Kabirde Bir Medrese: Talebe-i Ulûmun Berzah Mükâfatı

Kabirde Bir Medrese: Talebe-i Ulûmun Berzah Mükâfatı

“Eski talebeliğim zamanında mevsuk zatlardan, onlar da mühim imamlardan naklederek işittim ki: “Ciddi, müştak, hâlis talebe-i ulûm, tahsilde iken vefat ettikleri zaman, berzahta aynı tahsil misali ve bir medrese-i maneviyede bulunuyor gibi o âleme muvafık bir vaziyet ihsan ediliyor.” diye o zaman talebe-i ulûm içinde çok defa medar-ı bahis oluyordu.”
Kastamonu Lâhikası

📚 Hakikat Yolunda Vefat Eden Gençlerin Âhiret Karşılığı

🎯 Giriş: Ömür Kısa, Emel Uzun; Peki Ya Yarıda Kalanlar?

İlim yoluna adım atan, tahsil için ömrünü feda eden nice genç, daha hayatının baharında dünyadan ayrılıyor. Zahiren “tamamlayamadı”, “diploma alamadı”, “ömrü yarıda kaldı” diye düşünülen bu kimseler hakkında Bediüzzaman Said Nursî’den gelen şu teselli dolu haber, hem manevî bir hakikati ortaya koymakta hem de bizlere sonsuz bir ufuk açmaktadır:

> “Ciddi, müştak, hâlis talebe-i ulûm, tahsilde iken vefat ettikleri zaman, berzahta aynı tahsil misali ve bir medrese-i maneviyede bulunuyor gibi o âleme muvafık bir vaziyet ihsan ediliyor.”

Bu söz, dünyevî bakış açısının ötesine geçip, ebedî hakikatin penceresini aralayan bir müjde mahiyetindedir.

🌱 Talebe-i Ulûm Kimdir?

“Talebe-i ulûm” yalnızca medresede veya ilahiyat fakültesinde okuyan kimseler değildir. Bu tabir;

İlmi Allah rızası için öğrenen,

Kalben hakka yönelen,

Niyeti hâlis, gayreti samimi olan her ilim talibini kapsar.

Buradaki önemli ölçü, ihlâstır. Zira Allah, “suret”e değil “niyet”e bakar.

🌌 Berzah Âleminde Medrese

Bediüzzaman’ın burada haber verdiği hakikat, oldukça çarpıcıdır:
Tahsil esnasında vefat eden mü’min, hâlis talebeler, kabirde dahi bir medrese gibi manevî tahsile devam ederler.

Bu ne demektir?

Kabir onlar için karanlık bir kuyu değil, nuranî bir dershane olur.

Orada da ilme benzer bir meşguliyet, hikmetli bir bekleyiş, ruhanî bir istikamet vardır.

Bu, hem rahmetin bir tecellisi hem de niyetin ebedîleşmesidir.

🕊️ Yarım Kalan Amellerin Tamamlanması

Allah Teâlâ’nın adalet ve rahmeti, yarım kalan niyetleri tamamlar.
Hadiste geçtiği gibi:

> “Kişi niyet ettiğinde bir hayrı yapmaya başlar, sonra bir engelle karşılaşırsa; Allah onu yapmış gibi yazar.” (Bkz: Buhari ve Müslim)

Bu bağlamda:

Vefat eden bir ilim talebesinin yarım kalan dersi,

Kalbindeki ilim aşkı,

Hakk’a duyduğu iştiyak,

Berzahta ona bir manevî medrese ortamı olarak yansır.

🔎 Dünyevî Başarı Ölçüsü Yeterli mi?

Modern toplum, başarıyı diploma, kariyer, sertifika ve unvanla ölçerken;
Kur’ân ve Risale-i Nur, başarıyı niyet, ihlâs ve istikamette görür.

Bu sebeple;

Belki dünyada hiçbir sınıfı tamamlayamamış,

Hiçbir akademik kariyer elde edememiş,

Hatta ismi unutulmuş nice genç mü’min,

Kabirde Allah’ın ikramıyla ilimle meşgul ruhlar arasına katılır.

🌟 Sonuç: Kabir de Bir Medresedir, Yeter ki Gönül Talebe Olsun

Bu hakikat, bizlere hem teselli, hem de sorumluluk yükler:

İlme niyet eden, yolda vefat etse de mahrum kalmaz.

İhlâsla çalışanın emeği ebediyetle buluşur.

Bu dünyada ilim peşinde geçen her an, ahirette kıymetlenir.

İlim, yalnızca hayatta değil, ölümden sonra da ruhu besleyen bir azıktır.
Bunun için ilim, bir meslek değil; bir iman vazifesi, bir ruh terbiyesi, bir ahiret hazırlığıdır.

📌 Özet:

Ciddi, ihlâslı ve ilim aşkıyla yanıp tutuşan talebeler, tahsil esnasında vefat etseler bile; Allah, onlara berzahta manevî bir medrese ortamı nasip eder.

Bu, hem rahmetin hem de samimi niyetin bir tezahürüdür.

Kabir, ehli için karanlık değil; nuranî bir ilim ve ibadet alanı olabilir.

Modern başarı anlayışı geçicidir; esas başarı niyet ve ihlâs ölçüsünde değerlendirilir.

Bu müjde, gençleri ilme teşvik ederken, niyetin ve ihlâsın ebedî kıymetini de gösterir.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 5th, 2025