Küfür Bir Boşluktur: Hakikat, İsbat Üzerine Kurulur

 

Küfür Bir Boşluktur: Hakikat, İsbat Üzerine Kurulur

“Küffarın tarifi ise: Küffar, hayvanât-ı İlâhîden bir nevi habistirler ki; imaret-i dünyaya ve hem mü’minlere derecât-ı niam-ı İlâhiye’yi anlamağa bir vâhid-i kıyasî olmak için halkedilmişler ve imhal edilmişlerdir. Şu küffar denilen bu nevi hayvânâtın, hakkı inkâr edip nefyetmekte ittifakları kuvvetsizdir. Evet küfür, çendan isbat suretinde de olsa; nefiydir, inkârdır, cehildir, ademdir. Binler ehl-i nefiy ve inkârın iki ehl-i isbata karşı sözleri bâtıldır, sukut eder.”
Nur’un İlk Kapısı

Bediüzzaman Said Nursî’nin bu keskin ifadeleri, küfrün mahiyetini, aklî ve mantıkî zayıflığını, ve hakikatin ispata dayalı gücünü çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

İnsanlık, tarihi boyunca iki temel yol ayrımında yaşamıştır: İman ve küfür.
İman; nuru temsil eder, anlamı derinleştirir, varlığı değerlendirir.
Küfür ise; hakikati reddeder, cehaleti yüceltir, anlamı boşaltır.

Bediüzzaman Said Nursî, “Nur’un İlk Kapısı”nda küfrün sadece bir reddediş değil, aynı zamanda bir cehalet, adem ve yokluk olduğunu anlatır. O, küfrü bir varlık gibi değil, bir hiçlik ve inkâr zemini olarak tarif eder.

> “Küfür… çendan isbat suretinde de olsa; nefiydir, inkârdır, cehildir, ademdir.”

Yani kâfir, var olanı yok sayar.
Bir sarayın içinde bulunup, onu bir ustası olmadan hayal etmek isteyen birinin gafleti gibi…
Bir kitap okuyup da yazarı yoktur demek gibi…
Göz önünde binlerce delil varken, gözünü kapayıp “görmüyorum” demek gibi…

Küfür Neden Delilsizdir?

Çünkü küfür, isbat değil inkâr eder.
Ve inkâr, her zaman cehalet üzerine kurulur.
Bir şeyi yok saymak için sadece “bilmiyorum” demek yeterlidir. Ama bir şeyi var kabul etmek, ilim, basiret, delil ve dikkat ister.

Nursî, bu sebeple kâfirlerin hakikati inkârda ittifak etmelerinin bir kıymet taşımadığını söyler:

> “Binler ehl-i nefiy ve inkârın, iki ehl-i isbata karşı sözleri bâtıldır, sukut eder.”

Çünkü bir şeyi var etmek için delil yeterlidir. Ama yokluğunu isbat etmek neredeyse imkânsızdır.
Bin kişi “Bu eser sahipsizdir” dese, bir kişi çıkıp “Hayır, işte ustası budur” dese, o tek kişi haklıdır. Çünkü onun elinde isbat vardır. İşte bu yüzden hakikat, çoğunlukla değil; isbatla yaşar.

🐂 Küfür Neden “Nevi Habîs”tir?

Bediüzzaman küfrü sadece fikrî bir sapma değil, aynı zamanda bir ahlâkî düşüş olarak tanımlar. Küfür, Allah’a karşı isyanı barındırdığı gibi, yaratılmışlara karşı da saygısızlığı barındırır. Bu yüzden küfür ehli, Kur’an diliyle “hayvandan daha aşağı” bir hâle düşer.

> “Küffar, hayvanât-ı İlâhiyeden bir nevi habistirler.”

Bu ifade çok çarpıcıdır. Çünkü burada insan, sadece inançsız olmakla kalmaz, aynı zamanda manevî olarak deruni kirlenme yaşar. Aklı, vicdanı, kalbi işlemez hâle gelir. Gaye-i hilkatini (yaratılış amacını) inkâr eden bir varlık, şerefini kaybeder.

📏 Küfür Ne İşe Yarar?

Elbette Allah, küfrü mutlak bir felaket olarak yaratmamıştır. Nursî burada da dengeyi kurar:

> “İmaret-i dünyaya ve mü’minlere derecât-ı niam-ı İlahiye’yi anlamağa bir vâhid-i kıyasî olmak için halkedilmişler.”

Yani küfür, bir kıyas unsurudur. Karanlık olmadan ışık, sessizlik olmadan ses, acı olmadan tat anlaşılmaz. Kâfirin varlığı, mü’minin nimetini daha iyi kavramasını sağlar. Mü’min, küfrün boşluğunu gördükçe imanının kıymetini bilir. Cehennemin korkusuyla cennetin arzusu artar.

🔚 Sonuç: Küfür, Boşluk; İman, Varoluştur

Küfür; varlığa karşı isyan, hakikate karşı inkârdır.
İman ise; varlığa teslimiyet, hakikate yöneliştir.
Küfür binlerle ittifak etse de, isbat karşısında susar.
Hakikat, isbat üzerinedir; inkâr değil, delil konuşur.
Ve hakikat, her zaman az da olsa parlar; zira ışığın varlığı karanlığın çokluğunu ezer.

ÖZET

Bediüzzaman’a göre küfür, varlık değil, yokluk; bilgi değil, cehalet; isbat değil, inkârdır. Kâfirlerin çoğunluğu hakikatin ölçüsü değildir; çünkü bir kişinin isbatı, bin inkârdan daha kıymetlidir. Küfür, ahlâkî ve ruhî bir çöküştür. Ancak aynı zamanda mü’minler için bir kıyas ölçüsüdür. Hakiki iman, isbatla yaşar; küfür ise boşlukta yok olur.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 9th, 2025