Kur’an’da Bin Kur’an: Her Ayette Sonsuz Hitap ve Derinlik
Kur’an’da Bin Kur’an: Her Ayette Sonsuz Hitap ve Derinlik
“Kur’an’a mahsus bu nükte yani cüz, küll gibi aynı maksadı göstermesi maksadıyla Kur’an müşahhas bir fert olduğu halde, çok efradı bulunan bir küllî gibi ilm-i mantıkça tarif edilir. Demek Kur’an’da, bin Kur’anlar var ki şahs-ı küllî olmuş. Hem öyle de lâzım gelir. Çünkü hadsiz ve gayet muhtelif taifelere ders olduğu için aynı derste hadsiz o taifeler adedince dersler bulunmak lâzım gelir. ”
Emirdağ Lâhikası 2
“Bir fert gibi görünse de, bir küllî gibi her çağ ve insana hitap eden bir kelamdır.”
- Giriş: Kur’an Tek, Hitapları Sınırsızdır
Kur’an-ı Kerim zahiren tek bir kitap, müşahhas bir metindir. Ancak Bediüzzaman Said Nursî’ye göre Kur’an, “bin Kur’an” gibidir; çünkü her ayeti:
Farklı zamanlara,
Farklı seviyelere,
Farklı kavimlere,
Farklı hâl ve ruhlara ayrı ayrı hitap eder.
Bu yönüyle Kur’an, mantıktaki küllî bir hakikat gibi davranır. Her birey ve zaman, aynı ayetten kendine özel bir anlam alır. Kur’an, kelimenin tam anlamıyla yaşayan bir kelamdır.
> “Kur’an’da, bin Kur’anlar var ki şahs-ı küllî olmuş.”
- Küllîlik Nedir? Kur’an’da Nasıl Tecelli Eder?
Küllî kavramı, tek bir ifade içinde çok sayıda ferdin, anlamın veya muhatabın kapsanması demektir. Kur’an’ın ayetleri de:
Herkese farklı ve taze bir anlam verir.
Zamana göre manası açılır.
Zihniyete göre derinleşir.
Bu yüzden aynı ayeti hem bir bedevî hem bir filozof okur; fakat her biri kendi istidadına göre ilahi hitap alır.
🔹 Misal:
“اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَ” (Alak, 1)
– İlk muhatap: Peygamber Efendimiz’dir.
– Sonraki muhataplar: Tüm ümmettir.
– Fikrî muhatap: Her ilim adamı.
– Manevî muhatap: Her tefekkür sahibi.
- Misal Ayetler: Herkese Ayrı Ayrı Hitap Eden Ayetler
- “اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا” – “Zorlukla beraber kolaylık vardır.” (İnşirah, 6)
Bir müminin sabrına hitap eder.
Bir milletin musibet zamanına ümit verir.
Bir öğrencinin çabasında moral olur.
Bir mücahidin cihadında manevi destek olur.
Ayet tek, anlamlar binlercedir. Herkes o ayeti sanki sadece kendisine nazil olmuş gibi hisseder.
- “وَعَلٰى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ” – “Müminler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.” (Tevbe, 51)
İşsizlikle mücadele eden bir genç için sükûnettir.
Hastalıkla başa çıkan bir yaşlı için kuvvettir.
Bir devlet adamı için sorumluluğun ahlâkıdır.
Bir talebe için gayretin manevi temelidir.
Kur’an’ın bu cümlesi, her asırda her muhatap için yeni bir müjde, yeni bir öğretidir.
- “فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ” – “Sen sadece bir hatırlatıcısın.” (Ğaşiye, 21)
Bir davetçiye misyonunu hatırlatır.
Bir vaize yön verir.
Bir öğretmene öğretme adabını bildirir.
Bir anne-babaya çocuğuna nasıl yaklaşacağını öğretir.
Kur’an, bu yönüyle kendi içinden sürekli doğan bir hakikat denizi gibidir.
- Kur’an Neden “Küllî Şahsiyet”tir?
Bediüzzaman’a göre Kur’an, sadece lafızlardan ibaret değildir. Onun arkasında:
Sonsuz bir hikmet,
İhatalı bir ilim,
Evrensel bir mesaj,
Ezelî bir kelam sıfatı vardır.
Bu yüzden:
Zamanlar değişse de hitap tazeliğini korur.
Zihinler çeşitlense de mana herkesin gönlüne iner.
İhtiyaçlar artsa da Kur’an hepsine cevap verir.
Kur’an bir kelam-ı ezelîdir; bu yüzden her ayette bin mana, her cümlede bin tecelli saklıdır.
- Kur’an Herkesle Konuşur: Bediüzzaman’ın Tarifiyle
Bediüzzaman der ki:
> “Kur’an öyle bir kitab-ı azîmdir ki… herkes kendi hâline göre ondan hisse alır.”
Bu, sadece anlaşılır olmasından değil; Kur’an’ın ruhunun, her insanın ruhuna hitap edebilmesindendir.
Herkesin gözyaşıyla ıslattığı ayet farklıdır.
Herkesin kurtuluş için sarıldığı cümle başkadır.
Ama herkes Kur’an’dan kendi nasibini alır.
Bu da Kur’an’ın hem fert hem küllî olma sırrıdır.
SONUÇ VE ÖZET
Kur’an, zahiren bir kitap, hakikatte ise küllî bir kelamdır. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Kur’an’da bin Kur’an var”; çünkü her ayeti:
Zamana göre farklı manalar verir.
Her seviyedeki insana ayrı mesaj sunar.
Her hâl sahibine hitap eder.
Bu özelliğiyle Kur’an, her devirde canlı ve rehber olmuştur. Aynı ayetle bir müceddid tefekkür eder, bir çocuk teselli bulur. Bu da Kur’an’ın yalnız lafız değil, hayatın kendisi olduğunu gösterir.
Makale Özeti
Kur’an müşahhas bir metin olsa da, her seviyeye ve zamana hitap eden küllî bir kitaptır.
Her ayet, binlerce manayı içinde taşır.
Aynı ayet, farklı insanlar ve farklı zamanlar için ayrı ayrı dersler verir.
Bu özellik, Kur’an’ı her zaman canlı, taze ve şifa kaynağı kılar.
Bediüzzaman’a göre Kur’an, “şahs-ı küllî”dir; yani her fertte farklı bir şekilde tecelli eden bir vahiy hakikatidir.