Zamanın Tamircisi: Bediüzzaman Said Nursî ve Medeniyetin Kırılma Noktası

Zamanın Tamircisi: Bediüzzaman Said Nursî ve Medeniyetin Kırılma Noktası”

“Şark vilayetlerindeki gayr-ı muntazam olan içtimaî ahvali tanzim etme niyet ve maksadıyla 1907 sonlarında geldiği İstanbul’da, Osmanlı Devletinin mütezelzil vaziyetini müşahede ettikten sonra, onun bekası için siyasetle alâkadar olmaya başlayan Bediüzzaman Hazretleri, o tarihten itibaren başlayan ve ard-arda vukua gelen büyük inkılâblar, umumî harbler, muahedeler, çöküşler ve yıkılışlar devrinin tamircisi ve yol göstericisi olan en mümtaz şahsiyetidir. Yüzyılda, belki binyılda bir meydana gelen bu büyük inkılâp ve hadiselere dair fikirlerini her vesileyle beyan etmiş ve farklı milletleri bünyesinde barındıran Osmanlı Devletine ilmî ve manevî reçeteler sunmuş, çıkış yolları göstermiş bir nurlu rehberdir.”
Âsâr-ı Bediiye

Tarih, yalnızca olayların kronolojisi değil; aynı zamanda şahsiyetlerin, fikirlerin ve hikmetin damgasını vurduğu bir sahnedir. Her dönemin karanlığında, o karanlığı yaran bir ışık zuhur eder. İşte Bediüzzaman Said Nursî, Osmanlı’nın çözülme sürecine girdiği, ümmetin dağılma tehlikesiyle yüzleştiği ve medeniyetin değer ekseninde kaymaya başladığı o kırılma çağında, bir tamirci olarak sahneye çıkmıştır.

1907 yılında, Şark vilayetlerinin dağınık, gayr-ı muntazam ve sahipsiz sosyal yapısını görüp İstanbul’a gelen Bediüzzaman Hazretleri, burada yalnızca mahallî bir ıslah değil, bütün bir ümmetin mukadderatına müdahil olacak çapta bir vazife hissine bürünür. İstanbul’un siyasi çalkantıları, Osmanlı’nın yıkılışa giden adımları ve Batı’dan gelen ideolojik fırtınalar karşısında, onun tercihi silah, isyan veya menfaat değil; ilim, fikir ve hikmettir.

O, siyasetle ilgilenmiş ama asla bir politikacı olmamıştır. Çünkü onun siyaset anlayışı, milletin selameti ve ümmetin bekasıyla sınırlıdır. Kendisinin de ifadesiyle, “Siyaseti dine âlet etmek değil; dini siyasete feda etmemek” temel şiarıdır. Bu yönüyle o, içtimâî tamiratı, ahlâkî restorasyonu ve ilmî direnişi esas alan bir manevî mütefekkirdir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin çağını farklı kılan en önemli unsur, bir değil birçok büyük hadisenin aynı zaman diliminde zuhur etmesidir. Bir imparatorluk yıkılıyor, ümmet paramparça oluyor, hilâfet kaldırılıyor, din hayattan kovuluyor ve manevî direkler birer birer yıkılıyordu. Bu hengâmede o, sadece şikayet eden biri değil; çözüm üreten bir rehber olmuştur. Medreseleri yeniden kurmaya çalışmış, İttihad-ı İslâm fikrini savunmuş, Türk-Kürt-Arap kardeşliğine işaret etmiş, şeriatın doğru anlaşılmasını temin etmeye çalışmıştır.

Onun en önemli hizmeti, harplerle parçalanan fiziki coğrafyaların ötesinde, zihnî ve kalbî coğrafyaların tamiratıdır. Zihinler Batı’ya meyledip dinin ruhunu unuturken, o “iman kurtarmak” gibi görünmeyen ama aslında en temel meseleye yönelmiştir. Çünkü ona göre iman sağlam olmadan hiçbir inşa ayakta duramaz.

Bediüzzaman’ın öngörüleri, sadece kendi zamanına dair değildir. O, yüz yıl ötesini görebilen bir müstakbel okuyucusudur. Nitekim “Benimle değil, eserlerimle meşgul olunuz” derken, onun Risale-i Nur Külliyatı’nı bir çağ rehberi olarak bıraktığını da ilan etmiştir. Bu eserler, bir milletin değil, bütün insanlığın karanlıkta yönünü bulacağı birer hikmet pusulasıdır.

İşte bu yönüyle Bediüzzaman, yalnızca Osmanlı’nın son devrine değil, modern çağın bütün krizlerine dair manevî reçeteler sunmuş bir nurlu tamircidir. Her şeyin yıkıldığı bir dönemde o, inşa edenlerden olmayı tercih etmiş; hamaset değil, hikmet konuşmuş; yıkımı değil, ihyayı hedeflemiştir.

Özet:
Bu yazıda Bediüzzaman Said Nursî’nin, Osmanlı’nın çöküş sürecinden modern zamanlara kadar uzanan kritik tarihsel dönemlerde üstlendiği ıslah ve tamirat misyonu ele alınmıştır. 1907’deki İstanbul’a gelişiyle başlayan ilmî ve manevî mücadelesi, onun yalnızca bir fikir adamı değil, aynı zamanda bir çağ tamircisi olduğunu göstermektedir. Risale-i Nur Külliyatı vasıtasıyla sunduğu reçeteler, yalnızca geçmişi değil geleceği de aydınlatacak hikmetli bir yol haritası niteliğindedir.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 10th, 2025