi de vardır.
Cennet için kullanmadığı ifadeyi, adalet gereği cehennem için kullanmıştır.
“Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, «Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım» diye benden kesin söz çıkmıştır. “[2]
Son söz olarak öğretmene çektiren, saygısız davranıp, öğrencilikle alakası olmayıp, birçok disiplin cezası alarak, birçok kişinin şikayetçi olduğu bir öğrenciyi affeden kişiler, o öğrencinin çektirdiğini ve yaptığını görmeden ölmesinler.
Görülen odur ki, Bakanlık okullardaki disiplin affı konusunu ele almalı, tamamen öğretmene bırakmamalıdır. Bir yıl hatta yıllarca problemli öğrenciler affediliyorsa, buradaki zafiyet ve boşluk boş bırakılmamalı, ele alınmalı, öğrencinin yanına kar kalmamalıdır.
En azından diğer öğrencilere bir ders olup, işin ciddiyeti anlaşılarak kontrol mekanizması sağlanmalıdır.
İyi ve başarılı öğrenciler bu çürüklerin arasında çürümemeli ve korunmalıdır.
+++++++++
Bakanlığın öğretmen seçimi için yaptığı sözlüyü tasvip etmiyor, uygun ve yerinde görmüyorum.
Neye göre değerlendiriyor?
Değer ölçüsü nedir?
İçi dolu mu?
O kişinin fikir yapısı mı, inancı mı, giyimi mi? Ahlaki yapısı mı? Tercihleri mi?
Standartları nedir?
Eğer suça karışmaksa, zaten onu savcılıktan alıyor?
Öğretmen olduğu halde uygunsuz giyimiyle çok rahatlıkla ve hiçbir rahatsızlık duymadan ve aldırmadan gelen öğretmenler varsa, bunun yaptırımı nedir?
Eğer öğretmenlik yapabilir mi kriteri ise, zaten bu kişi 17 yıl boyunca okumuş, son sene staj yapmış, KPSS’den tam puan almış ve atanacaklar listesine girmiştir.
Bir eleme yapılacaksa bir süreç içerisinde ilk- Orta- Liseden itibaren yapılmalıdır.
Ve her sene sonunda birçok suçu olan öğrencileri, bırakınız öğretmen olmaya, öğrenci bile olamayacakları affederek, öğretmen olmasının önünü açmakla bu seviye sağlanmaz.
Eğitim günü birlik alınan kararlarla iyileştirilip, seviyesi yükseltilemez.
Kaportayı yenileyip cilalayarak, yüz yıllık motoru reflekte edilmemiş bir eğitim motoruyla bu iş sürdürülemez.
Bakanların değişimiyle, eğitim programını değiştirmekle tam bir sonuç alınamaz.
Kaportayı düzeltmekle değil, köklü ve kesintiye uğramadan süreklilik içerisinde sürdürülmelidir.
–Kirli insanları aklayan insanlar, temiz insanlar değildir.
–Bir ahlaksız öğrenciyi affeden öğretmenin önce ahlakını sorgulamak gerekir.
Yani öğretimden önce gerekli olan eğitimdir.
Arı su içer bal akıtır, yılan su içer zehir akıtır.
MEHMET ÖZÇELİK
27-06-2024
*****************
Cimer’e gönderilen Tavsiye mektubu:
Selam ve saygılar sunarım.
Son dönemlerde öğretmenlere yapılan şiddetin önemli bir sebebinin okullarda DİSİPLİN KURULUNUN YETERLİ DERECEDE UYGULANMAMASI OLARAK DÜŞÜNÜYORUM.
Okullarda önemli problemlerden birisinin de DİSİPLİN KURULU SENE SONU ÖĞRETMENLER KURULUNDA GÖRÜŞÜLMESİ MESELESİDİR.
Sene başlarında öğrenciler uyarılır ve disiplin kurulundan bahsedilir.
Bir sene hatta önceki senelerden itibaren öğretmenler problemli öğrencilerden dolayı sıkıntı çeker, idare meşgul edilir.
Ancak sene sonu öğretmenler kurulunda görüşülen bu öğrenciler genelde ‘Affedelim gitsin, zaten mezun olacak, zaten hayatta bir yaptırımı yok’ gibi bahanelerle, tıpkı mecliste olduğu gibi; kabul eden etmeyen, kabul edilmiştir, kabilinden affedilir.
O da bu öğrencinin geçmişten gelen hataları ve birçok disiplin cezası almış olmasına rağmen.
Öğrencide sene sonunda bu durumun olacağını bildiği, duyduğu ve gördüğünden çok da bir yaptırımı olmaz.
Yine sıkıntıyı çeken öğretmen olur, o öğrenciyi disipline veren öğretmen kötü olur.
Öğretmen mahcup edilir ve onuru kırılmayla karşı karşıya kalır.
42 yıllık meslek hayatımda genelde, hemen hemen bu durumlarla karşılaştık, bazen öğretmenler arasında bu durumdan dolayı münakaşaya kadar gidildi.
Bakanlığın bu meseleye ciddi bir çözüm bulması hatta bu işi öğretmenler kuruluna bırakmaması gerekir.
Öğrenci işin ciddiyetini anlamalı, bilmeli ve kendisini kontrol etmelidir.
Yaptığı yanına kar kalmamalı ve en önemlisi iyi, başarılı ve öğrencilik niteliğine sahip olanlar korunmuş olmalıdır.
Öğretmenler basit bir şeyden dolayı öğrenciyi hemen disipline vermiyor. Belki on kere düşünüyor. Rehber öğretmen ve idareyle istişare ediyor. Hatta öğrencinin birkaç kere önemli hatasından dolayı bir kere vermek mecburiyetinde kalınıyor.
Umarım bu teklifim göz önünde bulundurulup, bir çözüm üretilir.
NOT: Maalesef gelen cevap her zamanki gibi. Gayet resmi ve soğuk. Çözümden uzak. Ciddiyetten uzak. Havaleli. Bilmem ne maddesine göre. Sizlerin de moralini bozmamak için buraya almadım.
MEHMET ÖZÇELİK
11-07-2024
[1] https://tesbitler.com/2016/06/20/okullarda-disiplin-kurulu-cikmazi/
https://tesbitler.com/index.php?s=E%C4%9Fitim+
[2] Secde.13, Bak.Hud.119.