En Ziyade Hayret Edilecek Şey: İnkârın Maskaralığı
En Ziyade Hayret Edilecek Şey: İnkârın Maskaralığı
İnsanoğlu, gördüğü en küçük sanat eserine hayranlık duyar. Bir çocuğun yaptığı taşlardan kelebek bile “Kim yaptı?” sorusunu akla getirirken, canlı bir kelebeğin göz alıcı kanatlarına bakıp da “Bu tesadüfen olmuş” diyebilen bir akıl, ne kadar sağlıklı bir akıldır?
Evet, bu dünyada en ziyade hayret edilecek bir şey varsa, o da inkârdır. Çünkü sanat, ustasını; düzen, düzenleyicisini; hikmet, hikmet sahibini gösterir. Lakin inkâr, bu apaçık hakikati görmezden gelmekte ısrar eder. Hayvanları dahi güldürecek derecede maskaralık ihtiva eder.
Bir ressamın yaptığı tabloya bakıp, “Bu tablo kendi kendine olmuş” demek, ne kadar akıldan uzaksa; uçan, yaşayan, çoğalan, duyguları olan bir kelebeğe bakıp da onun Allah’ın eseri olmadığını söylemek, çok daha büyük bir cehalettir.
Risale-i Nur’da şöyle denilir:
> “Çünkü kâinatın mevcudatındaki hadsiz intizam ve hikmetleriyle, vücut ve vahdetine şahitler bulunduğu halde; O’nu görmemek, bilmemek, ne derece körlük ve cehalet olduğunu, en kör cahil de anlar.”
Bu ifade, sadece bir felsefi tesbit değil, aynı zamanda derin bir imanî hakikatin beyanıdır. Zira Allah’ın varlığına ve birliğine delalet eden binlerce âyet, hem kâinatta hem de Kur’ân’da açıkça dururken, bunları yok saymak, aklı inkâr etmektir.
Göz, görmek için yaratılmıştır. Kulak, işitmek için. Kalp, sevmek ve anlamak için. Akıl da, Hakk’ı bulmak ve tanımak içindir. Bu kadar nimetle donatılan bir insanın, hâlâ “Ben tesadüfen varım” demesi; sadece yaratılışa değil, kendisine de bir hakarettir.
Bugün bir taş heykel görsek, ustasını sorarız. Oysa heykel konuşmaz, çoğalmaz, güzelleşmez. Ama bir kelebeğe bakıldığında, o hem canlıdır, hem güzeldir, hem de hayranlık uyandırır. Ve o, her hâliyle “Ben bir Yapan’ın sanatıyım” diye haykırır.
İnkâr, sadece Allah’ı değil, aynı zamanda aklı, vicdanı ve fıtratı da inkâr etmektir. Çünkü insan, fıtraten bir Yaratıcıya muhtaç olarak yaratılmıştır. O’nu inkâr ettiğinde, ruhu boşlukta kalır. Her şey manasız, amaçsız ve değersiz görünür. Böylece sadece Allah’ı değil, hayatı da inkâr etmiş olur.
Makalenin Özeti
Bu makalede, inkârın ne kadar akıl dışı ve şaşılacak bir durum olduğu anlatılmaktadır. Sanat eseri sanatkârını nasıl gösteriyorsa, kâinattaki her varlık da Allah’ın varlık ve birliğini ilan eder. Buna rağmen hâlâ Allah’ı inkâr eden bir anlayış, sadece kör bir cahillikle izah edilebilir. İnkâr, hakikatin değil, cehaletin ve gururun bir tezahürüdür. Kelebek kadar güzelliğe sahip bir yaratılış, kendi kendine olamayacağı gibi, inkâr etmek de hayret verici bir körlüktür.