Gençlik Bir Rüzgar, Pişmanlık Bir Fırtına: Gidenin Ardından Ağlayanlar

Gençlik Bir Rüzgar, Pişmanlık Bir Fırtına: Gidenin Ardından Ağlayanlar

“Hem nev-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz. Elbette ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretler ile “Eyvah gençliğimizi bâd-i heva, belki zararlı zayi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız!” diyecekler.

   Çünkü beş on senelik gençliğin gayr-ı meşru zevki için dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve âhirette cehennem ve sakar belasını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde

اَلرَّاضٖى بِالضَّرَرِ لَا يُنْظَرُ لَهُ

sırrıyla hiç acınmaya müstahak olamaz. Çünkü zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.

   Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmin!”
Kastamonu Lâhikası

🎯 Giriş: Her Genç, Yarınki İhtiyardır

Hayat, hızlı akan bir nehir gibi insanı önüne katıp götürürken, insan gençliğin içinde kendini ölümsüz zanneder. Oysa ihtiyarlık, tıpkı bir sabahın akşamı gibi kaçınılmaz bir neticedir. Bediüzzaman Hazretleri, ihtiyarların ve hastaların dilinden gençliğe yönelttiği bu derin uyarıda bir gerçeği dile getirir:

> “Eyvah gençliğimizi bâd-i heva, belki zararlı zayi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız!”

Bu feryat, sadece birkaç ihtiyarın değil, insanlığın ekseriyetinin ortak pişmanlığıdır.

🔥 Gençliğin Aldatıcı Zevki: Bedel Ne Kadar Ağır?

İnsanın en enerjik, en heveskâr ve en hissî dönemidir gençlik. Ancak hakikatsiz bir gençlik, aklı susturur, nefsi konuşturur. Sonuç:

Beş on senelik gayr-ı meşru zevk,

Yıllar süren pişmanlık ve hüsran,

Kabirde azap, ahirette ise Sakar (cehennem) azabıdır.

Böylesine büyük bir bedeli kim ödemek ister? Ama işin acısı şudur ki, bu zarara bilerek razı olan kişi, artık merhameti hak etmez:

> “Er-râdî bi’d-darari lâ yunzaru leh”
Zarara razı olan, merhamete layık değildir.

Bu kelâm-ı hikmet, adeta adaletin tokadıdır.

📣 İhtiyarlardan Yükselen Sessiz İtiraf

Bediüzzaman’ın ifadesiyle, ihtiyarların ve hastaların çoğu geçmişe dönüp baktığında boşa geçen gençliklerine yanar. Bu pişmanlık öyle güçlüdür ki, adeta bir vaaz gibidir:

“Sakın bizim gibi yapmayın!”

“Gençliğinizin kıymetini bilin!”

“Lezzet gibi görünen günahlar, ileride zehire dönüşüyor!”

Ne yazık ki, bugünün gençleri yaşlıların tecrübelerini küçümsüyor, ama yarının ihtiyarı olduklarında aynı sözleri tekrar ediyorlar. Bu bir nesiller zinciri içinde devreden gaflet halkasıdır.

🌫️ Cazibedar Fitne: Zamanın Tuzakları

Bediüzzaman’ın “cazibedar fitne” diye tarif ettiği şey, bu zamanda gençleri aldatmak için ortaya çıkan her türlü dünyevî, ahlaksız ve sahte süslerle bezenmiş hayat tarzıdır.

Bugün bu fitne:

Ekranlarla,

Moda ve yaşam stilleriyle,

Sosyal medyada “özgürlük” maskesiyle karşımıza çıkar.

Ancak bu süslü vitrinlerin arkasında derin bir boşluk, şeytanî bir tuzak ve ahiret için karanlık bir hazırlıksızlık vardır.

🛡️ Çözüm: Dua ve Farkındalık

Bediüzzaman yazısının sonunda dua eder:

> “Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin. Âmin!”

Bu dua, aynı zamanda bir uyanış çağrısıdır:

Gençler için: Hayatın geçici heveslerine kapılmamak,

Aileler için: Evlatlarını sadece dünyevî başarıya değil, ebedî kurtuluşa da hazırlamak,

Cemiyet için: Ahlakı koruyacak ve gençliğe istikamet verecek bir manevi atmosfer inşa etmek.

📌 Özet:

Gençlik geçer, ihtiyarlık gelir; geçici zevkler kalıcı pişmanlık doğurur.

Gayr-ı meşru gençlik hayatı hem dünyada keder, hem ahirette azap getirir.

İhtiyarların ortak itirafı: “Gençliğimizi zayi ettik, sakın siz etmeyin.”

Zarara bilerek razı olan kimse, merhameti hak etmez.

Zamanın “cazibedar fitnesi”, gençliği tuzağa çekmektedir.

Bu fitneden korunmak için dua, farkındalık ve imanî şuur şarttır.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 5th, 2025