Bir Zerrede Cilve-i Tevhid: Havadaki Toz Parçasında Sonsuz Varlığın Delili

Bir Zerrede Cilve-i Tevhid: Havadaki Toz Parçasında Sonsuz Varlığın Delili

“Bu radyo makineciğinde ve manevî kelimat çiçeklerine saksılık eden bu kapçıktaki bir avuç havanın gösterdikleri mu’cizat-ı kudretten bu hakikat anlaşılıyor ki: Her bir zerre, Cenab-ı Hakk’ı zatıyla ve sıfâtıyla tarif eder ve ispat eder. 

   Bütün kâinatı teftiş eden hükemalar ve ulemalar büyük ve geniş delillerle, Zat-ı Vâcibü’l-vücud’un vücudunu ve vahdetini ispat etmek için bütün kâinatı nazara alırlar. Sonra marifetullahı tam elde ediyorlar. Halbuki nasıl güneş çıktığı vakit bir zerrecik cam, aynı deniz yüzü gibi güneşi gösteriyor ve o güneşe işaret ediyor. Öyle de bu bir avuç havadaki her bir zerre de mezkûr hakikate binaen aynen kâinat denizindeki cilve-i tevhidi, sıfât-ı kemaliyle kendilerinde gösteriyorlar.”
Emirdağ Lâhikası 2

  1. Giriş: Büyük Gerçekler Küçük Şeylerde Gizlidir

İnsan zihni, çoğu zaman “büyüklüğe” ve “çokluğa” yönelir. Varlığın sahibini anlamak için kâinatın tamamına, yıldızlara, galaksilere ve muazzam düzenlere bakma ihtiyacı duyar. Ancak Bediüzzaman Said Nursî, marifetullahın (Allah’ı tanımanın) sadece kâinatın bütününde değil, bir avuç hava zerresinde de gizli olduğunu gösterir.

Radyo cihazı ve onun taşıyıcısı olan hava, yalnızca fizikî bir araç değil; ilahi sıfatların aynası, tecelliyatın taşıyıcısıdır.

> “Her bir zerre, Cenab-ı Hakk’ı zatıyla ve sıfâtıyla tarif eder ve isbat eder.”

  1. Bir Avuç Hava, Sonsuz Bir Kudretin Aynasıdır

Radyo cihazının içinde sesleri taşıyan şey, yalnızca elektromanyetik dalgalar değil; her biri mucize olan hava zerreleridir.

Bu zerreler:

Ne dediklerini bilmezler, ama doğru kelimeyi taşırlar.

Şuurdan yoksundurlar, ama şivesiyle beraber sesi korurlar.

Kördürler, ama sesleri hedefe ulaştırırlar.

🔹 Bu fiilleri yapan onlar değil, onların üzerinde hükmeden İlahi Kudrettir.

İşte burada Bediüzzaman’ın eşsiz kıyası devreye girer:

> “Nasıl güneş çıktığında bir zerrecik cam bile güneşi gösterir,
Aynen öyle de bir hava zerresi dahi Allah’ın varlığını ve sıfatlarını gösterir.”

Bu kıyas, makrodan mikroya, büyükten küçüğe tevhidî bakışı yerleştirir.

  1. Zerrenin İlmi, Kudreti ve Hikmeti Nereden?

Fizikî olarak zerrelerin ilmi yoktur. Ancak bu zerreler:

Hangi sesin hangi şiveyle taşınacağını bilir gibi davranır,

Kimin sesini nereye ulaştıracağını hedefler,

Ve bunu milyarlarca kez bozmadan yapar.

Peki nasıl?

🔹 Cevap nettir: Bu fiillerin arkasında ilim, kudret ve irade sahibi bir Zat vardır.

Zerrelerdeki harika düzen, kendi kendine oluşamaz. Aksine her bir zerre:

Allah’ın ilmini,

Allah’ın kudretini,

Allah’ın iradesini göstermektedir.

Ve böylece marifetullah yalnız gökyüzünde değil, bir damla havada da okunur.

  1. Göz Gibi, Kulak Gibi: Havanın Kalbi de Tevhid Söyler

Bediüzzaman burada çağımızın insanına çok özel bir pencere açar:

> “Kâinatın tamamını araştıran felsefe ve bilim, sonunda Allah’ın varlığını isbat eder. Ama iman gözüyle bakan bir mü’min, bir zerreye bakarak da aynı neticeye ulaşır.”

Bu tefekkür, bilimle çatışmayan, bilakis onu tamamlayan bir bakış açısıdır.

Modern bilimsel zihnin materyalistliği yerine, teknolojiyi ve fiziği Allah’ın sanatı olarak okumayı teklif eder.

Bir mikrofon, bir hoparlör, bir avuç hava, marifetullah dersi verebilir. Yeter ki, bakışın perdeleri açılsın.

  1. Tefekkürün Ufkunda Yeni Bir Yol: Zerrenin Şehadeti

Bediüzzaman bu pasajda, bize bir düşünce sırrı sunar:

Güneş ne kadar parlaksa,

Onu gösteren cam da o kadar aydınlık olur.

Aynı şekilde:

Allah’ın varlığı ne kadar ezelî ve ebedî ise,

Onu gösteren zerreler de o kadar sarih bir şehadet taşır.

Zerre küçük olabilir, ama gösterdiği hakikat büyüktür.
İnsan da küçüktür, ama taşıdığı iman cevheri sonsuzdur.

SONUÇ VE ÖZET

Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “bir avuç hava”, sadece seslerin taşıyıcısı değil; Allah’ın varlığının ve birliğinin canlı delilidir. Her bir zerre, tıpkı bir cam parçasının güneşi yansıtması gibi, Allah’ın ilmini, kudretini ve iradesini yansıtır.

Kâinatın bütününe bakarak Allah’ı tanımak elbette mümkündür. Ama bir zerreye bakarak da aynı hakikate ulaşmak, imanın ne kadar ince ve zarif bir bakış olduğunu gösterir.

Bu yüzden, marifetullah yolu, sadece teleskopla değil, tefekkürle açılır.

Makale Özeti:

Her hava zerresi, Allah’ın zat ve sıfatlarını tecelli ettiren bir aynadır.

Tefekkür nazarıyla bakıldığında küçük şeylerde büyük hakikatler okunur.

Bediüzzaman’a göre radyo gibi bir cihaz bile, tevhidi isbat eden kevnî bir ayettir.

Güneş camda görüldüğü gibi, ilahî kudret de bir zerrede okunabilir.

Zerre, küçüklüğüne rağmen sonsuz bir hakikatin şahitliğini yapar.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 8th, 2025