Zerreden Yıldıza: Tevhidin Açık Penceresi

Zerreden Yıldıza: Tevhidin Açık Penceresi

“Zerrelerden yıldızlara kadar her şeyde bir pencere-i tevhid var ve doğrudan doğruya Zat-ı Vâhid-i Ehad’i sıfâtıyla bildiren âyetleri yani delâletleri ve işaretleri var. ”
Emirdağ Lâhikası 2

Bediüzzaman Said Nursî’nin Tefekkür Dünyasında Bir Yolculuk

  1. Giriş: Görmek İçin Bakmak Yeter mi?

Göklerde yıldızlar, yerde çiçekler, içimizde zerreler… Hepsi gözümüzün önünde duruyor. Fakat hepsine bakan herkes aynı şeyi mi görüyor?

Bediüzzaman Said Nursî’nin tefekkür dünyasında, her şey bir pencere… Ama bu pencereler sadece gözle değil, kalple ve imanla açılıyor. Çünkü:

> “Zerrelerden yıldızlara kadar her şeyde bir pencere-i tevhid var ve doğrudan doğruya Zat-ı Vâhid-i Ehad’i sıfâtıyla bildiren âyetleri, delâletleri ve işaretleri var.”
(Emirdağ Lâhikası 2)

Yani, her varlık, yalnızca var olmakla bile Allah’ın birliğini ve varlığını gösteriyor.

  1. En Küçükten En Büyüğe: Her Şeyde Aynı İmza

Bir zerre düşünelim… Gözle görülmeyen, bir atom yahut bir hava parçası. O bile:

Yerini biliyor.

Emre itaat ediyor.

Karmaşa yerine düzen gösteriyor.

🔹 Peki bu düzenin faili kim?

Bediüzzaman’ın tevhid dersine göre:
Her zerre, Vâhid ve Ehad olan Allah’ın emri altındadır.

Aynı düzeni yıldızlarda da görürüz:

Güneş bir karış sapmaz.

Galaksiler çarpışmaz.

Her yörünge, İlahi takdirle işler.

🔹 Yani büyüğe de küçüğe de aynı kudret ve aynı irade hâkimdir.

  1. Pencere Ne Demek? Ne Gösterir?

Bediüzzaman burada çok orijinal bir kavram ortaya koyar: “Pencere-i Tevhid”.

Pencere:

Arkasındaki manzarayı gösterir.

Kendisi değil, işaret ettiği şey önemlidir.

Küçücük bir camdan bile sonsuz bir gökyüzü görünür.

İşte bu dünyada da her bir varlık, bir pencere gibidir.
Ama maddeye takılan gözler, sadece camı görür.
İman gözüyle bakanlar ise sonsuz kudreti temaşa eder.

  1. Kâinatta Sessiz Konuşan Âyetler

Kur’ân, lafzî ayetleriyle Allah’ı tanıtırken, kâinat da kevni ayetleriyle O’na işaret eder. Yani:

Gül, şefkatin ve güzelliğin ayetidir.

Arı, ilmin ve tedbirin ayetidir.

Güneş, kudretin ve azametin ayetidir.

Zerre ise ihata ve inceliğin ayetidir.

Her şey susar gibi durur ama aslında fısıldar:

> “Ben kendi kendime var olmadım.”
“Beni yapan, beni idare eden, beni vazifelendiren bir Rabbim var.”
“Ve O, tektir. Eşi benzeri yoktur.”

🔹 Tevhid, yalnızca kelime-i şehâdette değil, her şeyde okunabilir.

  1. Düşünceyi İmana Dönüştüren Bakış: Tefekkür

Bediüzzaman, sadece aklî izah yapmaz; imanı kuvvetlendiren tefekkür yolları sunar.

Bir insan bir çiçeğe bakıp geçebilir.

Ama o çiçekte:

Renk düzeni,

Kokudaki ölçü,

Zamanlama,

Ekosistemdeki yeri…

gibi unsurları gören bir mümin, orada yalnızca çiçeği değil, onun arkasındaki Sanatkârı da tanır.

🔹 Tefekkür, bu bakışı kazanmanın adıdır.

  1. Sonuç: Varlık Kitabını Okumak

Bir zerreden bir galaksiye kadar her şeyde Allah’ın birliğini gösteren deliller vardır.

Ama bu ayetler:

Ne harflerle yazılmıştır,

Ne de sesle okunur.

Onlar düzenle, hikmetle ve kudretle yazılmıştır.
Okuyan kazanır; bakıp geçense sadece dünyada kalır.

Bediüzzaman’ın sunduğu bu bakış, kâinatı bir iman atlasına çevirir.
Zerrelerle yıldızları aynı isim altında birleştirir:
Tevhid.

Makale Özeti

Her varlık bir pencere gibidir; tevhidi gösterir.

Zerreler de, yıldızlar da aynı kudretin eseridir.

Tefekkür, bu pencerelerden bakarak Allah’ı tanımayı sağlar.

Kur’an’ın kevnî ayetleri kâinattaki düzen ve hikmeti ortaya koyar.

İman gözüyle bakıldığında, her şey bir delil, bir işaret, bir ayet olur.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 8th, 2025