Kartal Ruhlu Tavuklar: Özgürlüğün ve Hakikatin Peşinde

Kartal Ruhlu Tavuklar: Özgürlüğün ve Hakikatin Peşinde

“Sen, sen ol. Başkası olma. Başkası gibi de olma.”
Bu asil çağrı, varoluşumuzun en temel ilkesini fısıldar bize. Her birimiz, kendi özel fıtratımızla, potansiyelimizle dünyaya gelmiş, eşsiz birer varlığız. Ancak ne yazık ki, tarih boyunca ve günümüzde, bu özgünlüğü boğan, bireyleri ve toplumları kendi hakikatlerinden uzaklaştıran güçlü rüzgarlar esmiştir. Tıpkı o kartal yavrusunun, tavuklar arasında yaşarken kendi doğasını unutması gibi, bazen milletler de kendi asil kimliklerini ve potansiyellerini unutup, kendilerine dayatılan “tavukluk” rolüne bürünürler.
Tıpkı kartal yavrusu, tavuklar tarafından “büyük bir tavuğun yumurtası” zannedilir, büyüdükçe de “ilginç gagalı tuhaf bir tavuk” olarak kabul edilir. Ona öğretilen, bir tavuğun yapması gerekenlerdir: böcek yemek, arpa-buğday toplamak, tehlikelere karşı “tavuk gibi” savunmak.
Oysa gökyüzünde süzülen kartalı gördüğünde hissettiği hayranlık ve “Keşke ben de uçabilseydim!” özlemi, onun içindeki asil kartal ruhunun bir çığlığıdır. Ne yazık ki, çevresindeki tavukların, özellikle de “babası, dedesi, amcası”nın dahi bu hayali gerçekleştirememiş olması, ona kendi potansiyelinin inkarını dayatır. Sonunda, bir kartal olarak doğan bu asil canlı, bir tavuk gibi yaşayıp, bir tavuk gibi defnedilir.

Bu hikaye, Etienne de La Boétie’nin “Gönüllü Kulluk” eserindeki o çarpıcı tesbitiyle örtüşür: “Eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir.”
Toplumlar da nesiller boyu dayatılan yanılgılara inandıklarında, kendi özgürlüklerini ve potansiyellerini unutabilirler.

Bu kartal, bir milletin sahip olması gereken asli gücün, bağımsızlığın ve özgürlüğün sembolüdür. Ancak bu gücü ortaya koyabilmek için öncelikle kendi kimliğini tanımak, kendini bilmek gerekir.

***********

Kur’an-ı Kerim’den En’am Sûresi 135. ayet, “Dünya hayatı bitince, kimin kazançlı çıkacağını öğreneceksiniz,” diyerek tüm bu dünya telaşının, manipülasyonların ve mücadelelerin asıl sonucunun ahirette belli olacağını hatırlatır. Bu, hakikat arayışımızın ve doğru yolda kalma çabamızın nihai mükafatının Allah katında olduğunu anlatır.

*********

Mesnevi-i Nuriye’den: “Evet kırık bir tahta parçası üzerindeki fakir ve kalbi kırık bir masumun duası hürmetine, denizin fırtınası, şiddeti, hiddeti inmeye başlar. Demek dualara cevap veren Zât, bütün mahlukata hâkimdir. Öyle ise, bütün mahlukata dahi Hâlıktır.” diyerek, en zayıf görünenin dahi dua ile büyük güçleri yenebileceğine, ilahi kudretin her şeye hakim olduğuna işaret eder.

Bu, kartal ruhlu tavukların dahi, kendi fıtratlarına dönmeleri için bir umut kapısıdır. Zira gerçek güç, ne bedeni heybetle ne de zahiri baskılarla değil, kalpteki iman ve duanın gücüyle tecelli eder.

Bir milletin, kendi ” maddi manevi mikroplarını” temizleyip yola devam edebilmesi için, öncelikle kendi içindeki “kartal ruhunu” keşfetmesi, kendi özüne dönmesi, tarihi ve manevi köklerinden güç alması elzemdir.

Bu, “Başkası olma. Başkası gibi de olma” düsturuna sıkı sıkıya bağlı kalarak, kendi özel değerleriyle yükselmesi, iç ve dış düşmanların manipülasyonlarına karşı uyanık olmasıyla mümkündür.

Zira dünya hayatı bir imtihan meydanıdır ve kimin kazançlı çıkacağı, ancak bu yolda gösterilen sağlam duruş, hakikate bağlılık ve ilahi kudrete olan tevekkülle belli olacaktır.

Makale Özeti
Bu makale, Kartal ruhlu bir yavrunun tavuklar arasında yaşarken kendi potansiyelini unutması hikayesiyle, bir milletin kendi özel kimliğini ve gücünü kaybetme tehlikesini işlemektedir.

Makale, tüm bu dünyevi mücadelelerin ötesinde, ilahi adaletin ve duanın gücüne işaret ederek, bir milletin kendi özüne dönerek ve hakikate bağlı kalarak gerçek özgürlüğüne kavuşabileceği mesajını verir.

Temel vurgu, “Sen, sen ol. Başkası olma. Başkası gibi de olma” ilkesi etrafında şekillenen kendi özüne bağlı, bağımsızlık ve manevi diriliş arayışıdır.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 13th, 2025