Tarihten Günümüze İlâhî Tokat: Fil Suresi’nin Asırlara Bakan Nidası

Tarihten Günümüze İlâhî Tokat: Fil Suresi’nin Asırlara Bakan Nidası

“Sure-i ‎ اَلَمْ تَرَ كَيْفَ‎  meşhur ve tarihî bir hâdise-i cüz’iyeyi beyan ile gelen ve her asırda efradı bulunan o gibi ve ona benzeyen hâdiseleri ihtar ve tabakat-ı işariyeden her bir tabakaya göre bir manayı ifade etmek, umum asırlarda umum nev-i beşerle konuşan Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın belâgatının muktezası olmasından bu kudsî sure bu asrımıza da bakıyor, ders veriyor, fenaları tokatlıyor. Mana-yı işarî tabakasında, bu asrın en büyük hâdisesini haber vermekle beraber; dünyayı her cihetle dine tercih etmek ve dalalette gitmenin cezası olarak cifir ve hesab-ı ebced ile üç cümlesi, aynı hâdisenin zamanına tetabuk edip işaret ediyor. ”
Sikke-i Tasdiki Gaybî

Kur’ân-ı Kerîm’in belâgatı öyle bir hakikat lisanıdır ki, hem zamansız hem zamana tam denk düşen bir konuşmadır. Geçmişi anlatırken bugünü hatırlatır; geleceği bildirirken mazinin izlerini gösterir. Fil Suresi de bu yönüyle sadece tarihî bir olayı değil, her asırda tekrar eden bir hakikati dile getirir:

> أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ
“Rabbin fil sahiplerine ne yaptı, görmedin mi?” (Fil, 105/1)

Fil Suresi: Bir Olaydan Sonsuz Mesaja

Bu sure, zahirde Ebrehe’nin ordusunu anlatır. Lakin bu sadece bir tarih notu değildir. Çünkü Kur’an, sadece vak’aları anlatmaz, şekilleri değişmiş hakikatleri her çağda tekrar hatırlatır. Bediüzzaman Hazretleri’nin tabiriyle:

> “Her asırda efradı bulunan o gibi hâdiseleri ihtar eder.”

Yani bu sure, yalnızca Ebrehe’yi ve filleri değil, her çağın Ebrehelerini, her devrin tuğyan ordularını, Kâbe’ye yani dinin kalbine saldıran her sistemi haber verir ve uyarır.

Her Çağa Hitap: Surelerin Çok Katmanlı Lisanı

Kur’an’ın “tabakat-ı işariyesi”, yani işari manaları, onun çok katmanlı okunuşunu sağlar. Fil Suresi’nin işari anlamında, Allah’ın dinine savaş açanlara karşı uyguladığı ilâhî müdahaleler zinciri görülür.

Bediüzzaman, Sikke-i Tasdik-i Gaybî’de bu surenin bu asrımıza da baktığını şöyle açıklar:

> “Bu kudsî sure bu asrımıza da bakıyor, ders veriyor, fenaları tokatlıyor.”

Yani, bu çağda dinin temel direklerine saldıranlar, tıpkı Ebrehe gibi bir gurur ve kibirle dine meydan okuyanlar, doğrudan ya da dolaylı olarak tokat yemeye mahkûmdur.

Bu Asrın Ebreheleri Kimdir?

Sekülerleşmeyi dinin yerine ikame eden zihniyet,

Din ile bilim çatışıyor diyen oryantalist akımlar,

Modern medya ve kültürle genç nesilleri imandan uzaklaştıran sistemler,

Zulmü kanunlaştıran küresel düzenler,

Siyonist işgalin Kudüs ve çevresine karşı yürüttüğü saldırılar…

Bunların hepsi, bu çağın “fil sahipleri”dir.

Ve bu asrın Ebreheleri yalnız tank ve tüfekle değil; ideoloji, felsefe, medya ve ekonomik hegemonya ile dinin kalbine yürümek istemişlerdir. Ama Kur’ân’ın işaretiyle:

> “Tokatlarını yemeye başlamışlardır.”

Çöküş, sadece bombalarla değil; değerlerin çürümesiyle, ahlâkın erimesiyle, kendi içlerinden gelen çöküşle başlamıştır.

Geçmiş Asırların Büyük Hadiseleri

Nuh Tufanı: İlâhî sisteme topyekûn isyan eden bir toplumun yeryüzünden silinişi.

Lût Kavmi’nin helâki: Ahlâkî sapkınlıkların nasıl son bulduğunun ilâhî örneği.

Firavun’un boğuluşu: En büyük devletin dahi Allah’a karşı kibirle duramayacağının ibret verici belgesi.

Ebrehe’nin ordusunun yok oluşu: Kutsal değerlere yapılan saldırıların ilâhî tokatla nasıl geri püskürtüldüğünün sembolü.

  1. yüzyılın dünya savaşları: İnsanlık din dışı ideolojilerin neye sebep olduğunu görerek yıkımı tattı.

Bu olaylar, sadece tarih değildir; her birinin çağlar boyunca tekrar eden yönleri vardır. Bugün ahlâkî sapkınlıklar, kibirli liderlikler, din düşmanlığı ve küresel zorbalıklar yeniden sahnededir. Kur’an ise bu hâdiseleri bize sadece ibret olsun diye değil; görev ve sorumluluk bilinciyle değerlendirelim diye anlatır.

Özet:

Bu makalede, Fil Suresi’nin sadece tarihî bir olaydan ibaret olmadığını, her çağın zalimlerine, tuğyan edenlerine ve din düşmanlarına ilâhî tokatların nasıl indirildiğini haber verdiği işlendi. Bediüzzaman’ın işari tefsirine göre bu sure, bu asırda dine savaş açan sistem ve anlayışlara karşı da bir uyarıdır. Geçmişte olduğu gibi bu asırda da Allah’ın nurunu söndürmeye çalışanlar hüsrana uğrayacaktır. Kur’an, her zaman yaşayan bir hitaptır ve her çağın karanlıklarına karşı nurdur.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 10th, 2025