Üç Elmas Kılıç: Bir Milletin Bekasını Temin Eden Üç Kudretli Prensip

Üç Elmas Kılıç: Bir Milletin Bekasını Temin Eden Üç Kudretli Prensip

“Şimdi bize üç elmas kılıç lâzımdır. Tâ ki, üç cevherimizi muhafaza ve üç düşmanımızı da mahvetsin. 

   Birincisi 

   İttihad-ı millî… 

   İkincisi 

   Sa’yı insanî… 

   Üçüncüsü 

   Muhabbet-i millidir kî; bu ittihadla o kuvve-i cesimeyi hükümetin eline vermekle harice sarfettiğinden; kendimizi müstehakk-ı adalet; ve ona bedel hükümetten adâlet ve müterakim hukukumuzu isteyeceğiz. Altıyüz seneden beri bayrak-ı tevhidi umum âleme karşı i’la eden, ve istibdada şiddet-i itaât; ve terk-i âdât-ı milliye ile ihtiyarlanan bizim şanlı Türk pederlerimize kuvvet ve cesaretimizi peşkeş ve hediye edelim.”
Âsâr-ı Bediiye

“İttihad, sa’y ve muhabbet; milletin ruhu, bedenin kuvveti ve kalbin nurudur.”

Tarih sahnesine yön veren milletlerin ayakta kalma sırları, yalnızca toprak büyüklüğünde veya askerî kudrette aranmaz. Gerçek kudret, milletin iç dinamiklerinde, manevî bağlarında ve ortak hedeflerinde gizlidir.

Bediüzzaman Said Nursî’nin yukarıdaki ifadesi, millet-i İslâmiyenin ve hususan Türk milletinin karşılaştığı tarihî kriz anlarında sahip olması gereken üç temel prensibi “üç elmas kılıç” metaforuyla veciz bir biçimde ortaya koyar:

  1. İttihad-ı millî (millî birlik),
  2. Sa’y-ı insanî (çalışkanlık ve gayret),
  3. Muhabbet-i millî (millete sevgi ve aidiyet hissi).

Bu makalede bu üç kudretli silahın ne anlam taşıdığı, nasıl kaybedildiği ve yeniden nasıl kuşanılması gerektiği; tarihî, sosyolojik, hikmetli ve ilmî bir bakışla ele alınacaktır.

  1. İttihad-ı Millî: Birlik, Birliğin Bereketi

İttihad, yalnızca siyasi birlik değil; kalplerin, fikirlerin, hedeflerin birleşmesidir. Bir toplumun parçalanması düşmanlar için en büyük fırsattır. Bediüzzaman’ın “üç düşmanımız” ifadesi; cehalet, zaruret ve ihtilaftır.

İhtilaf, milletin damarlarını koparır. Aynı kıbleye dönen, aynı ezanı duyan insanların mezhep, meşrep veya siyasî farklılıklarla birbirine düşmesi, milletin dirliğini yok eder.

İttihad, farklılık içinde vahdeti tesis etmek; düşman karşısında yekvücut durabilmektir. Tarihte ne zaman ittihad bozulmuşsa, ümmet dağılıp zillete düşmüştür. Hilafet sonrası yaşanan parçalanma bunun çarpıcı örneğidir.

  1. Sa’y-ı İnsanî: Tembelliğe Karşı İlmin, Emeğin ve Alın Terinin Kılıcı

İkinci elmas kılıç “sa’y” yani çalışma, üretme, gayret etmedir. Bediüzzaman burada ferdî değil, millî bir gayretten söz eder. Üretmeden tüketen, öğrenmeden konuşan, çalışmadan isteyen bir toplum, hakka değil lütfa muhtaç hale gelir.

Kur’an’da “İnsan için ancak çalıştığı vardır” (Necm, 53/39) buyurulur. Allah’ın sünnetinde, çalışmadan rızık yoktur. Batı, çalıştı, ilimle yürüdü ve fenle kuvvet buldu. Biz ise birçok dönem çalışmayı terk edip çalışmadan netice bekledik.
Dua bir ibadettir; fakat onu da
sebepleri işletmeden yaptık, meyvesini alamadık.

Bugün yeniden kalkınmak için ilme dayalı, alın teriyle yoğrulmuş bir gayret seferberliği gereklidir.

  1. Muhabbet-i Millî: Nefretin Yerine Şefkat, Ayrılığın Yerine Aidiyet

Muhabbet, kalbin bağ kurmasıdır. Millî muhabbet, yalnız kuru milliyetçilik değil; milletin değerlerine, tarihine, kültürüne, insanına ve mukaddesatına derin bir sevgiyle sahip çıkmaktır.

Bu sevgi; ötekileştirici değil, birleştirici olmalıdır. Bediüzzaman burada millî muhabbeti, milliyetçi taassubun ötesinde, ümmet ve millet şuuruyla yoğrulmuş hakiki bir bağlılık olarak ifade eder.

Millî muhabbet, aynı zamanda milletin şanlı mazisine karşı bir vefa borcudur. Altı yüz yıl bayraktarlık yapmış bir milletin torunları, geçmişin mirasını heder edemez. Atalarının İ’la-yı Kelimetullah uğruna döktüğü ter ve kan, bir neslin sefahat uğruna feda edeceği bir hatıra değildir.

Sonuç: Üç Kılıcı Kuşanmak, Üç Felaketi Savmak

Bu üç kılıç, yalnız savunma değil; aynı zamanda inşa vasıtasıdır.

İttihad; ayrılığı, bölünmeyi bertaraf eder.

Sa’y; tembelliği, sefaleti yener.

Muhabbet; nefreti, çözülmeyi durdurur.

Bu üç esas, milletin hem iç direncini hem de dış düşmanlara karşı mukavemetini artırır. Devlet, bu üç temel üzerine yükselir. Toplum, bu üç ruhla ayakta durur. Nesiller, bu üç mayayla istikbale yürür.

Özet:

Bediüzzaman Said Nursî’nin “üç elmas kılıç” metaforu; bir milletin bekasını sağlayacak üç temel değeri ifade eder: Millî birlik (ittihad), çalışkanlık (sa’y) ve millî sevgi (muhabbet). Bu esaslar kaybedildiğinde toplumda dağınıklık, tembellik ve nefret hâkim olur; düşman galip gelir. Ancak bu üç manevi kılıcı yeniden kuşanmak, ümmeti diriltmek ve geleceği inşa etmek için elzemdir. Bu yol hem tarihî bir hakikatin, hem de ilmî ve aklî bir zaruretin ifadesidir.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 13th, 2025