Hayatın Mahiyeti: Bir Fihriste, Bir Fezleke ve Bir Anahtar
Hayatın Mahiyeti: Bir Fihriste, Bir Fezleke ve Bir Anahtar
“Hem senin gaye-i hayatın bunlar olduğu gibi, mâhiyet-i hayatın da şunlardır:
1- Âsâr-ı esmâ-i İlâhiye’nin garâibinin fihristesi,
2- Şuûn ve sıfât-ı İlâhiye’nin fehmine bir mikyas,
3A- ̂fâkî âlemlere bir mîzan,
4- Âlem-i kebirin bir enmûzeci,
Nur’un İlk Kapısı
5- Kâinatın bir haritası,
6- Şu kitâb-ı kebirin bir fezlekesi,
7- Defâin ve künuz-u mahfiyeyi açacak anahtarların mahzenidir. İşte mâhiyet-i hayatın budur. ”
Nur’un İlk Kapısı
> “Hem senin gaye-i hayatın bunlar olduğu gibi, mâhiyet-i hayatın da şunlardır…”
(Said Nursî – Nur’un İlk Kapısı)
İnsan, hayatı çoğu zaman dış yüzüyle değerlendirir: doğmak, yaşamak, çalışmak, çoğalmak, yaşlanmak ve ölmek. Fakat bu yüzeysel bakış, hayatın içindeki hakikî mânâyı, ilâhî hedefi ve derin gayeyi perdelemektedir.
Bediüzzaman Said Nursî, hayatın yalnızca bir ömür değil, ilâhî sırlarla dolu bir hakikat deposu olduğunu anlatır. Ona göre hayat, sadece bir zaman dilimi değil; esmâ-i ilâhiyeye, sıfât-ı Rabbâniyeye ve kâinatın sırlarına açılan yedi yönlü bir aynadır.
- Hayat: Esmâ-i İlâhiye’nin Fihristesi
Her insan, Allah’ın isimlerinin tecellilerini taşıyan bir fihristedir.
– Göz: Basîr ismine,
– Kalp: Vedûd ismine,
– Akıl: Hakîm ismine,
– Merhamet: Rahmân ismine,
birer pencere gibidir.
İnsan, bu yönüyle Allah’ın yüzlerce isminin küçük bir örneği, özetidir.
Hayat bu tecellileri anlamak ve yansıtmak için vardır.
- Hayat: Sıfât ve Şuûn-u İlâhiye’yi Anlama Mikyasıdır
Allah’ın kudreti, ilmi, iradesi sonsuzdur. İnsan ise bu sıfatlardan cüz’î örneklere sahiptir.
Bu örnekler, Allah’ın sıfatlarını anlamak için bir “ölçü aleti” gibidir.
Tıpkı mikroskobun küçük şeyleri büyüterek gösterdiği gibi, insanın küçük çaplı iradesi, Cenâb-ı Hakk’ın irade sıfatına işaret eder.
Yani insanın hayatı, İlâhî sıfatlara ulaşmak için bir kıyas vasıtasıdır.
- Hayat: Âfâkî Âleme Mîzandır
İnsanın iç dünyası, dış âlemin bir aynasıdır.
Kendindeki düzeni, kâinattaki nizama uygular.
– Kalbin atışı ile güneşin doğuşu,
– Damarların akışı ile nehirlerin çağlayışı arasında
bir mizan, bir denklik, bir yapı benzerliği vardır.
Bu yönüyle insan, büyük kâinatı anlama noktasında mîzan ve mihenk taşıdır.
Hayat, evreni anlamaya açılan bir laboratuvardır.
- Hayat: Âlem-i Kebîrin Numûnesidir
İnsan, büyük âlemin küçük bir modeli, bir enmûzecidir.
İnsanın gözünde ışık, kulağında ses, beyninde plan, kalbinde muhabbet vardır. Bunlar kâinatta da vardır:
– Güneş: Göz,
– Rüzgâr: Nefes,
– Dünya: Vücut gibidir.
Bu benzerlik, “insan-ı kâmil”in kâinatla olan derin bağını gösterir.
İnsanın hayatı, varlığın anlam haritasıdır.
- Hayat: Kâinatın Haritasıdır
Koca kâinatı gezmek mümkün değil; ama insanın kalbinde, aklında, ruhunda kâinatın bir haritası vardır.
– Sevgiyle yıldızlara çıkar,
– Merhametle mahlûkata iner,
– Akılla melekût âlemlerine uzanır.
Bu yönüyle insan hayatı, dış dünyanın deruni bir özetidir.
Hayat, “kâinatın içine katlanmış şeklidir.”
- Hayat: Kitâb-ı Kebîrin Bir Fezlekesidir
Kâinat bir kitap, insan ise onun özetidir.
Kâinatta dağlar, denizler, rüzgârlar, hayvanlar, mevsimler varsa; insanın da ruhunda bunlara tekabül eden hisler, haller ve yönelimler vardır.
Hayat, bu büyük kitabın kısa ve özlü bir özeti, bir fezlekesidir.
Bu yüzden hayat, okuyarak değil; yaşayarak yazılan bir kitaptır.
- Hayat: Gizli Hazinelerin Anahtarıdır
Hayat, yalnızca mevcut olanı görmekle kalmaz; görünmeyen sırları açar.
İnsan, marifetle, tefekkürle, şükürle defînelerin kilitlerini açan bir anahtar gibidir.
Ruhundaki iman, aklındaki tefekkür, kalbindeki muhabbet; bu defineleri ortaya çıkarır.
İşte bu yüzden hayat, sadece bir geçiş değil; ilâhî sırların keşif yolculuğudur.
Sonuç: Hayat, İlâhî Esmânın Aynasıdır; Tefekkür, O Aynaya Bakmaktır
Bediüzzaman Hazretleri’nin bu ifadeleriyle öğrendiğimiz en büyük hakikat şudur:
Hayat, manevî mânâsıyla bakıldığında, Allah’ın isimlerini gösteren ve Onun zatına götüren bir yoldur.
Hayatın bu hakikatini fark etmeyen insan, o kıymetli aynayı çamura bulayıp, elindeki hazineleri yok pahasına satar.
Ama bu hakikati gören insan ise; kendi iç dünyasında kâinatı keşfeder, Rabbi’ni tanır ve kulluğunun mânâsını idrak eder.
Makale Özeti:
Bu makalede, Nur’un İlk Kapısı’nda geçen “hayatın mâhiyeti”ne dair yedi temel husus Bediüzzaman’ın beyanıyla açıklanmıştır. İnsan hayatı, Allah’ın isimlerinin bir fihristesi, sıfatlarının ölçüleceği bir mikyas, âlemin bir modeli ve kâinatın bir özeti olarak sunulmuştur. Hayat sadece yaşanmak için değil, tefekkür, marifet ve kulluk yoluyla Allah’ı tanımak için verilmiştir. Bu bakışla hayat, sadece bir imtihan değil; bir keşif, bir ibadet ve bir hakikat yolculuğudur.