Taşlanan Ağaçlar: Gerçek Âlimlerin Tanıklığında Bediüzzaman ve Risale-i Nur
Taşlanan Ağaçlar: Gerçek Âlimlerin Tanıklığında Bediüzzaman ve Risale-i Nur
“İstanbul ulemasının en büyüğü ve en müdakkiki ve çok zaman Müfti’l-Enam olan eski fetva emini, meşhur Ali Rıza Efendi; Birinci Şuâ İşarat-ı Kur’aniye ve Âyetü’l-Kübra gibi risaleleri gördükten sonra, Risale-i Nur’un mühim bir talebesi olan Hâfız Emin’e demiş ki:
“Bediüzzaman, şu zamanda din-i İslâm’a en büyük hizmet eylediğini ve eserlerinin tam doğru olduğunu ve böyle bir zamanda, mahrumiyet içinde feragat-i nefis edip yani dünyayı terk edip böyle bir eser meydana getirmek hiç kimseye müyesser olmadığını ve her suretle şâyan-ı tebrik olduğunu ve Risale-i Nur müceddid-i din olduğunu ve Cenab-ı Hak onu muvaffakun bi’l-hayr eylesin, âmin.” diyerek bazılarının sakal bırakmamaklığına itirazları münasebetiyle; Mevlana Celaleddin-i Rumî’nin pederleri olan Sultanü’l-ulema’nın bir kıssası ile onu müdafaa edip demiş:
“Bu misillü, Bediüzzaman’ın dahi elbette bir içtihadı vardır. İtiraz edenler haksızdır.” demiş ve Hoca Mustafa’ya emretmiş: “Söylediğimi yaz!”
Bediüzzaman’a kemal-i hürmetle selâm ederim. Telifatınızın ikmaline hırz-ı can ile dua etmekteyim. (Yani ruha nüsha olacak kadar kıymettardır.) Bazı ulemaü’s-sûun tenkidine uğradığına müteessir olma. Zira yemişli ağaç taşlanır (Hâşiye) kaziyesi meşhurdur. Mücahedatınıza devam buyurun. Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak âcilen murad ve matlubunuza muvaffakun bi’l-hayr eylesin! Bâki Hakk’ın birliğine emanet olunuz. ”
Eski Fetva Emini Ali Rıza
Kastamonu Lâhikası
🎯 Giriş: Hakikat Her Zaman Alkışlanmaz
Tarih boyunca hakikati haykıranlar, her devirde önce kendi zamanlarının dar düşünceli çevrelerinden tenkit almışlardır. Zira doğru söz, çoğu zaman yanlış kalpleri rahatsız eder. Fakat hakikatin değeri, çoğunluğun alkışıyla değil, ehl-i ilmin ve basiret sahiplerinin şehadetiyle anlaşılır.
İşte bu mektup, Osmanlı’nın son döneminde Müfti’l-Enâm gibi en yüksek ilmî makamlarda bulunmuş olan Eski Fetva Emini Ali Rıza Efendi’nin, Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkında verdiği açık, samimi ve büyük bir takdirin vesikasıdır.
🌟 Büyük Âlimden Büyük Şehadet
Ali Rıza Efendi’nin ifadesiyle:
> “Bediüzzaman, şu zamanda din-i İslâm’a en büyük hizmeti eylemiştir. Eserleri tam doğru ve şâyan-ı tebriktir.”
Bu beyan sadece kişisel bir övgü değil, bir ilim ve feraset ehlinin tesbitidir. Zira o, Bediüzzaman’ın eserlerini tetkik etmiş, özellikle Birinci Şuâ ve Âyetü’l-Kübrâ gibi hakikat yüklü risaleleri görmüş ve ilmî süzgecinden geçirerek hüküm vermiştir.
🕊️ Feragat-i Nefs ve Mahrumiyet İçinde Bir Hizmet
Ali Rıza Efendi’nin en çok hayranlık duyduğu yönlerden biri şudur:
> “Mahrumiyet içinde, feragat-i nefisle, yani dünyayı terk ederek böyle eserleri ortaya koymak, hiç kimseye müyesser olmamıştır.”
Bu tesbit çok mühimdir. Zira Risale-i Nur sadece bir kitaplar bütünü değil, aynı zamanda dünyevî makamları reddetmiş, zindanı medreseye çevirmiş, bedel ödemiş bir hayatın eseridir. Bu fedakârlık, hakikatin samimiyetini teyit eden en kuvvetli delildir.
⚖️ İçtihat ve Sakal Meselesi: Dar Görüşlülüğe Cevap
Ali Rıza Efendi, bazı çevrelerin Bediüzzaman’ın sakal bırakmaması üzerinden yaptığı eleştirileri de Mevlânâ’nın babası Sultanü’l-ulema’nın bir kıssasıyla cevaplar:
> “Bu misillü, Bediüzzaman’ın dahi elbette bir içtihadı vardır. İtiraz edenler haksızdır.”
Burada önemli bir ders vardır: Zâhirî şekillerle uğraşanlar, hikmetin derinliğini kaçırırlar. Sakal gibi bir sünneti öne sürerek, bir müceddidin getirdiği hakikatleri görmezden gelmek, cehaletten öte, bir gaflettir. Zira içtihadî bir mesele üzerinden ümmetin büyük faydalarını gölgelemek, hakikate haksızlıktır.
💬 “Yemişli Ağaç Taşlanır”: Tenkitin Arkasındaki Kıymet
Ali Rıza Efendi’nin, bazı “ulemâü’s-sû” (kötü niyetli âlimler) tarafından yapılan tenkitlere karşı kullandığı veciz ifade çok dikkat çekicidir:
> “Yemişli ağaç taşlanır.”
Bu atasözü kadar sade ve hikmetli bir müdafaa zor bulunur. Gerçekten de, meyve veren her hizmet, mutlaka taşlanır. Taşlamak, çoğu zaman kıymetin işareti olur. Bediüzzaman ve Risale-i Nur da bu kuralın dışına çıkmamış, taşlanmış ama yıkılmamıştır.
🛡️ Sonuç: Ehl-i Basiretin Şehadeti, En Sağlam Müdafaa
Bediüzzaman’a yöneltilen itham ve tenkitlere karşı en sağlam cevap, dönemin en yüksek ilmî ve manevî otoritelerinin şehadetleridir.
Ali Rıza Efendi’nin bu takdir dolu mektubu da bize gösteriyor ki:
Risale-i Nur, sıradan bir kitap değil, asrın iman ihtiyacına cevap veren bir tecdid hareketidir.
Bediüzzaman, sadece ilmiyle değil, feragati ve sabrıyla da bu asra örnek olmuştur.
Zahiri ölçülerle değil, hizmetin hakikatine göre hüküm verilmelidir.
📌 Özet:
Eski Fetva Emini Ali Rıza Efendi, Risale-i Nur’u ve Bediüzzaman’ı övgüyle takdir etmiş, ona “müceddid-i din” demiştir.
Risale-i Nur’un mahrumiyet içinde, feragatle yazılmış olması, hakikate işarettir.
Sakal gibi zâhirî konularla büyük hizmeti küçümsemek ilme ve içtihada aykırıdır.
“Yemişli ağaç taşlanır” sözüyle, tenkitlerin hizmetin kıymetini gösterdiği ifade edilir.
Ehl-i basiretin şehadeti, tenkitlerin üstündedir. Risale-i Nur, zamanın iman ilacıdır.